Askeri kurgulara devam ediyorum ve Rabia Gümüş'ün Nöbet Başında Aşk kitabına başladım. Bitirdim ve şimdi hemen ikinci kitaba başlayacağım. Çünkü çok fena bitti. Okumayı planlayanlara önden uyarım olsun kitapları peş peşe okuyun çünkü ilk kitap çok fena bitiyor.
İki kitaplık bir seri olan Nöbet Başında Aşk, askeri kurgu olmanın yanı sıra aile, aşk ve arkadaşlık ilişkilerine de değiniyor. Üstelik bunu çok güzel yapıyor. Kırgınlıkları, alışkanlıkları ve bunların yanında insanın içinde bastırdığı duyguları dışa vurumunu da çok güzel yapmış.
"Smut yazmadan da nasıl aşk romanı yazılır" en iyi örneklerinden biri bu kitaplar. Zaten yazarımızda röportajımızda sebeplerini de söylemişti ve sonuna kadar katılıyorum kendisine bize de bu aşk romanlarını nasıl özlediğimizi gösteriyor bir yerde.
Dediğim gibi smut detaylar yok dolayısıyla da rahatlıkla yaş sınırı olmadan okuyabilirsiniz.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; gizli operasyonlarından sonra Iğdır'daki askeriyeye tayini çıkan Üsteğmen Mihrem, oradaki askeriyede görevine başlar. Tam da onun başladığı sıralarda da nişanlısı tarafından aldatıldığını öğrenen Semih, yaşadığı olayla ilgili yüzleşmelerinden sonra askeriyeye geri dönmüştür. İkilinin havaalanında yaşadıkları tatsız bir olay sonucunda askeriyede denk gelmeleri de ikilinin arasındaki dinamiği değiştirir. Ancak bu daha başlangıçtır çünkü Mihrem, hem Semih'in üstüdür hem de onlardan daha ağır eğitimlerden geçtiği için daha da başarılırdır. Ama tabi ki bunlar asıl olayların yanında önemli detaylar değildir çünkü Gamze'nin kaçırıldığı dönem yaşadığı travmalarda bir şekilde bağlantılı olan Mihrem, kendi yaşadıklarından, kayıplarından ve Emre ve Gamze'nin de yaşamak zorunda kaldıklarından dolayı yaşadığı acı, suçluluk içten içe onu yemektedir. Daha da önemlisi o olaylarda kendi nişanlısını da kaybetmiştir. Üstelik nişanlısının ikizi Mirza'da kendisine takıntılı hale gelmiştir. Kanıtlayamadıkları ama yüz de yüz emin oldukları şey ise Mirza'nın aslında bir hain olduğu ve askeriyeye karşı olduğudur. Çünkü Gamze'nin yaşadığı olaylarla ve arkasındaki kişilerden birinin Mirza olduğundan da emindir. İstihbaratta çalışan ağabeyi ile de bu işe odaklanan ama sonuca bir türlü ulaşamadığı olaylarda artık iyice kontrolden çıkmaktadır. Çünkü Mirza, Semih'le Mihrem'in arasındaki olanlardan şüphelenmektedir ve bu durumda memnun değildir. Mihrem'i kendine istemektedir. Ancak ikili arasında filizlenen aşk ise dur durak bilememektedir. Geçmişiyle ilgili Semih'ten sakladığı sırlar zaman zaman boynunu bükse de Mihrem'in duyguları artık ondan uzak durmasına müsaade etmiyordur. Bütün bunların yanında Mirza ise, geçmişi her an gün yüzüne çıkarmaktadır. Mihrem, sır gibi sakladığı geçmişiyle yüzleşmek zorundadır ve bunların yanında aşkına da sahip çıkmalıdır. Semih ise bir kere bir kadından yediği darbe sonrasında tattığı aşk bütün hücrelerinden sızarken Mihrem'de uzak durmak istemez ama uğraşmaları gereken de bir Mirza problemi vardır. Şimdi savaş başlamıştır ve hem görevlerini yerine getirmeliler hem de birbirlerini hayatta tutmak için çaba harcamalılar... bir de aşkları zedelenmeden bunu yapmaları gerekmektedir.
Öncelikle kitaplarda güçlü kadınları, savaşçı kadınları severim. Burada da Mihrem tam da sevdiğim türde bir kadındı. Zaten asker ve diğerlerinden daha üst rütbede falan ama tavırları, duruşu, sözünü geçirmesi falan da yürü be kızım dedirtti. Özellikle o askerleri hizaya getirme şekli, canını sıkan teğmenleri yani bizim çocukları eğitim adı altında cezalandırması süperdi. Çok sevdim ve eğlendim o kısımlarda.
Açıkçası böyle şeyleri severim hatta Semih ile iddiaya girip de kazanması yok mu... off kadın müthiş bir detaysın sen dedim. 💜
Zaten Dağ Başında Aşk serisinde Semih, Uğur, Ercan ve Dursun ah bir de Mert'i okumuş ve sevmiştim. Hepsi çok tatlı çocuklardı ve bu kitapta onları görmek çok güzeldi. Ah bir de Emre'yi katmak lazım Kurt Komutansız olmaz. Onların arkadaşlıklarını bu kitapta da okumak çok eğlenceliydi. Birbirlerine destekleri, dostumun düşmanı düşmanımdır modunda olmaları, birbirlerine güvenleri çok güzeldi. Bu tür arkadaşlık detaylarını okumayı seviyorum.
Bütün bunların yanında Mihrem'in orada tek olması ve bu ekibin arasına her ne kadar üsttü de olsa dahil olması süper bir detaydı. Tabi Mihrem'i kızdırmadıkları sürece o zaman Üstteğmen kimliğini konuşturuyordu kadın 😁
Mihrem'in Mirza ile olan geçmişi, inatlaşmaları, dikleşmeleri ve pes etmeden dik duruşları çok iyiydi. Özellikle de Mihrem'in dediğini yapacak bir kadın olması Mirza'yı bir durduruyor zaten. Mirza zaten dert olacak belliydi her şekilde bunu da gördük kitapta... çok pis sinir oldum bende ve ben olsam fırsatım olduğu an çekmiştim tetiği Mirza'ya.😡
Semih'in yediği vurgunu... sen 4 yıl boyunca sev, say, sabırla bekle kadın kalksın seni aldatsın var mı böyle dünya ya... bu adam bunu hak etmedi. Sema ettiğini buldu da bence. Bir gecelik pişmanlıkmış... okurken çok pis sinir oldum, defol git dedim kendi kendime... hatta öyle ki Mihrem'in yerinde olsa Mirza'dan kalan bir kurşunu da Sema'ya sıkardım.
Semih'in ama Mihrem'e duyduğu aşk çok güzeldi. Resmen dolu dizgin seviyor adam ya... bırakmıyor, pes etmiyor ve gitmiyor... en azından kitabın sonunda olan konuşmaların bir sebebi olduğunu düşünüyorum.
Arda çok iyi bir detaydı, çünkü Mihrem'in de ailesinden bir detay okumak süper geldi.
Eğitimler, askeriye detaylar çok güzel işlenmişti o kısımları çok sevdim. Çünkü kardeşimin askerlik anlarından ve babamın askerlik anılarından öğrendiğim kadarıyla böyle eğitimler vardı. Bu yüzden bunları okumak çok güzel bir detaydı. Eksiksiz geldi o kısımlar.
Semih'in kıskançlığı, Sema'dan veya Ceyda'dan kurtulmak için Mihrem'i kullanması, arkadaşlarına aşkını haykırdığı kısımlar süperdi.
Bunun yanı sıra ise Mihrem, Semih ve Mirza üçlüsünün olduğu sahneler ise... kelimelerle anlatılamaz derecede heyecanlıydı o kısımları soluksuz okudum diyebilirim hele bir de Mirza'nın askeriyeye geldiği o kimlik... burası hakkında detay vermeyeceğim çünkü spoilerın dibi olur muhtemelen.
Semih'in Mihrem'in eski nişanlısıyla ilgili anılara karşı duyduğu saygı hayranlık uyandırıcıydı. Semih cidden bence çok güzel yürekli bir adamsın sen. Çok sevdim seni ben dostum.
Uğur ise... Gamze ve Emre'nin hikayesinde Semih nasıl en büyük destekçisi ve Gamze'nin ağabeyi gibiydi burada da Uğur onun gibiydi sanki. Uğur bence Semih'in aşkta yenilmemesini ve Mihrem'in kaçmaması ve denemesi için en büyük adımları atmasını ağlayan adamdı. Sevdim seni Uğur, senin hikayeni bekleyeceğim. 😇
Ben bu kitabı, Dağ Başında Aşk'tan daha çok sevdiğimi itiraf edebilir miyim? Cidden daha çok sevdim. Neden bilmiyorum ama daha iyiydi bence.
Tabi ki kitaba puanım 5 üzerinden 5 yıldız. 🌟🌟🌟🌟🌟
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın