Duyurusu yapıldığında ilgimi çekmişti ki zaten spor romans sever biri olarak da bu kitabın hem spor romans hem de kasaba hikayesi olması ve özellikle de kovboy özelliklerinde kasaba hikaye olması kitabın ilgimi çekti kısmından kesinlikle almalıyım kısmına yükseltti.
Sonuç olarak da kitabı okudum ve yorumuyla karşınızdayım.
4 kitaplık bir seri olan Rebel Blue Ranch Serisi'nin ilk kitabıydı Bitiş Çizgisi. Serideki her kitap bir karakteri anlatıyor ancak kurgusal bütünlük açısından sıralı da okunması daha iyi olabiliyor bu yüzden her kitap bir karakter aman boş ver karışık okuyayım demeyin ve sıralı okuyun derim.
Kitap yetişkin okurların okuyacağı bir kitap smut içeriği var. Kapak tasarımı sizi young adult diye düşündürmesin.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Emmy, yıllardır at yarışlarında şampiyonluklar almış, adını duyurmuş bir at binicisi-yarışçısıdır. Ancak bir gün antrenman yaptığı sırada attan düşmesi, yaralanması genç kadında travma etkisi yaratır ve tekrardan atlara binemez, çoğu zaman yaklaşamaz bile. Bunu fark ettiği ve kazanın üzerinden bir ay gibi bir süre geçtiği sırada daha fazla Denver'da yaşayamayacağına karar vererek ailesinin yanına Rebel Blue çiftliğine, Meadowlark Kasabası'na geri döner. Her ne kadar babası ve iki ağabeyi genç kadının bir sorunu olduğunu ve uzun süreli dönüşünün altında bir neden olduğunun farkında olsa da hiçbiri bunu öğrenmek için baskı yapmadan Emmy'nin anlatmaya hazır olmasını beklemektedir. Kasabadaki ve çiftlikteki hayata adapte olması içinde ona yardımcı olmaktadırlar. Ancak büyük ağabeyi Gus'ın en yakın arkadaşı, ayrıca neredeyse ailenin de bir üyesi haline gelen Luke Brooks da olaya dahil olunca işler karmakarışık hale gelir. Çünkü Emmy'nin küçükken hayran olduğu ve büyüdükçe de kendisinden hoşlanmadığını keşfettiği Luke, aslında hiç de düşündüğü gibi bir adam değildir. Emmy'nin korkularını fark edip, genç kadına yardımcı olmaya, onun korkularını yenmesi için destek olmaya başladığında Emmy, Luke'u tanımaya da başlar. İkili arasındaki daha Emmy'nin kasabaya döndüğü zaman ateşlenmeye başlayan tutku, ikili vakit geçirdikçe iyice harladığında aralarındaki çekime karşı koyamazlar. Her ikisi de aralarındaki gelişen bu tutkuya ve duygulara kendilerini bırakıp da nereye gideceğini görmeye karar verdiklerinde ise işler iyice kızışır. Çünkü küçüklüğünden beri en büyük destekçisi ve ailesi haline gelen Emmy'nin ailesine kendini ihanet ediyormuş gibi hisseden Luke, hem bu aileyle ilişkisini hem de Gus ile olan arkadaşlığını bozmak istememektedir. Diğer yandan ise Emmy'den de ayrılmak istememektedir. İkilemde kalmasına rağmen aşkı ağır basarken Emmy'nin de kendisine karşı olan hislerine olan güvensizliği de Luke'u iyice karmaşıklaştırırken Emmy'de benzer güvensizlikler içerisindedir. O ailesinin tepkisinden çok Luke'un kendisine karşı olan duygularından dolayı tereddütler yaşarken yine de bu aşkı yaşamak için elinden geleni yapmaya kararlıdır. Tabi bütün bunların sonunda Emmy'nin katılması gereken son bir yarış ve ilişkilerini öğrenmesi gereken aile üyeleri varken Emmy ve Luke'u zor bir sınav beklemektedir.
Takipçilerim artık öğrenmiştir ki kasaba hikayelerini ve spor romansları çok severim. Bu kitap bana sevdiğim iki türü de birleştirip sunduğu için kitabı çok keyifle okudum.
Ayrıca kitapta aile ilişkileri, arkadaşlıklara, ağabey-kardeş ilişkisine çok güzel değinilmişti. Aile olmanın kan bağı gerektirmediğini çok güzel gösterirken kan bağıyla da aile olmanın nasıl bir şey olduğunu da gösteriyordu. Bu yüzden aile ilişkilerine değinen özellikle de kardeş ilişkilerine değinen kurguyu çok sevdim.
Kardeşlerin birbirilerini desteklemeleri, koruyup kollamaları, birbirlerini o kadar iyi tanımaları ve bunu görebilmeleri çok güzeldi. Bunun yanı sıra da arkadaşlıklarında da aynı şeyi göz önüne sermeleri çok güzeldi.
Luke'un geçmişi, yaşadıkları, Emmy'nin ailesiyle yaşadığı aile ilişkisi, ağabeyleriyle olan özellikle de Gus ile olan arkadaşlığı çok güzeldi. Zaten ikilinin arkadaş olmaları zaten söz konusu Emmy olduğunda yaşayacakları zorlukları gösterdi.
Luke'ın kendi ailesi tam bir pislik olmasına rağmen Luke'ın sonrada olduğu-olmayı başardığı o adam ise takdirlikti ki bunda Emmy'nin ailesinin de payı vardı. Zaten Luke'da bunu inkar etmeden çabalaması da bunu gösteriyordu.
Luke'un düşünceleri, duygularını hareketlerine döken halleri çok güzeldi. Küçük hamleler büyük mutluluklardı resmen. Adamın içinde tam bir aşk adamı yatıyormuş da yıllardır o adamı kimse uyandıramamış.
Emmy ise... bütün hayatını atlara, biniciliğe ve yarışlara adadıktan sonra yaşadıkları baya ağırdı. Ama en büyük desteği her ne kadar Luke'dan görse de sonucunda ailesinin de arkasında olması, kucak açması çok güzeldi. Bu yüzden evet çok güçlü olabilirsin, her şeyle de baş edebilirsin ama söz konusu aile desteği olduğunda kendine düşme izni de verebilirsin. Bunu kitapta çok güzel gördük.
Emmy ve Luke'ın ilişkisini öğrendiklerindeki tepkiler tam da beklediğim gibiydi. Herkes beklediğim hamleyi yaptı. Özellikle en sertini Gus'tan bekliyordum ki öyle de oldu. Ama uzatmaması ve her şeyin tadında olduğu bir kurguda kalması çok güzeldi. Abartılması, küslükler, kırgınlıkların uzaması bence biraz sıkıcı olabilirdi. Bunun yerine yazar tadında bırakmıştı bunu sevdim.
Teddy, Emmy'nin en yakın arkadaşı... kızım sen müthiş bir detaysın. Teddy ve Gus'ın bir hikayesi olduğunu ve 3. kitapta bunu okuyacağımızı öğrendiğimde hemen üçe geçelim lütfen dedim. Çünkü o kadar zıt karakterler ki ve birbirleriyle hiç anlaşamayıp hep laf sokuyorlar ki onların aşkını okumak çok heyecanlı olacak. Hele de Gus'un baba hallerini daha detaylı okumak daha da güzel olacak.
Bu arada ikinci kitap Wes'in hikayesi... resmen seri sıralaması küçük kardeşten büyük kardeşe doğru gitmiş. 😂 Umarım Ren Kitap bizi çok bekletmez.
Neyse... ben kitabı sevdim. Keyifle de okudum. Zaten dün gece başladım ve hemen de bitti. Bu türü severlere tavsiyemdir.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟
- Bitiş Çizgisi
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın