Kitabın yorumu için tıklayınız!
"Charlotte, dinlemiyorsun."
"Dinliyorum. Benim için keşke gelmeseydin dediğini duydum. Gitmemi istediğini. Beni görmek istemediğini de."
"O zaman dinle," diye rica etti.
"Duymadığım şey ise beni sevmediğin."
George tamamen hareketsiz kaldı.
"Kendi başıma acı çekip bir eş ve kraliçe olarak başarısız olduğumu düşünüyordum çünkü hastalıklıymışım gibi benden kaçıyordun. Sonra bugün birden aklıma başka bir neden olabileceği geldi. Daha iyi bir neden. Belki de beni sevdiğin için uzak duruyordun."
Bir adım daha yaklaştı. "Beni seviyor musun?"
"Seni korumaya çalışıyorum."
"Beni seviyor musun?"
"Charlotte sen..."
"Beni seviyor musun?" diye sordu neredeyse ağlayarak.
İşte olmuştu. Yalvarıyordu. Gururunu, kalbini, sahip olduğu her şeyi verip kendini çırılçıplak bir şekilde onun önüne sermişti ve...
"Seni seviyorum," Kelimeler sanki ruhundan koparılmış gibiydi. Bunca zamandır içinde saklıyor, kendi kalbini inkar ediyordu. Gözleri yaşlarla dolarken Charlotte bunu onun gözlerinde görebiliyordu.
"George," diye fısıldadı.
"Hayır. Bırak bitireyim. Duvara tırmanmaya çalıştığını gördüğüm andan beri seni çaresizce seviyorum. Sen yokken nefes alamıyorum." George onun yüzünü avuçlarının arasına aldı. "Yüreğimde sen varsın."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın