Nora Roberts'ın Eve Dallas ya da bir diğer ismiyle Ölüm Serisi'nin 10. kitabı Ölüm Tanığı bu ayın kitabıydı. Biliyorsunuz ki her ay serinin bir kitabını okuyarak bitireceğim seriyi.
Bu kitapta da Eve ve Roarke sahalardaydı bol bol ama bu kitap bir başkaydı da... sebeplerini yorumlarımda detaylı anlatacağım 😇
Bu kitapta diğerlerine nazaran daha çok aşk okuduk ve daha romantik sahneler okuduk... ayrıca şunu da söylemek isterim ki Peabody ve McNab git gide favorilerim olmaya devam ediyor. Çok tatlıydılar ne demek istediğimi okuduğunuzda anlarsınız.
Her ne kadar her kitap farklı bir kurgu olsa da kitaptaki karakterlerinin hayat akışı ve yaşam tarzı bütünlüğü açısından sıralı gidilmesi daha doğru olur o yüzden üşenmeyin sırayla okuyun.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Roarke ve Eve, Roarke'ın sahibi olduğu tiyatroda bir oyun izlemeye giderler. Bu oyunca oldukça ses getirmiş ve gündeme gelmiş bir oyundur. Üstelik oyun Agatha Christie kitabından uyarlanmıştır. Oyunu izlerken Eve, tamamdan odaklanmış katili kendi kafasında çözmeye çalışırken içgüdüleri alarm moduna geçmiş ve oyunda bir şeylerin doğru olmadığı izlenimi vermektedir. Bu sırada oyunda ölmesi gereken karakter gerçekten bıçaklanarak öldürülünce ve bu durum Eve'in gözleri önünde olunca sahnelenen oyun gerçek hayata da yansımıştır. Şimdi oradaki tiyatro ekibinin arasında bir katil vardır ve bu katilin kim olduğunu bulmak da Eve Dallas'a ve ekibine kalmıştır. Üstelik yüzlerce izleyici de bu duruma tanıktır bütün oyuncular da şüphelidir. İşi oldukça zor olan Eve'in önüne aynı oyunda perde arkasındaki kişilerden birinin daha ölüm haberi konunca olay iyice kontrolden çıkar ve büyük bir baskı ile her ne kadar ölümü hak etmiş olsa da kurbanın hakkı aranmalı ve katil bulunmalıdır. Eve ise adaleti sağlamak için bir şey yapmaktadır. Bütün bunların yanında da her araştırmasında eline geçen bilgilerde aşkın, ailenin, sevginin, arkadaşlığın ne demek olduğunu öğrendikçe özellikle de aşk ve sevginin değerini öğrendikçe Roarke'a yaklaşması da o şekilde boyut değiştirmektedir. Her ne kadar Eve'in kendisine böylesine yakınlaşması Roarke'ı şaşırtsa da asla şikayetçi değildir ama bir taraftan da aşık olduğu, deliler gibi sevdiği kadının içinde yaşadığı fırtınaları gördükçe de bu davanın onu nasıl etkilediğini de fark etmektedir. Çünkü davanın altındaki bazı detaylar Eve'e geçmişi hatırlatmakta ve etkisi altına almaktadır. Şimdi Eve hem katilin peşinde hem de geçmişinden gelen gölgelerle savaşmaktadır.
Öncelikle Agatha Christie kitaplarından alıntılanan bir oyunun cinayet kurgusuna dahil olması ve yazarın devamlı adını görmek müthişti. Cidden şu kitabı yazar okumuş olsaydı ne düşünürdü diye düşünmeden edemedim.
Müthiş bir detaydı bence. Belli ki Nora Roberts, yazarın hayranı 🙈
Eve'in geçmişine dair yaşadığı travmayı açık vermesi ve bunu girdiği psikolojik savaşta yanına bulunan Peabody'e yansıtması, yardımcısının Eve'in hiç görmediği bir tarafını görmesini sağladı. Ayrıca genç kadının da teğmeninin bu zayıf anında sessiz kalması yanında kalmak istemesi ama bundan hiç bahsetmemesi, sorgulamaması da çok iyiydi. Peabody aslında çok güzel bir dost.
O sahneden sonra eve gidip de Summerseth ile yaşanan olay... her ne kadar birbirleriyle takışsalar da inatlaşsalar da kedi köpek gibi olsalar da birbirlerini anlamaları çok güzel bir detay. Zaten yaşlı adamın da hemen Roarke'a haber vermesi, Eve'in zayıflığını fark etmesi ve saygı duyup Roarke'ı onun yanına göndermesi çok güzeldi. Genç kadının şeytanlarının farkında ve onun yıkıldığını görmenin acı vereceğini de bilmesi müthiş detaylar.
Eve'in ilk kez romantiklik yapıp bir akşam yemeği hazırlama çabası, Summerseth'in olaya dahil olma çabası ikili arasındaki eğlenceli sahneler çok güzeldi. Bu ikiliyi cidden çok seviyorum.
Zaten o sahnede de Roarke'ın verdiği tepki... çok eğlendim 😄 adam alışık değil karısının romantikliğine birde mumlar, müzik, yemek, şarap ve kırmızılar içinde bir adet Eve görünce panikledi. 😂 süperdi ya... itiraf ediyorum o sahneyi 2-3 kere okumuşumdur.
McNab'in Peabody ile olan ilişkisi ve Roarke'dan taktik alması çok eğlenceliydi ama işe yaramış gibi görünüyordu. İkisinin bir aşk birlikteliği yaşamasını heyecanla bekliyorum. Ayrıca Eve'in bu ilişkiye bakışı da beni çok eğlendiriyor. O kadar emin ki bu ikiliden bir şey olmayacağından ama yanıldığını okumak güzel olacak.
Nadine detayı ise... Eve'in bir kere daha arkadaşlarına ne kadar değer verdiğini görmemizi sağladı. Genç kadın için de baya emek harcadı ve doğru bir şekilde yönlendirdi.
Bunların yanında görevine tutkuyla bağlı olan Teğmen Eve Dallas'ı sanırım ilk defa bir katile akıl verirken denk geldik. Ama dibine kadar da haklıydı. Çok takdir ettim kendisini.
Yine ara ara eğlenceli sohbetler, komik diyaloglar vardı. Cidden tüm ekip ve bu ekibe her daim burnunu sokan Roarke çok müthiş bir grup. 😄
Kitabı çoook beğenerek okudum. Zaten seride 10. kitaba gelmişim beğenmesem gelmezdim. 😄
Polisiye-dedektifli kurgulara harmanlanmış aşkı okumayı seviyorsanız mutlaka deneyin bu seriyi. Zaten kaçırmamanız gereken bir seri bence ve nereden yakalarsanız iyidir deyip hemen başlayın. Serinin uzunluğu gözünüzü korkutmasın çünkü asla sıkılmıyorsunuz.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 5 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟🌟
Ancak Eve, bu davayı çözerken artık geçmişte kaldığına inandığı acılarıyla tekrar yüzleşmek zorunda kalacak ve Roarke'ın yardımıyla bunlarla hesaplaşacaktır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın