Kitabın yorumu için tıklayınız!
Luke, "Bunu konuşmamız gerekiyor," dedi.
"Neyi konuşmamız gerekiyor?" Cevabını çok iyi bilmeme rağmen yine de sordum.
"Kardeşlerin hakkında, tatlım. Senin kardeşlerin."
"Ne olmuş onlara?"
"Eğer bunu yapmaya devam edeceksek, onlardan saklanmak istemiyorum, Emmy." Sesindeki his, dizlerimin arkasına tekme atıp dengemi kaybetmeme neden olan bir vuruş gibiydi. "Daha önce de insanların kirli küçük sırrıydım, onları önemsemediğim için bunu hiçbir zaman umurumda olmadı ama seni önemsiyorum."
"Ona aşıksın," dedi. Bu bir soru değildi.
"Evet, öyleyim." Teddy'e yalan söylemek için hiçbir nedenim yoktu. Beni sorgulamak için ofisime geldiği gün suratıma yumruk atmadıysa, şimdi de yapmayacağından oldukça emindim.
"O biliyor mu?"
"Henüz değil."
"Ona söylemelisin."
"Söyleyeceğim."
"Biliyorsun, o da seni seviyor."
Bunun düşüncesi beni korkutmasına rağmen aynı zamanda yaşayan en şanslı adam gibi hissetmemi de sağladı. Nasıl aşık olunacağını gerçekten bilmiyordum. Bildiğim tek şey, elimden gelen her şekilde Emmy ile birlikte olmak istediğimdi. Mutfakta yavaş danslar, içkili geceler, dağlarda geziler, ateşli seksler, öğleden sonra uykuları ve pencereler açıkken iki şeritli otoyollarda seyahatler istiyordum.
Hepsini istiyordum.
"Bunu nasıl biliyorsun?"
"Seni çağırmamı istedi." Teddy omuz silkti. "Emmy asla bir şey istemez. Sadece başını öne eğer ve olaylarla kendi bildiği yöntemle, kendi beynini kurcalayarak ilgilenir. Ancak o seni çağırmamı istedi."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın