4 Nisan 2020 Cumartesi

2 Serhat Batur - Sirius Muhafızları - Rasputin'in Yüzüğü (Sirius Muhafızları #1)


~~~*~~~
"Farkında olsan da olmasan da dünya değişiyor, Berk. 
Karanlık yükselirken aydınlığı parlatacak işiler var dünyada. 
Bunlardan biri olduğuna inanman şart."
~~~*~~~

Yine bir Türk yazar ve yine ben... Ahhh ahhh… yazarlarımız nasıl da mükemmel kurgulara imza atıyorlar ama ya... nasıl da sanki yabancı yazarmışçasına yazıyorlar kurgularını ve nasıl da heyecanla okutuyorlar. 

Şifreler, bilmeceler, bilinmeyenler, gizemler, tarih, tarihi detayların arasına gizlenmiş fantastik dünya... işte böylesine bir kurgusu vardı Sirius Muhafızları - Rasputin'in Yüzüğü'nde. 

Serhat Batur, Rusya'dan başlayıp Türkiye'ye uzanan bir fantastik dünya yaratmış bununla kalmamış bir Almanya'ya uçup gelmiş ve Türkiye'nin tarihi yerlerini de kurgusuna dahil ederek muhteşem bir gizemli, büyülü ve olağanüstü olayların yer aldığı bir kurgu yaratmış. Tarihi detaylarda zaman zaman sıkıldığımı hissetsem de kurgunun geneline bakıldığında keyifle okunacak, merakla sayfaları çevrilecek bir kitap olduğunu itiraf etmeliyim. 


~~~*~~~
Berk, aslında uzun zamandır Anna'nın kendisinden bir şeyler sakladığını hissediyordu, ama Anna'nın bir sırrı olsa da bunu hiçbir zaman öğrenmek istememişti. Çünkü korkuyordu. Çünkü bir sır açığa çıktığında sevdiklerini kaybediyordu. 
Ve Berk, Anna'yı kaybetmek istemiyordu.
~~~*~~~


Öncelikle, kitabın kısaca kurgusuna değinmek gerekirse; Kaftar Halkı güçlerine güç katmak ve Dünya üzerindeki tek güç olabilmek için gizlenmiş olan anahtarları bulmaya çalışırken yolları bir şekilde Berk ile kesişir. Bunun sebebi o anahtarlardan birinin Rasputin'in Yüzüğü olması ve bu yüzüğün yerinin de Berk'in amcası Kemalettin'in bildiğini düşünmeleriydi. Kemalettin ise bir şekilde yüzüğün kimde olabileceğini tahmin ediyordur. Kaftar Halkı bu yüzüğü ele geçirse de sadece bu yüzükle iş bitmemektedir. Bu yüzük başka bir anahtarın yerini gösterecek ve bu sayede büyük güce bir adım daha yaklaşacaklardır. Bütün bunların yanında hiçbir şeyden haberi olmayan Berk, otuzuncu yaş gününden sonra ailesinden kalan köşkte gizli bir oda keşfeder ve odada gizli bir tapınak gibi yapılmasının yanında gizli bir defteri bulurlar. Gizemli, sırları içerisinde barındıran bir defter... Berk'in ailesinin kimliğinin yazıldığı ve dahası Berk'in içinde bastırılmış kimliğini ortaya çıkarmasına yardımcı olacak olan bir defter. Berk, bu defteri Kemalettin ile paylaşıp da defterde yazılanları takip etmeye başladıklarında büyük gizemi çözmeye ve dahası Berk'in içinde bastırılmış olan kimliği gün yüzüne çıkmaya başlamaktadır. Kaftar halkı iki anahtarı ele geçirmişken de soylarının tükendiklerini düşündükleri Sirius Muhafızları'ndan birinin varlığını da hissetmeye başlamaktadırlar. Kaftar Halkı'nın anahtarın peşindeki yolculuğu ve Berk'in kendini arayışı arasındaki bağlantıları ve macerasını okuyoruz. 

Ama tabi kitap seri olduğu için, yarım bitiyor ve heyecanla ikinci kitabı beklemedeyiz. 

Normalde seri kitapları seriler bitmeden okumayan ben şu sıralar hep okuyorum ve sonraki kitabı heyecanla beklemeye başlıyorum. Bu kitapta beklediğim kitaplardan biri oldu. 


~~~*~~~
"Bundan önce ne olduğunun ayrıntısını bilmediğimiz çağlar yaşanmıştı. Bundan sonra ne olacağının ayrıntısını bilmediğimiz bir çağ yaşanacak. Hiçbir şey bilmeyebilirsin. Ama bunu bil."
~~~*~~~


Kitapta sevmediğim tek şey, anlatılan veya araştırılan olmadı adı geçen her tarihi yerin geçmişine dair verilen detaylardı. Belki olması gereken şeylerdi bilemiyorum, kurgu için verilmesi gereken detaylardı belki ama bu tür tarihi şeyleri okumaktan hoşlanmayan ben açıkçası o kısımları sıkı buldum. Tamam tarihi yerleri gezmeyi çok severim, gezerken tarihini okumayı da ama bu şekilde okumayı sıkıcı bulduğumu itiraf etmeliyim. Ama bunun haricinde şikayetçi olabileceğim hiçbir detay yoktu kitapta. 

Bir de Almanya'ya gittiğimde özellikle gidip gördüğüm Neuschwanstein Kalesi'nin kurguya dahil olduğunu görmek en hoşuma giden şeydi. Çünkü gerçekten muazzam bir yapı... 

İstanbul'daki tarihi yerleri geçtim ama diğer tarihi yerleri gördü mü yazar bilmiyorum ama betimlemeleri, anlatımları çok iyiydi. Sanki gidip görmüş gibiydi. 

Kurgunun içerisine azıcık da olsa aşkın iliştirilmesini çok sevdiğimi söylemeliyim. Rus gizli istihbarat ajanı olan Anna'nın Berk ile olan ilişkisi çok güzel anlatılmıştı. 

Anna'nın intikam için yaptıkları, vazgeçmeden, hedefine odaklı çalışmaları çok iyi kurgulanmıştı. Kadın farkında olmadan çok büyük bir olayın ortasına daldı... Tıpkı Berk gibi... Sadece bir kafe sahibi bir adamın hayatının değişimi...


~~~*~~~
Bazen sana yapılan saldırıları sadece karşılamak yetmez. 
Hayatta kalabilmek için, bazen saldırman gerekebilir.  
~~~*~~~


Kitaptaki ayin... tam okumaya başladım ne zaman hareketlenir acaba derken birden o ayin.. ne oluyoruz dememe neden oldu. İtiraf etmeliyim ki böyle bir şey beklemiyordum ama muhteşemdi. Satanist ayinlerini izleriz ya filmlerde, şöyle sansür olmadan bütün her şeyi gösterilerek... aynı öyleydi okumak... muhteşemdi. 

Kaftarlar hakkında ve onlarla ilgili bölümleri okumak muhteşemdi. Bence kitabın en güzel ve heyecan verici kısımları da onlara ait olanlardı. 

Seriye giriş kitabı olduğunu çok belli eden bir kitaptı, çünkü birçok detay ve gizem vardı bunlarda bir sonraki kitapta çözüleceğine dair ipucu veriyordu. Geneline bakıldığında kitabı beğendim. Dediğim gibi tarihi yerlere dair verilen detaylardan sıkılsam da -ben sevmediğim için sanırım sıkıldım- kitabı genelinde sevdim. İkinci kitabı beklemedeyim. İçimden bir his ikinci kitapta çok fena şeyler olacak diyor. 

Türk yazarlarımızdan da bu tür kurgular, fantastik kurgular, bekliyorum. Çok güzel yazıyorsunuz sadece yazabileceğinize inanın. Bence başarırsınız. 

Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, kitabı okurken zaman zaman film olsa nefes kesici olurdu diye düşündüm. Çok iddialı olacak belki ama oradan oraya araştırma gezileri, koşturmalar falan bana Dan Brown kitaplarının filmlerini anımsattı. Heyecan, gizem, kovalamaca ve aksiyon vardır. İkinci kitaba dair beklentim çok yüksek umarım çok beklemeyiz. 


~~~*~~~
Efendilerinin onlara bahşettiği yeni dünya düzenindeki roller belliydi. Yeni düzende efendilerinin kuralları geçerli olacaktı. Bunu kabul edene kadar insanlığı kötü günler bekliyordu. 
Ya kabul edeceklerdi ya da öleceklerdi.
~~~*~~~



Kitabın adı        : Sirius Muhafızları - Rasputin'in Yüzüğü
Yazarı                : Serhat Batur
Seri Sıralaması : Sirius Muhafızları #1
Yayınevi             : Ephesus Yayınları
Sayfa sayısı        : 368

Kitabın tanıtım yazısı: 

imdiye kadar bilinen tarih algımız, Göbekli Tepe’nin keşfi ile altüst oldu.

Bu keşif, yeni bir dönemin başladığı gerçeğine işaret ediyordu.

Peki, bu hangi dönemin başlangıcına işaretti?

Göbekli Tepe’nin Sirius Takımyıldızı’yla ne gibi bir ilgisi vardı?

Ayasofya ile Dikilitaş, bu üçgenin neresindeler? Rus Gizli Servisinin peşinde olduğu Rasputin’in yüzüğü, bütün sırları açığa çıkarabilecek mi? Kaftarlar, yüzükle birlikte kolyeyi ve Gaybın Kitabı’nı elde edebilecekler mi? Sirius Muhafızları, yeni dönemde dünyanın dengesini sağlamak için nasıl bir tutum sergileyecekler?

Dünyanın bilinmeyen ekseninde bütün bunlar yaşanırken; bilinen ekseninde saf aşkın peşinde olan Berk, hangi şimşekleri üzerine çekerek serüvene dâhil olacak? Berk’in içine çekildiği tehlike kaderin bir cilvesi miydi yoksa Berk, peşinde olduğu saf aşk tarafından lanetlenmiş miydi? İnsanın merak dürtüsünü kemiren bütün bu sorular, cevabını bulmayı bekliyor.

Artık yapmanız gereken tek şey, her kelimesini nefesinizi tutarak okuyacağınız Sirius Muhafızları Rasputin’in Yüzüğü’nün kapağını aralamak. İlk ipucu, kapağın arkasında sizi bekliyor olacak.



2 yorum :

  1. Bu ayki okuma listemde benim de 😍
    Yorumunla daha da sabırsızlandım abla 🤭

    YanıtlaSil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın