~~~*~~~
Thanatos çocuğuna sahip olacaktı, ancak bu onun mührüne mal olacaktı... ve ruhuna.
~~~*~~~
Mahşerin Dört Atlısı Serisinin 3. kitabı Thanatos'da okundu ve bence serinin en iyi kitabıydı diyebilirim. Bu ay okumayı planladığım kitapların arasında serinin 4. kitabını eklememiştim ama şimdi araya ekleyip okumayı planlıyorum çünkü çok fena bitti ve bu kitabı okuduktan sonra bir sonrakini merak etmemek elde değil.
Larissa Ione, bence muteşem bir fantastik seri yaratmış. Akıcı, sürükleyici ve merak uyandırıcı, romantik, erotik ve aşk dolu bir kurgu oluşturmuştu. Keşke çeviri ve edisyon da birazcık iyi olsaydı. Çünkü ne yazık ki imla hataları ve anlamsız o kadar cümle vardı ki okurken bazen kopukluk yapıyordu bazen de ne demek istemiş anlamaya çalışmak gerekiyordu. Daha iyi bir iş çıkarsalardı şu seri hit olurdu. Öyle bir kurgusu vardı.
~~~*~~~
Bir çocuk sahibi olabileceği düşüncesinden uzun süre önce vazgeçmişti. Ancak bu rüyanın yok olmasına rağmen, özlem yerinde duruyordu.
Şimdi rüyası küllerinden yeniden doğmuştu ve parmaklarının arasından kayıp gitmesine izin vermeyecekti.
~~~*~~~
Serinin 3. kitabı Thanatos'da, 2. kitabın sonunda bekaretini kaybeden ve bekaretinin mührü olduğunu sanan Thanatos öfkeden ve ihanete uğraşmış olmaktan çılgına dönmesinin yanında mührünün kırılmış olmasının yaratacağı tehlikeden de korkmaktadır. Bu kitapta ise o dönemden sekiz buçuk ay geçmiştir ve Thanatos'u kardeşleri ile Aegis cehennem köpeği zehri ile uyuşturup hapsetmektedirler. Bu sırada da Regan bebeğini karnında büyütüp doğum zamanını beklemektedir. Ancak bilmedikleri bir şey vardır o da doğacak olan bebeğin Thanatos'un agimortusu olduğu ve o bebeğin ölümü Thanatos'un mührünü kıracaktır. Bunu içinde hissetmeye başlayan Thanatos, cehennem köpeği zehrinden kurtulduğu gibi Regan'ı kaldığı yerden kaçırarak kendi evine götürür. Amacı orada hem bebeğini korumak hem de içinde yanan öfkeyi ve intikamı Regan'dan almaktır. Ancak işler hiç de umduğu gibi gitmez çünkü Regan'a aşık olmaya başlar. Onunla beraber bebeğiyle bir aile olarak yaşamayı hayal etmektedir. Tabi eğer bebeği doğuma kadar ölmesini engelleyebilirlerse ve Salgın'dan uzak tutabilirlerse. Bu sürede Salgın boş durmayıp bebeği ölümünü sağlamak için Thanatos'un en güvendiklerini yanına çekerek evi içten vurmaya çalışırken diğer bir taraftan da Aegis kendi içinde parçalanmaya başlamaktadır.
Salgın'ın kazanıp kazanamayacağı bu kitabın sonunda belli oluyor, ancak tüm bu zaman dilimi içerisinde saklanan bütün sırlar ortaya dökülüyor.
Thanatos'un içindeki bütün o öfkeye rağmen oğlu ve Regan'a karşı değişen duyguları ile kendini zapt etmesi ve içindeki öfkeyi onların varlığı ile geçirmeye çalışması çok güzeldi. Regan'ın üzerine titrediği, onun iyiliği ve sağlığı için yaptıkları çok tatlıydı. Tipik bir baba olma heyecanı yaşayan sıradan bir insan gibiydi.
~~~*~~~
"Sana dokunmama izin vermeyecek."
"Bebek biraz korumacı sanırım."
Reaver'ın elmas gözleri devrildi. "Bebek değil. Thanatos."
"Ben... Ne?"
"Sana dokunmak istediğimden değil. Sadece söylüyorum. Karnındaki bebek kadar seni koruyor."
"Thanatos benden nefret ediyor."
"Kendine bunu söylüyor olabilir hatta buna inanabilir bile. Ama bu doğru değil."
~~~*~~~
Regan ise oğlunun iyiliği için ondan vazgeçme kararı, onu düşünerek hareket etmesi ama sonrasında ise Thanatos ile her şeyin üstesinden gelebileceği inancıyla sahip çıkması çok güzeldi.
Thanatos ve Regan'ın anne baba olarak bebeklerinin üzerine titremeleri bence kitabın en tatlı sahneleriydi.
Regan'ın oğluna küçük midilli demesi ise süperdi :D eee bir atlının oğlu midilli olur değil mi :D
Salgın'ın bu kitapta diğer iki kitaba nazaran daha ileri derecede yaptığı kötülükler ve savaş sahneleri çok iyi kurgulanmıştı. İlk iki kitapta yüzeysel gibi kalan kötülükleri bu kitapta tam kıyameti yaşattırır cinstendi.
Thanatos'un Regan'ı kıskanması, onu paylaşamaması, onun için her şeyi göze alması ve kendinden, geçmişinden, her şeyden vazgeçecek kadar göze alması çok güzeldi. Onun o çaresiz aşık halleri... ilk kitaptan beri en sevdiğim karakterlerden biriydi ve bence en çok mutluluğu hak eden karakterdi ve bu kitabın sonunda evli, mutlu, çocuklu halleri kitabı kapattığınızda yüzünüzde gülümseme oluşturuyordu.
~~~*~~~
"Tek düşünebildiğim sendin. Gittiğimde tek istediğim tekrar buraya gelmekti. Sadece senin yanına."
~~~*~~~
Bu kitabın son 50 sayfası nefes kesecek şekildeydi çünkü Reseph yani Salgın'ı yok edebilecekleri bir yol bulmuşlardı. Ama buldukları yok Salgın'ı yok edecek ve Reseph geri getirecek bir yoldu. Bunu bilmiyorlardı belki ama onu öldürmek amacıyla yaptıkları şey aslında çok sevdikleri ve hep geri getirmeyi hedefledikleri kardeşleri Reseph'i çok büyük bir acıya götürdü. Bu yüzden 4. kitap Reseph'i çok merak ediyorum.
Kitabın sonunda o hançeri Salgın'ın kalbine sapladıklarında Reseph'in "teşekkür ederim" demesi... Reseph'in cehennemde Hades'in mağarasında yaşadığı acı... bütün kötülüğü hatırlıyor olması... kitabın en yürek burkan sahneleriydi.
Reaver… düşmüş melek... atlıların gözetmeni... her şeyi göze alıp aldığı karar, alacağı cezaya rağmen attığı o adım bence bir gözetmen olarak çok doğru bir adımdı. Kendini hiçe sayarak altılarını kurtardı.
Ayyy anlatmak istediğim çok yer var ama spoiler olur diye susuyorum. Ancak her ne kadar çeviri ve edisyon çok iyi olmasa da okuduğuma memnunum bu kitabı.
Es geçilmemesi gereken bir seri. Mutlaka tavsiye ederim.
~~~*~~~
"Eğer İncilsel mühürleriniz kırılırsa, iyilik tarafında savaşacaksınız, değil mi ? Kötü kıyametin başlamasını engellemenin tek yolu, iyi bir kıyamet başlatmak olabilir. En azından kendi kurallarımızla başlatmış oluruz. İnsanlığa bir şans vermiş oluruz."
~~~*~~~
Kitabın adı : Thanatos
Orijinal adı : Lethal Rider
Yazarı : Larissa Ione
Seri Sıralaması : Mahşerin Dört Atlısı #3
Çevirmen : Gül Melis Taze
Yayınevi : Arunas
Sayfa sayısı : 508
Kitabın tanıtım yazısı:
Salgın, Kıyamet'i getirmek için çabalarken, Thanatos'un Kıyamet'i durdurmaktan daha önemli bir sorunu vardı artık: Baba olacaktı. Regan, Thanatos'tan hamile kalmayı başarmıştı. Salgın, kendi sonunu hazırlamıştı. Beş bin yıldır yanlış yorumladıkları kehanet, Kıyamet'i durdurmalarına yardım edecekti. Tek sorun doğru anda doğru kalbe hançeri saplamaktı. Larissa Ione, Mahşerin Dört Atlısı serisindeki üçüncü kitabında da aşk, günah, cazibe, kan, ölüm ve Kıyamet ile sayfalarını doldururken, soluksuz okuyacağınız Thanatos'u sizlere sunuyor.
Hiç okumadığım bir tarz, ama yazıdan sonra ilgimi çekti :)
YanıtlaSilMitolojik, fantastik ve paranormal türün güzel bir karışımı deneyin derim ben :)
Sil