2 Nisan 2021 Cuma

0 Aşkın Nur Karataş İle Röportajımız



Merhabalar Aşkın Hanım, her ay bir yazarımızla yaptığım röportaj etkinliğimde bana vakit ayırdığınız için öncelikle teşekkür ederim. Şimdiden söylemeliyim ki Araf Serisi favorimdi. Muhteşemdiler :) Söylemezsem içimde kalırdı.


Merhaba… Röportaj için ayrı, Araf serisine övgü için ayrı mutlu oldum. :)



Eğer hazırsanız röportaj sorularıma geçmek istiyorum.  

Öncelikle Aşkın Nur Karataş kimdir? Okurlarınıza kendinizi anlatmanızı istesem, neler anlatırsınız? Aşkın Nur Karataş ne yer ne içer? Neleri okumaktan, izlemekten hoşlanır? Boş zamanlarında neler yapar anlatır mısınız?


Dümdüz bir insanım aslında öyle çok ilginç bir özelliğim yok. İstanbul’da eşim ve kızımla yaşıyorum. Aslen Çanakkaleliyim. Çalışıyordum ama bir süre ara verdim şimdilik tam zamanlı annelik yapıyorum. Yeme içme kısmına gelirsek bu liste uzar gider… :) Yemek yemeyi çok severim hatta zevk için yiyebilirim. Şu an için aşk romanları okumayı seviyorum ama fantastik ve gerilim romanlarından da hoşlanırım. Film konusunda kitaplardan biraz farklı olarak aşk filmlerinde sadece klasikler favorimdir onun dışında korku-gerilim / fantastik tutkunuyum. Şu sıralar pek boş zamanım olmasa da kitap okumak- film / dizi izlemek dışında bilgisayar oyunları oynamaktan hoşlanırım.


İlk kitabınızı yazmaya nasıl karar verdiniz? Kurgu nasıl gelişti?


Yazmaya başladığım zamanlarda aşk romanları okumaya yeni başlamıştım bir tür değişikliği yapıyordum. Elime Laurelin Paige’nin serisi geçti ve okumaya başladım sonra okurken dedim ki evet güzel kitap ama ben şöyle yazardım, böyle yapardım. O şekilde kendi kendime karakterler oluşturdum ve yazmaya başladım. İzlediğim bir iki film de katkı sağladı ve ortaya Bay Mükemmel çıktı. Basılan ilk kitabım değil ama Bay Mükemmel benim yazdığım ilk kitap. Olay süreçleri hayallerim doğrultusunda gelişmiş olsa da kaynak olarak pek çok film kullandım.



Kitabınızı basmaya karar verdiğiniz de ilk destekçiniz kim oldu? Yakın çevreniz yazar olmanıza nasıl tepki verdi? Bir de aileniz kitaplarınızı okuyor mu? Neler söylüyorlar? Nasıl tepkiler veriyorlar?


Eşim tabi ki. :) Erotik aşk romanları yazmak biraz garip karşılanabiliyor tabi. Ülkemizde sıcak bir tür ve bu türü ilk deneyenlerden biriyim. Zaten hayalim olduğu için eşim ve annem gayet mutlu karşıladılar. Eşim bazen göz atsa da kitaplarımı çıktığı gibi okuyan tek kişi anneannem. Hepsine bayılıyor ama favorisi Soğuk Serisi...



Hayalinizde yazar olmak var mıydı? Yoksa anlık gelişen bir durum muydu? Kitaplarınızın böylesine sevileceğini düşünmüş müydünüz? 


Çocukluktan beri hayalimdi diyemem zaten lise dönemine kadar ödevler dışında kitap okuyan biri değildim. Okumaya başladıktan sonra da zaten ufak ufak yazmaya başlamıştım. Wattpad’i ilk keşfedip yazmaya başladığımda 10- 20 kişi okur diye düşünüyordum çok kısa bir sürede 10 bini aşmıştık, sonrasında kitap teklifi aldım ve ilk eserim böylece kitaplaşmış oldu. Şimdi Wattpad’de 30 bin kişiyi geçtik. Bu kadarını hiç düşünmemiştim.



Kitaplarınızda hem Türk hem de yabancı karakterleri oluşturmuşsunuz. Bunun bir sebebi var mı? Soğuk Serisi ile Araf Serisi yabancı karakterlerdi ama yanılmıyorsam Mükemmel Serisi Türk karakterler?


Yabancı karakter yazarken kendimi daha özgür hissediyorum. Erotik romanlarda Türk karakter yazmak hem zor hem riskli oluyor Mükemmel serisinde pek çok olumsuz tepki almıştım. Fakat ilk yazdığımda bir Türk olarak yabancı karakter yazarsam nasıl tepki alırım bilemediğim için ortaya Alp ve Nazenin (Mükemmel Serisi) çıktı. Sonrasında yabancı karakter denedim sevilince yabancılardan devam etmeye karar verdim. Çıkacak bir kitabım daha var Türk karakterler onun dışında bundan sonraki eserler hep yabancı karakterler olacak.



Yanılmıyorsam kitaplarınız hep günümüz aşk romanı türünde. Hiç farklı bir türde yazmayı düşündünüz mü? Fantastik, gerilim, polisiye türlerinde? Ya da tutkunu olduğum historical romans türünde?


Fantastik ve Historical yazmak istiyorum çünkü bende çok seviyorum. Hatta taslak halinde kurgularım var Historical türünde onları en kısa zamanda yazacağım.



İlk kitabı elinize aldığınızda neler hissettiniz? Çevrenizde, ailenizde okuyanlar nasıl tepki verdiler?  


Heyecan, gurur ve mutluluk. Kitabımın kapağında ismimin olması, sayfalarını çevirdikçe mis gibi kokması… Hala ilk gün gibi aklımda. İş arkadaşlarım, akrabalarım, komşularım, arkadaşlarım şu ana kadar okuyan herkes çok beğendi. Hiç olumsuz bir tepki almadım.



İlk imzanız nasıldı? Neler hissettiniz okurlarınızı karşınızda bulunca? 


Ben normalde utangaç bir insan değilimdir. Hatta yapı olarak çok girişkenimdir fakat o gün inanılmaz heyecanlanmıştım. Kimseyle konuşamadım, fotoğraf çektirip imza atarken tir tir titriyordum. Tabi hala imza günlerimde heyecanlı oluyorum ama artık daha çok mutluluk hissediyorum.



Kitaplarınıza okurların tepkileri nasıl oluyor? Karakterlere, zamana, olay döngüsüne veya duygulara dair yorumlar, tepkiler, eleştiriler neler oluyor?


İlk yazmaya başladığımda çok araştırdım hani Türkiye’de bu tür yazan çok yazar var mı diye ama tam benim tarzımda yazan bulamadım bu yüzden başlarken çok eleştiri alacağımı herkesin beni yerden yere vuracağını falan düşündüm. Wattpad’de ilk yazmaya başladığımda dediğim gibi çok büyük eleştirilere maruz kaldım. Sonrasında baktım seven insanlar, cesur insanlar çok daha fazla onlarında yavaş yavaş sesi kesildi. Şimdi neredeyse hiç eleştiri almıyorum diyebilirim. Yorumları okuduğumda özellikle kadın karakterlerin güçlü duruşlarının çok sevildiğini görüyorum bu hoşuma gidiyor.



Şimdiye kadar aldığınız en hoşunuza giden yorum ve en sert dediğiniz eleştiriyi hatırlıyor musunuz?


Biri kadınlarında cinsellikten zevk aldığını, arzu, tutku hissettiğini, bir erkeği arzuladığını cesurca söylediğini, değişik fantezileri olabileceğini yazmamın çok cesurca ve doğru olduğunu söylemişti. O gün ben doğru yazıyorum demek diye düşündüm. Sert eleştiri olarak değil ama çok şaşırdığım ve bana komik gelen bir eleştiri aldım. İlk imza günümdü bir kadın geldi ve Soğuk serisindeki Zaina karakterinin Müslüman olduğunu, Nikolay’ın başka bir dine mensup olduğunu ikisinin arasında o şekilde cinsel ilişki yazmamın çok yanlış olduğunu söyledi.



Yayınlanan kitaplarınızı tekrardan okuduğunuz oldu mu? Okuduğunuzda da keşke burayı farklı yazsaydım dediğiniz oldu mu?  


Ah o en büyük yaram. Bütün kitaplarımı okuyorum basıldıktan sonra ve her seferinde aklıma bir şeyler geliyor. Keşke şunu da yazsaydım, bunu şöyle yazsaydım diye düşünüyorum. Bir kitabı yeniden yazma şansım olsa Soğuk serisini çok daha farklı yazardım mesela… En sevdiğim konu ama tekrar okuduğumda aklıma pek çok düzeltme ve ekleme geliyor.



Bir kitabı yazmaya başladığınızda tıkandığınız oluyor mu? Öyle durumlarda ne yapıyorsunuz?  


Çok fazla oluyor. Bazen konuyu devam ettirmekte ya da bağlamakta çok zorlanıyorum. İçime sinmiyor. Zorlamıyorum bir süre yazmaya ara veriyorum ve o arada kitap okuyup film izliyorum aklıma gelen şeyleri küçük notlar halinde defterime yazıyorum daha sonra toparlayıp temize çekiyorum.



Nasıl ortamlarda yazmayı seviyorsunuz? Sessiz mi olmalı yoksa gürültülü de olsa ilhamınız geldiğinde size hiçbir şey engel olmaz mı?


İlham geldiyse her yerde her şekilde yazarım ama yazmayı en sevdiğim ortam akşam saati, karanlık, yazdığım hikayeye uygun müzik listemle birlikte kokulu bir mum belki bir fincan çay…



Kitaplarınız editör aşamasındayken neler hissediyorsunuz?


Editörüm arkadaşım olduğu için emin ellerde hissediyorum. Benim dosyayı Yasemin’e mail atmam demek bir oh çekmem demek. Çünkü artık kafa yormama gerek kalmıyor. :)



Bir yazar olarak severek takip ettiğiniz yerli ya da yabancı yazarlar var mı?


Çok var aslında ama birkaç tane yazayım; Elizabeth Hoyt, Vi Keeland, Penelope Ward, Diana Gabaldon...



Bir kitabınızın kurgusunu yeniden düzenlemek ve yazmak için bir şansınız olsaydı hangisi olurdu


Kesinlikle Soğuk Serisi…



Yeni kitap projeniz var mı? Ne zaman çıkar? Türü, konusu nasıl azıcık tüyolar verebilir misiniz? Ah bir de seri mi geliyor yoksa tek kitap mı? 


Öncelikle artık seri kitap yazmayı düşünmüyorum bundan sonra kitaplar hep tek. Bende kitap projeleri bitmez. Şimdi sırada herkesin merakla beklediği Asistan var. Yazdığım romantik aşk romanlarının biraz dışına çıkıyorum ve sert erotizm / psikoloji deniyorum. Ciddi araştırmalar yaparak yazdım henüz düzenlemesi bitmedi. Yazın eklemeleri ve finali yazıp teslim etmeyi düşünüyorum sanırım çıkış tarihi 2022 başları olacak. Mükemmel serisinde olduğu gibi BDSM içeriyor ama bu sefer o hep okumaya alışık olduğunuz romantik yönünü değil çok daha farklı olarak psikolojik yönünü ele aldım. Hikâye daha çok erotik, psikolojik türde olsa da inceden bir romantizme sahip. Genel olarak insan psikolojisinin iki farklı yönünü temel aldım. Klasik hikâyelerde olağan baskın, otoriter, güçlü bir adam. Oldukça zayıf, kendine güven sorunları yaşayan bir kadın. Klasik bir dominant-itaatkâr ilişkisi gibi görünse de aslında ihtiyaçlar üzerine kurgulandı. Erkek karakter Yıldırım Bozkurt çokça rastladığımız zengin adam, Tutku karakteri ise geçmişini ardında bırakmaya çalışan zayıf bir kadın. Yıldırım’ın yanında asistan olarak çalışmaya başladığında kendisinin neden işe alındığından bile haberi yok. Yıldırım ise onu sadece zayıflığından dolayı işe alıyor. Aslında Yıldırım’ın zayıf ve güçsüz olan hiçbir şeye tahammülü yok, bu onun için ciddi bir kusur ve bunu düzeltmekten hoşlanıyor. Yani diğer bir değişle zayıf insanları kendi üstünlüğü altında baskılamaktan hoşlanıyor, bunun da zayıf karakterli kişilerde olumlu sonuçlar verdiğini gözlemliyor. Özgüven problemi yaşayan bir kadının sınırlarını zorlamasını, korkularını yüzleşerek yenmesini, ciddi hâkimiyet kurarken kadınların kendisine itaat etmesini sağlıyor.



Kitaplarınız arasında en sevdiğiniz kurgu hangisine ait, ayırt edebilir misiniz? Ya da sizin için birinin farklı bir yeri var mıdır?


Hiçbirini ayırt edemem benim için hepsi kendi içinde farklı yönlerden dolayı iyi. Ama Araf serisinde kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum.



Bir kitabınızın karakteriyle tanışma şansınız olsaydı, bu karakter gerçek olsaydı hangisi olmasını isterdiniz? Bir de kitaplarınızdan bir karakterin yerine geçmeniz gerekse bu hangisi olurdu?


Tanışmak istediğim karakter Mükemmel Tutku Timur olurdu. Neşeli insanları severim. Birinin yerine geçmek istesem… Sanırım Monica Collins’in yerine geçsem fena olmazdı.



Hazır kitaplarınızla ilgili sorulara geçmişken kaleminizin oldukça cüretkâr olduğunu düşünüyorum. Bunu asla bir eleştiri olarak sormuyorum. Okumaktan keyfi aldığım bir türdür erotik romanslar… Sadece genelde Türk yazarın cesaret edemeyeceği kadar detaylı yazıyorsunuz. Bu konuda iyi ya da kötü eleştiri aldığınız oluyor mu? Bu tür detayları yazmak nasıl bir duygu?


Söylediğim gibi eskiden çok ama çok sert eleştiriler alıyordum ama şimdi o eleştirenler bile bayıla bayıla okuyor. Yorumları taradığımda artık olumsuz eleştiri görmüyorum. Sanırım bu tabunun biraz aşılmasını sağladım. Ben okumaktan keyif alıyorum bu türü aynı şekilde yazarken de büyük keyif alıyorum. Benim hayal gücümün canlı yönü de bu demek ki.



İtiraf etmeliyim ki ilk okuduğum kitabınız Soğuk Seri’ydi. Açıkçası kaleminiz o seri için ortalama bulduğumu söylemeliyim. Bu konuda lütfen üzülmeyin çünkü Araf Serisi’nden sonra özellikle Dayanılmaz ile bir yazarın kendini kalemi konusunda nasıl geliştirdiğine şahit oldum. Kaleminizi bu kadar iyi bir şekilde geliştirmenize ne yarar sağladı?


Yazmak, okumak. Özellikle okumak. Okuduklarım çeşitlendikçe anlatım şeklimde aynı şekilde çeşitlendi. Önceden toparlayıp yazmakta zorlanıyorum bu eksiğimi de betimleme ile dolduruyordum çünkü betimleme konusunda iyi olduğumu düşünüyorum ama çok yoğun yapılan betimleme de okuyucuyu sıkıyor. Soğuk serisinde bu hataya düştüm mesela…



Araf Serisi benim için en zirve seriniz olduğunu söylemeliyim. Rockçıları yazmak nereden aklınıza geldi? Onların hikâyeleri nasıl oluştu? Her biri ayrı bir güzeldi. Birbirinin devamı niteliğinde olmasındansa her kitap bir karakterin hikâyesi olması çok güzeldi. İtiraf etmem gerek ki zaman zaman yabancı yazardan okuyormuşum gibi hissettim. Çok muazzamdı kaleminiz.


Öncelikle çok teşekkür ederim bu yorumlar beni çok motive ediyor. Rock müzik çok severim ama bu yeni nesil rock değil de ben daha çok 80’ler rock müzik seviyorum. Araf serisini de Queen grubundan ilham alarak yazdım. Bir gün konser görüntülerinden oluşan bir kliplerini izliyordum ve aklıma böyle bir şey yapmak geldi. Bu türde yazılan kitapları araştırdım birkaç örnek seri buldum onları okudum.



Soğuk Serisi’nin de kurgusu nasıl gelişti? Aslında onda bazı olmamış dediğim şeyler vardı bu yüzden ortalama diye düşündüm. Duygu konusunda daha yoğunluk aradım belki de bilemiyorum. Ama geneline bakıldığında yaşanılanlar filmlere konu olacak şekildeydi. O nasıl gelişti? Yazım süreci nasıldı? 


Acemilik eseri olarak anlatmak istediğimi yazmakta biraz zorlandım aslında. Daha farklı yazabilirdim yine de Nikolay ve Zaina’nın yeri bende başka. Kulağa klişe gibi gelse de gördüğüm bir rüyadan esinlenerek yazdım. O sıra okuduğum bazı kitaplarda bana rehber oldu. Yazarken zorlanmadığım bir kitaptı her nasılsa hikaye su gibi akıp gitti ama duygusal yönden beni en çok etkileyen hikayedir.



Diğer serinizi henüz okumadığım için ona dair pek bir şey diyemiyorum ama dikkatimi çeken şey o seride Türk karakterler kullanmanız. Neden Türk karakterler? Diğer kitaplarınız yabancı karakter iken bunda neden Türk karakterler kullandınız? 


Yazdığım ilk kitaptı ve yabancı yazarsam nasıl tepki göreceğimi ya da nasıl yazacağımı bilemedim. Hem o türde çok bilinen Grinin Elli Tonu vardı bir de Türk versiyonu olmuş oldu her ne kadar o zaman aklımda olmasa da böyle gelişti. Ama şimdi olsa yine Türk karakterler ile yazardım sanırım.



Belki bir gün Araf Serisi’ne özel bir röportaj yapabilir miyiz? O seriye ayrı sorular sorulup incelenmesi gerektiğini düşünüyorum, hakkında konuşulacak çok şeyi var o serinin. Her bir kitabı ve karakteri ayrı bir olay :) 


Çok sevinirim benimde anlatacak bir sürü şeyim var aslında Araf’ın çocukları ile ilgili.



Bu kadar sorunun ardından kısa, eğlenceli sorularıma geçiyorum :)

# Çay mı kahve mi?   

Çay

 

# En sevdiğiniz kitabınız?  

Hepsi bebeğim.

 

#  En sevdiğiniz karakteriniz?  

Boryenka Nikolay Sokolov

 

# Sizce en etkileyici kurgunuz?  

Ateşli

 

# En sevdiğiniz mevsim?     

Yaz

 

# En sevdiğiniz kapak tasarımı?      

Dayanılmaz

 

# İlk okuduğunuz seri?  

Philippa Gregory’nin Tudorları.

 

# Ciltli kitap mı karton kapak mı?  

Karton

 

# Dizi izlemek mi film izlemek mi?            

Film

 

# Tiyatro mu sinema mı?   

Sinema

 

# Kitap arasına ayraç mı yoksa rastgele bir şey mi?  

Ayraç (Koleksiyondan okuduğum kitaba uygun)

 

# Şu an okuduğunuz kitap?

Dayanılmaz’a başlayacağım.

 

# En son okuduğunuz kitap?  

Monica McCarty - İki Ateş Arasında

 

# En son izlediğiniz film / dizi? 

Crown izliyorum.

 

#  En sevdiğiniz çizgi film?  

Bugs Bunny

 

# En sevdiğiniz film?     

Harry Potter (Her sene izlerim.)

 

# En sevdiğiniz dizi?    

Avrupa Yakası (Hala arada açıp bakarım)

 

# En sevdiğiniz masal karakteri?  

Güzel ve Çirkin masalının karakterleri.

 

# En çok gitmeyi istediğiniz üç yer?     

İskoçya, İngiltere, Mısır

 

# En çok sevdiğiniz müzik türü?         

Blues ve Country

 

# En sevdiğiniz hayvan?                    

Kedi

 

 

Son olarak da yeni yazar adaylarına vereceğiniz tavsiye ne olurdu?


Sadece kendiniz için olsa bile, yazın.

   

Bana vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. :)

 



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın