10 Ekim 2023 Salı

0 ALINTILAR // Pink - Ateş Hattı (Ateş Hattı #1)


 

Kitabın yorumu için tıklayınız!






"Ciddiyet sıfır. Senden asker olmazmış." Sözlerinin aksine yüzünde bir tebessümle başını iki yana salladı. 

Dudaklarımı büktüm. Dediğini onaylar gibi başımı salladım. "Asker olmaz, evet. Amaaaa, ne olur biliyor musun?" 'Ama' derken sondaki 'a'yı uzatmış, heyecanla bağırmıştım. Aklıma çok önemli bir şey gelmiş gibi işaret parmağımı aramızda havaya kaldırdım. 

"Benden çok güzel asker karısı olur!"

Gözlerimin parladığına, yüzümün aydınlandığına emindim ama söylediğimle birlikte benimkinin aksine Akın'ın gülen yüzü bir anda düşüt. Gözleri, binlerce anlamı barındıran bir derinlikte bakmaya başladı. 

Yaptığım gafı toparlamak için bir kelimeyi ararken altında kıvrandım. 

"Aa, şey. Aslında..." Devamını nasıl tamamlayacağımı bilemediğim kelimeleri Akın'ın dudakları susturdu. Kondurduğu ufak busenin hemen ardından burnunu burnuma değdirdi. Dudakları dudaklarıma sürtünüyordu. Karnımın içindeki kelebekler yeniden ortaya çıktı.

"Evet." Net, anlamlı bir sesi vardı. "Senden çok güzel olur. Senden bana, ölmemeye güzel sebep olur."


*****

"Sana ne yaptı bilmiyorum. Belki de bilmediklerim yüzünden senden daha çok kahrolacağım. Bugünden itibaren bilmediklerimin acısıyla omuzlarım çökecek muhtemelen. Ben..." Titreyen sesi daha fazla konuşmasına müsaade etmedi. "Ben, ben biliyorum ki sen ne yaşamış olursan ol, hep kendi ayakların üzerinde durarak atlatırsın. Atlatacaksın. Sen benim tanıdığım en güçlü insanlardan birisin çünkü. Seni yıkmasına izin verme, ayağa kalk. Sana inanıyorum, güveniyorum ben kardeşim. Sadece... Bilmek istiyorum Efsun. Sana... Akın sana ne yaptı?"

Başımı çevirdim, günler sonra ilk kez birinin gözlerine bakmıştım. Abimin gözleri en az benimkiler kadar titriyordu. Dudaklarımdan dökülecek sözler ona bir arkadaşa, bir dosta mal olacaktı. Bunun kaçışı yoktu.

Cılız sesim boğazımdan zorlanarak çıktı. 

"Bana... umut verdi."

Gözlerimi nakış nakış işleyen abimin bakışları o umudun ne olduğunu anlamaya çalışsa da nafileydi. Ben söylemezdim. O gece benim sırrımdı. Her ne kadar annem eve geldiğimde Akın'la birlikte olduğumuzu anlasa da ben ona da tek bir kelime etmemiştim. O gece olanların hepsi -adı her neyse- bende saklıydı.

"Bana umut verdi ve..." Sağ gözümden bir damla yaş sızdı yanağıma usulca. "Ve o umudu benden geri aldı." 


*****


"Git." dedi dudaklarım fısıltıyla.

Gitme dedi bana inat yüreğim.

"Ben razıyım," dedi zoraki çıkan ama kalın bir sesle.

Dudaklarım neyden bahsettiğini anlayamadan açılırken, o tekrar konuştu.

"Ben, benimle tek gecelik ilişki yaşamana da benden başkasıyla olsan da ağzımı açıp tek kelime etmemeye razıyım."

Kaşlarımı çatmış, gözlerimi şaşkınlıkla yüzünde gezdiriyordum. Bunu dahi kabul ediyor olmasının şaşkınlığını atmam lazımdı üzerimden. 

"Akın, herkes olabilir ama sen olmazsın, olamazsın. Çünkü senin benim..."

"Yok!" dedi cümlemi tamamlamama izin vermeden bağırarak. "Seninle benim bir yaşanmışlığımız yok. Olmadı am*na k*yayım! Olamadı! Anlaşılan o ki..." dedi sesi kısılırken. "Olmayacak da..."

"Olmayacak Akın." Başımı iki yana salladım.

"Ben razıyım Efsun. Hayatında bir hiç olmaya razıyım ama yeter ki o hiç, hayatına ait bir hiç olsun."


*****


"Senden nefret ediyorum Akın." 

"Yanımda ol Efsun da... Ben o kısacık anlarda nefretine de razıyım. Varsın senden gelsin, ben nazın da razıyım, niyazına da. Aşkın da kabulüm, nefretin de... Her şeyin başımla beraber."

Kafasını kaldırıp bana baktı. Elini usulca gözümdeki yaşa uzattı, nasırlı parmakları yavaşça süzüldü yanağımdan. "Ağlama... Ağlayınca hep çirkin oluyorsun." dedi titrek sesiyle.

"Hani güzeldim ben? Ömrüm boyunca gördüğüm en güzel şeydim filan?" Hesap sorar gibi göz kırptım.

"O inlerken," dedi sırıtarak. İstemsizce gülesim gelmişti. Akın hafifçe yükselip üzerime eğildiğinde gülüşümden öptü... 

Yutkundum ama gitmedi dudağımın kenarından.

"Bir inlemelerin, bir gülüşlerin... Yedi senedir aklımdan çıkmadı Efsun."


*****


Akın'ın hiç acıması yoktu. Kendini mazur göstermesi için hiçbir çabası yoktu. Hepsini geçtim, az önce bir şeyler paylaştığı kadına hiç saygısı yoktu! 

Çenem sinirle kasıldı. "Türkiye'de olduğun zamanlar vardı yani?"

"Vardı."

Gözlerim dolmak üzereydi. "Ama gelmedin?"

"Gelemedim."

"Neden?" Kısık bir isyandı bu. İnce, tiz ama kısık... 

Akın sustu bu isyanıma.

"Lanet olsun! Neden?" Titreyen sesimle birlikte süzüldü gözümden bir damla yaş.

Akın'ın bakışlarının da titrediğini gördüm bir an ama bana nazaran çok daha sağlam duruyordu. Oldukça sağlam...

"Beni görmek istemezsin diye düşündüm."

Bakışlarım büyürken bir an dondum kaldım. Tüm vücudum put kesilmişti. Kaşlarımı kaldırdığımda sesim sahte bir anlayışa büründü. "Peki, lanet olası yedi sene sonra seni görmek istediğimi nereden çıkardın?"

"Çıkarmadım..." dedi buhrandan çatallaşmış bir sesle. "Sadece daha fazla..." derken yutkundu ve sesi daha da kısıldı. "Dayanamadım."


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın