~~~*~~~
Bazen çiçeklerin suçu olmasa bile ölmek için koparılırdı dalından. Benim çiçeklerim ise toprağa dikilip, ölüme terk edilmişti.
~~~*~~~
Son hızla, beklemeden serinin ikinci kitabına başladım. Zaten bu kitap çıkmadan da ilk kitabı okumak istemedim. İyi ki de bekledim çünkü ilk kitap fena bitmişti bu kitapla da gizli kalan sırların hepsi ifşa oldu artık.
Mihrem ve Semih'ih hikayesi yarım kalmıştı bu kitapta davam ediyordu. Size tavsiyem ikisini peş peşe okuyun böylece merak edip elinizde kitap olmadan kalmazsınız 😇
Zaten 2 kitaplık bir seri ve bu kitapla hikayemiz mutlu sonuna ulaşıyor ve yazar bir sonraki kitabı için ön tanıtım yazmış sonsözde gel de merak etme. Neyse o da zaten yakında çıkacak onun için de size tavsiyem ikinci kitabını bekleyin 😁
~~~*~~~
Canım yana yana beni kül edene ateş olmak için yeniden alevlendim. Onu da ateşime çekmeden, kül etmeden bir daha nefes alamayacaktım.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Mihrem, Semih'in kendinden sakladığı sırlardan bazılarına kulak misafiri olmuştu. Tam kendisine evlenme teklif ettiği andan birkaç dakika sonrasında Emre, Uğur ve Semih arasında geçen konuşmalarda kendisine görev için yaklaştığına ve kendisine bir şeyler hissetmediğine dair konuşmaları duymuştu. Bunlarla hemen yüzleşmek yerine özel eğitimli asker olarak sorun karşısında bir plan yapmış ve o planı uygulamaya başladı. Planına göre evlenecek ve evlendiği sabah Semih'e vurgunu yapıp yüzleşecek ve gidecekti. Kendiyle ilgili bazı sırları da söyleyecekti gitmeden önce. Her şey Mihrem'in planına uygun ilerlerken bilmediği şey ise, Semih'in de bazı sırları vardır. Mihrem ile ilgili görevi, ona karşı olan duyguları da işin içine girince her şeyi ondan saklamak daha da zor hale gelse de susmak zorundadır. Bütün bunların yanında da planını uygulayan ve sonunda da Semih'i terk eden Mihrem, sınır ötesinde özel görevlere giderken geride bıraktığı Semih'ten uzakta bir yıl geçirmiştir. Kalbi her ne kadar Semih'in yanında olsa da ihanetin acısıyla hareket eden mantığı ise ölümle burun buruna çalışmaya devam etmektedir. Ancak hesaba katmadığı bazı noktalar vardır. Semih... Semih'de Mihrem gittikten sonra uslu durmamış, genç kadını adım adım takip etmeye başlamıştır bununla sınırlı kalmamış sabrederek doğru zaman geldiğinde bütün her şeyi Mihrem'e anlatmak için plan yapmıştır. Şimdi planı uygulamak, Mihrem'e kendini affettirmek ve kaybettikleri zamanı geri almak için çabalaması gerekmektedir. Mihrem ise duyduğu gerçeklerle darmaduman olurken yüreğinin sesini mi dinleyecek yoksa uğradığı ihanetlerin sonunda yeniden mi çekip gitmeyi seçecek?
Böyle anlatıldığında çok güzel geliyor değil mi? Çok cazip, ilgi çekici, nefes kesici... öyle de ama bazı eksiklikler vardı ne yazık ki 😓 O kısımlara detaylı gireceğim yorumun ilerleyen satırlarında.
Öncelikle Mihrem'in açıkçası direk gidip Semih ile yüzleşmesini sonrasında çekip gitmesini isterdim sanki, ama yazarımız bu şekilde uygun görmüş çok da bu konuda yorum yapamayız.
~~~*~~~
Gözlerine bakarken ilk defa bir şey hissettim. Sanki bir bıçağı kalbime sokmuşlar da yavaşça içinde çevirirken, kalbim patlamasın diye milim milim oynatıyorlardı. Hem yaşatmaya devam ediyordu o bıçak beni hem öldürüyordu. Mihrem de böyleydi. Gözleriyle yaşatıyor, sözleriyle öldürüyordu.
~~~*~~~
Mihrem'in cesaret, yaşadığı ihanetlere rağmen ayakta kalabilmesi, onca kalp kırıklığına rağmen düşmemesi, her ne kadar ölümün sınırında da dolaşsa da her şeye rağmen görev bilinciyle ayakta kalması hayranlık uyandırıcıydı. Zaten görevlerde de cesareti, korkusuzluğu da çok güzeldi.
Yeni ekibiyle olan diyalogları, özellikle de Kara ile olan diyalogları çok iyiydi. Aslında acaba Semih ile arasında bir kıskançlık olur mu diye düşünmedim değil ama onun detaylarında da Semih ile Kara arkadaş çıktı ya 🙈
Evlenmelerinin ertesi gününde olan olaylar yürü be Mihrem dedim. Kızım sen müthiş bir detaysın. Semih'in çaresizliği, göz göre göre sevdiği kadını kaybedişi, hiçbir şey yapamamasının çaresizliği çok iyi anlatılmıştı.
Semih ise... bir yıl iyi sabrettin be adamım ama tabi senin de bazı planların varmış o yüzden bir şey diyemiyorum.
Semih ve Emre'nin Mihrem'den sakladıkları gerçekler... ilk kitabın sonunda ve bu kitabın başlangıcındaki o sır... beklemediğim bir şeydi ve bu müthiş bir detaydı. Tam bir sürprizdi.
O sırları -tabi ki ne olduğunu söylemeyeceğim- karşısında Mihrem'in yaşadıkları... gerçekten güçlüsün kadın!
Kitaptaki operasyon detaylarını okumayı daha çok isterdim, özellikle de Semih'lerin ekip ile Mihrem'in ekibinin beraber çıktığı sınır ötesi operasyonu daha detaylı okumak isterdim. Mirza ile ilgili sonu da daha detaylı isterdim. O kısımlar biraz geçiştirilmiş hissi verdi açıkçası.
~~~*~~~
"Kimse değil Mizgin, ben gördüm içindeki o yaralı kadını, ben sarmak istedim seni. Katil oldum, hırsı oldum, en çok da senin peşinde arsız oldum. Sevmeyeceğini bile bile yine geldim."
~~~*~~~
Bütün bunların yanında bir yılın sonunda Semih ve Mihrem tekrardan bir araya gelip barışmaları ve kendi mutlu sonlarına ulaşmaları oldu ki o kısımları da okuduk. Hani bazen deriz ya keşke onların mutlu evliliklerini-beraberliklerini-ilişkilerini okuyabilsek işte bu kitapta bu vardı. Yazarın aaa mutlu son aşıklar kavuştu bitirelim hikayeyi gibi bir düşüncesi olmamış okura hadi bunları aşık olarak da azıcık okuyun demiş gibi hissettirdi.
İşte bu noktada da kararsız kaldım. Olmasa olurdu, bu yüzden de tek kitapla hikaye biterdi. İlk kitap 300 sayfa değil 500 sayfa olsaydı da yeterli olurdu hissi de doğurdu itiraf etmek gerekirse.
Genelinde kitabı sevdim özellikle ilk 150-200 sayfa gayet iyiydi. Sadece her şey yoluna girip de ondan sonra olaysız olan sahneler biraz şey gibi geldi... olmasa da olurdu hissi verdi.
Bir de... kitapta Semih ve Mihrem'in düğünlerinin olduğu sahnede, gelin odasına Mirza geliyor ve orada bir yüzleşme yaşanıyor. O sahneyi de birazcık Fatih Murat Arsal'ın Yalnız Gözlerin İçin kitabındaki Tahir ve Güney'in düğün günlerinde Maho işe karşılaştıkları sahneye benzettim.
Çok uzatmayayım yeni kitap spoiler vermemek için zor duruyorum. Genelinde okurken keyif alınacak bir kitaptı ama ilk kitap çok daha iyiydi bence.
Kitaba puanım 5 üzerinden 3 yıldız. 🌟🌟🌟
~~~*~~~
Her cümlesinde büyük bir yaranın izleri vardı. Onda ne kadar büyük bir hasar bırakırsam bırakayım, bende vazgeçmemişti.
~~~*~~~
Nöbet Başında Aşk
Kitabın adı : Nöbet Başında Aşk - 2
Yazarı : Rabia Gümüş
Seri Bilgisi : Nöbet Başında Aşk #2
Yayınevi : Parola Yayınları
Sayfa sayısı : 368
Kitabın tanıtım yazısı:
Hayatının aşkıyla karşılaştığını sanarken aslında hayatının hatasını yaptığını fark ettiği an Üsteğmen Mihrem Çelik, intikam uğruna ne kadar ileri gidebilirdi?
Mesleğinden, aşkından, evinden, dost bildiği insanlardan vazgeçebilecek miydi? Ve en önemlisi bu aşkın sonunda alacağı intikam sadece sevdiği adamımı yoksa kendisini de mi dibe sürükleyecekti?
Mihrem bir yol ayrımında hayatını altüst edecek kararı verdi.
...
Her şeyden çok sevdiği kadını, kaybetmenin eşiğinde olduğunu bile fark etmeyen Semih Karaaslan tüm hayatı boyunca yaşadığı en mutlu zaman dilimindeydi. Sakladığı sırrın bir gün ortaya çıkacağını asla tahmin etmemişti. Yasak olduğunu bile bile yürüdüğü yoldan dönmemiş, pişman olmamıştı.
Peki, önce kim pes edecekti? Sevdiği adam tarafından aldatılan Mihrem mi yoksa sevdiği kadın tarafından yaralanan Semih mi?
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın