26 Ağustos 2024 Pazartesi

2 Harper L. Woods - Cadılar Meclisi (Coven of Bones #1)



~~~*~~~
"Kabuğumuz ne kadar güzel olursa olsun, hepimiz büyük ve korkunç şeyler yapabiliriz."
~~~*~~~ 


Daha duyurusu yapıldığında ilgimi çekmiş almıştım ve şunu demeliyim ki iyi ki almışım.

Coven of Bones Serisi'nin ilk kitabı olan Cadılar Meclisi, fantastik-paranormal romans türünde. İki kitabı da çıktığı için seri yarım kalmıyor. Bir söylentiye göre yazar üçüncü kitap yazacakmış ama henüz buna dair detaylı bilgim yok ne yazık ki. Goodreads'te de hala iki kitap olarak görünüyor. 

Fantastik-paranormal romans deyince aklınıza ruhlar, düşmüş melekler gelmesin sadece... Cadı, iblis, vampirler türevinde düşünün. Ayrıca her ne kadar kitabın başlarında hissettirmese de kitabın ilerleyen sayfalarında smut içerik ve bununla ilgili diyaloglar var. Bu yüzden bu tür detaylardan rahatsız olan okurların okuyup gereksiz yere gömmesin kitabı. 

İyi ki ikinci kitap elimde çünkü öyle bir bitti ki bu kitap hemen ona başlayacağım. Resmen son 50 sayfada bomba patladı ve okuyun ikiyi dedirtti yazar. 

~~~*~~~
Bir gün, ya babamı öldürmek zorunda kalacağımı ya da onun beni öldürmesine izin vereceğimi bilerek büyümüştüm.
~~~*~~~ 


Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Willow, Hecate soyundan gelen son kişi aynı zamanda Madizza soyunun da son üyesidir. Babası tarafından halasının intikamı ve kendi doğum hakkının alınabilmesi için yetiştirilen annesinin büyüsüyle ve eğitimiyle de cadılığı konusunda acemi olmayan Willow, elli yıldır kapalı olan ve yeniden açılan  Hollow's Grove Üniversitesi'ne davet alır. Özellikle daveti de Cadılar Meclisi'nin üyeleri tarafından asla reddedilmemesi gerektiği konusunda Müdür Alararic Gray Thorne gönderilerek alınır. Gray, bir şekilde Willow'u okula getirmek zorundadır. Annesinin cenazesi ve üvey küçük erkek kardeşinin güvenli bir yere ulaşmasına öncelik vemesi sonucunda okulun müdür onu almaya geldiğinde işler çığırından çıkar. Çünkü okulun müdürü bir Aracıdır ve Aracılar, iblislerin hapsedildiği bedenlerdir. Okulun müdürü Alaric Gray Thorne, Willow'u almaya geldiğinde karşısında acemi bir cadı beklemiştir ama kendisiyle savaşan ve yetenekli bir cadı görmek onu da şaşırtır. Willow bir Yeşildir ve Yeşiller doğaya hükmedip, topraktan aldıkları güçlü savaşabilirler. Bir şekilde onun okula gelmesini sağlayan Gray, Willow'un okulda hayatta kalmasını sağlayacaktır. Cadıların Üst Meclis üyeleri kendi istekleri ve talepleri konusunda net, büyülerini de gerekirse kendi türünü de öldürebilecek seviyedelerdir. Bunu öğrenen Willow, Gray ile bir anlaşma yapar. Bunun yanı sıra da Gray, Üst Meclis'e Willow üzerinde hak ilan edip de onun kendisine ait olduğunu duyurduğunda işler iyice karışır. Çünkü Üst Meclis, cadılarla aracıların ilişkilerini yasaklamışlardır ve Gray ile Willow'un ilişkisi Üst Meclis'in çıkarlarına hizmet etmemektedir. Willow ise arka planda olan Gay ve Üst Meclis arasındaki hesaplaşmalardan habersiz babası tarafından kendisine verilen görevi yerine getirmek için kemikleri aramaktadır. Kemikleri bulacak ve yapması gerekeni yapacaktır. Bütün bu amaçların arasında ve verdikleri savaşların yanında Gray ile arasındaki çekim ve kimya ise her şeyi karmaşıklaştırır. Çünkü Gray, Willow'un kanını içerek beslenmek, onu sahiplenmek ve sadece kendisine ait olmasını istemektedir. Willow her ne kadar ona karşı koysa da kendisi de Gray'e karşı bir çekim hissetmektedir. Willow'un baş etmes gereken bir sürü dert varken aslında daha büyük bir problem vardır ve bunu bilmeyen, koca bir oyunun içinde olan Willow'dur. Bütün bunları öğrendiğinde ise yüzleştiği gerçekler bambaşka şeyler çıkacaktır. Bir yerde de sırlar bir bir ortaya dökülecektir.

Öncelikle kitap beklediğimden çok farklı çıktı. Böyle bir kurgu beklemiyordum. Dolayısıyla baya şaşırdım hele ki kitabın son 50 sayfası beni şoktan şoka uğrattı. Evet Willow'un bazı konularda baya bilgisiz bırakıldığı, kandırıldığını düşündüm ama bu kadarını düşünmemiştim. Zavallı kızım resmen bir oyunda piyon gibiymiş ve kaderi en başından beri belliymiş ama çocuğumun haberi yokmuş.

Her neyse, beni şaşırtan kitapları severim 😉



~~~*~~~
"Sessizlik, bazen kelimelerden çok daha anlamlıdır, bunu uzun zaman önce öğrendim. Görüyorum ki dünyamıza musallat olduğun yüzyıllar boyunca, bir şekilde bu dersi almaktan kaçmayı başarmışsın."
~~~*~~~ 



Willow'un karakteri, büyüsünü kullanma şekli ve kardeşini korumak için çabaladığı şeyleri güzel anlatılmıştı. Özellikle Gray ile ilk karşılaşması, onunla kavgası, onu alt etme çabası, sonrasında atışmaları çok iyiydi. Gray'i böylesine zorlarken aynı zamanda da ona çekilmesi de çok iyiydi. 

Okulun bahçesinde bitkilerle yaptıkları, sonrasında ormanda yaptıkları da kitaba hareket katan detaylardı.. Willow'un güçlü karakter olmasını ve savaşmadan pes etmez özelliği güzeldi. Özellikle de Üst Meclis'i tanımaması, onların kurallarına uymak için bir çaba sarf etmemesi ve onlarla cesurca konuşması müthişti.

Gray ise... adamım her şeye rağmen çok iyiydin ama sen. Sakladığın sırlara rağmen, gerek Üst Meclis'e gerekse Willow'a karşı tavırların süperdi. Bayıldım.

Gray'in Willow'u acemi cadı sanması ve sonrasında yaşadığı şaşkınlık harikaydı. Hatta kendi arkadaşlarını bu konuda uyarma çabası da öyle. Bazen hınzır halde deneyin görün tavrı da öyle.  
Willow'u sahiplenmesi, ondan beslenmesi ve Willow'a da kanını vermesi detayları güzel kurgulanmıştı. Birbirlerine bu şekilde bağlanma kurgusu ilerleyen olaylar için güzel hazırlık olmuş.

Üst Meclis, onların yaptıkları, kararları ve kendi çıkarları için hareket etmeleri sinir bozucuydu ama diğer yandan da onlar olmadan nasıl olacak merak etmeme de neden oldu çünkü kitabın sonundaki olaylar hangisi daha iyi acaba sorusunu doğurdu? Sanki hangisi daha az kötü gibi oldu. 
Üst Meclis'in kendi türünü harcama modu da sinir bozucuydu.


~~~*~~~
Büyüsüyle yeniden hayata döndürdüğü çardağa bakarken emin olduğum bir gerçek vardı. 
Küçük Cadı, derimin altına işlemişti.
~~~*~~~ 


Okulda işlenen cinayetler, Willow'a etkileri, gördüğü rüyalar, duyduğu sesler çok ürpertici detaylardı. Bunun yanında da Willow'un şeytan tarafından işaretlenmesi, gözlemlenmesi de ilginç bir detaydı. O nasıl sonlanacak diye düşünürken kitabın sonunda fena şaşırttı.😱

Kitabın sonlarına doğru Susannah ile Willow'un konuşmaları, sonrasında olanlar ve daha da önemlisi Gray'in olaya müdehalesi çok iyiydi. Zaten o durumda bütün her şeyi hızlandırdı.  Söylemezsem içimde kalır, Susannah'ın Willow'a mahkeme odasında yaptıkları, ben Gray'in yerinde olsam ona daha beter bir son hazırlardım.

Meclis'te son olan olaylar ise... resmen kitabın sürpriziydi. Acaba ne zaman olaylar zirve yapacak dediğim noktada tam zirve yaptı. Soluksuz okuttu kendini.
Zaten o sayfalarda Gray tam bir muamma olduğunu gösterdi. Şok etkisi yarattı adamım. Ama yine de sevdim seni adamım 🤭

Meclisteki detaylar süperdi. Cinayetlerin bağlandığı nokta, kemikler ve bunların Willow ile olan bağlantısı çok iyi kurgulanmıştı. Zaten öyle de bir bitti ki ikinci kitap iyi ki elimde dedim. Çok fena bitti. Bu saatten sonra Willow, Gray ile ne yapacak merak etmemek mümkün değil.

Sadece kitapta Aracıların, cadıların izni olmadan istediği cadıdan beslendiği Hasat etkinliği için beklentim daha farklıydı. O kısımda daha fazla detay isterdim açıkçası. Eksik hissettirdi o kısımlar. Özellikle de Willow'un korkusu olduğunu keşfettiğinde o kısımlarda daha detay istedim. 

Çok uzatmayayım ama kitabı sevdim. Paranormal, cadı, iblis, büyü temalı bir yetişkin kurgu. Sadece smut sahneler yüzünden değil şiddet içeriğinden de yetişkin kurgu.

Normalde kitaba 4 vermeyi planlıyordum ama o son 50-70 sayfa için kitaba 4,5 veriyorum. 

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4,5veriyorum. 🌟🌟🌟🌟 / 🌟



~~~*~~~
"Büyümüz dengeyle ilgili. Verdiğinden daha fazlasını alıp doğanın çağrına cevap vermesini bekleyemezsin. Bu bir dans, başka hiçbir şeye benzemeyen bri ilişki. Tek yaptığımız almak ve kullanmak olursa dünyayı zehirleyen insanlardan ne farkımız kalır?"
~~~*~~~ 




Coven of Bones Serisi

  • Cadılar Meclisi
  • Lanetli


Kitabın adı     : Cadılar Meclisi
Orijinal adı     : The Coven
Yazarı            : Harper L. Woods
Çevirmen        : Gülsüm Öncü
Seri Bilgisi       : Coven of Bones #1
Yayınevi          : Pukka Yayınları
Sayfa sayısı     : 312

Kitabın tanıtım yazısı: 

İntikam.
Cadılar Meclisi’ne karşı, kız kardeşi ve doğuştan gelen hakkı elinden alınan babamın silahı olarak yetiştirilmiştim. Küçük kardeşimin de aynı kaderi paylaşmaması için her şeyi yapmaya hazırdım.

Görevim yüzünden gizli Crystal Hollow kasabasına ve prestijli Hollow's Grove Üniversitesi'ne gitmeye mecbur bırakılmıştım. Bu okulda türümün en parlak ve en iyi öğrencileri, büyülerini insanların yargılarından uzakta kullanmayı öğreniyorlardı.

Burada fısıldanan kelimeler yoktu. Damarlarımda akan kan yüzünden suçlanmak yoktu. Düşmanlıkla ilgili bildiğim her şeyi ise yakışıklı ve sinir bozucu olan Müdür, Alaric Grayson Thorne’a borçluydum. Benim, ondan ve savunduğu her şeyden nefret ettiğim kadar o da benden nefret ediyordu.

Ancak bu, sırların okulu ikiye bölmekle tehdit etmediği anlamına gelmiyordu. Kimse onlarca yıl önce okulu kapanmaya zorlayan kanlı katliamdan bahsetmiyordu. Sadece okulun katılacak kadar şanslı olanlara sunduğu fırsatlar konuşuluyordu.

Çünkü elli yıldır ilk kez, Cadılar Meclisi kapılarını On Üçlere açacaktı.

Kaderi dünyayı değiştirmek olan ve gelecek vaat eden on üç öğrenci.

Elbette ilk önce, Hollow's Grove kurbanlarının hayaletleri tarafından öldürülmezlerse.







2 yorum :

  1. bu kitabı daha önce görmedim sanırım ama merak ettim bakayım bi 😺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fantastik romans, paranormal romans seviyorsanız deneyebilirsiniz :)

      Sil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın