Çıktığı ilk günden beri radarımda olan hem konusu ile hem de kapağıyla ilgimi çeken kitabı geçen ay almıştım ve çok bekletmeden okudum. Şunu söylemeliyim ki beklediğimden çok daha farklıydı ve oldukça iyiydi. Böylesine bir kurgu beklemiyordum dolayısıyla kitabı kapattığımda hem bir şaşkınlık hem de bir tatmin hissi duydum. Kitap resmen yabancı yazarlardan sıkça okuduğumuz ama Türk yazarlardan nadiren okuduğumuz kadar güçlü ve sağlamdı bence.
Yazarın dili akıcı, merak uyandırıcı, heyecanlı ve sürükleyici, gizem ve gerilim dolu aynı zamanda da aşkla harmanlanmış bir kurguyu kaleme almıştı. Okurken aklınızda oluşan senaryoları çok güzel ters düşen sizi şaşırtan aynı zamanda işte budur dedirten bir şekilde kurgulanmıştı kitap. Bu yüzden sevdim.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; seri cinayetler işlenmektedir. Gelin katili olarak anılan katil, düğün günleri gelinleri salondan kaçırıp onları vahşice öldürmektedir. Parçaları bulunan gelinlerin araştırması başladığında polis memuru olan Tuna sevdiği kadın Gülcan ile düğünlerinin heyecanını yaşarken salondan kaçırılan Gülcan ile bütün olaylar ayyuka çıkar. Çünkü Tuna'nın ağabey gibi sevdiği cinayet masası baş komiseri Ferit, bu cinayetlerden sonra korkmuştur ve aynı olayı Gülcan'ın başına gelmesinden endişelenmektedir. Kendince önlem alarak gelin odasına girip çıkan kişilerin kamera alınması için gizli kamera yerleştirir ve katil odadan Gülcan'ı çıkarıp götürürken onun yanında bulunan kız kardeşi Özge hiçbir şey yapmamıştır. Bu durumda şüpheli olan Özge, bütün gözleri üstüne toplarken Ferit ve ekibi bu olayların ardında başka olayların olduğunu fark ederler. Çünkü bu olayda şüpheli olan Özge, aslında katilin yardımcısı, suç ortağı değildir. Bütün bu olaylarda hiçbir şeyin farkında olmadan dahil olmuştur. Bütün olaylar aynı zamanda farkında olmadan da Özge'nin etrafında dönmeye başlamıştır. Çünkü katil çok uzun zamandır bu şekilde cinayet işlerken 21 kadını öldürmüştür. Bütün bunları da bir şekilde Özge'ye yolu çıkarken katil onun için bambaşka planlar kurmaktadır. Ferit bütün bu olayları çözmek için uğraşırken bütün sırlar ortaya dökülmeye başlar. Bütün bu araştırmaların arasında da Ferit, Özge'ye aşık olmaya başlar ve hatta içten içe sevdiği kadını koruyamayacak olmanın verdiği korkuyu da yaşarken Özge her an olayların daha da içine girer. Çünkü katil bir şekilde Özge'ye ulaşıyor, onun anılarını bastırıyor ve kendi istediği şekilde yönlendiriyordur. Bütün bu cinayetleri çözmede ve katili yakalamada en büyük yardım Özge'den gelmesi gerekirken genç kadın her şeyin farkına yeni yeni varmaktadır. Bütün bunların yanında öldürülen kadınlar bitmezken Ferit, geçmişe dayanan cinayetlerin başlangıcını çözmeye çalışırken adım adım katile yaklaşır. Ancak bilmediği şey Özge'nin de katile her an daha da yaklaştığıdır. Aynı zamanda katil de Özge'yi istemektedir.
Öncelikle uyarmak istiyorum ki yorumum spoiler içerikli olabilir. Okurken bunu göz önünde bulundurun sonra bana kızmayın ;)
Kitapta en çok hoşuma giden katilin , yaşadığı çoklu kişilik bozukluğu detayıydı. Zaten katili bulmak da bu yüzden biraz zor oldu. Genelde bu tema üzerinde işlenen kurguları okumayı çok severim çünkü oldukça ilgimi çeken şeydir. Kitapta da bunu görmek çok güzeldi. Ki yazar da çok güzel işlemişti bunu.
Özge'nin bastırılmış anıları, katille olan bağlantısı, bunun üzerine yazılan kurgu da çok iyiydi. Benim için bir sürprizdi ve beklediğimin çok ötesinde bir kurguyla karşılaşmama neden oldu ve buna bayıldım.
Zaten kitabın en güzel detayı katilin durumu ve Özge'nin katille bağlantısı ve durumu bence kitabı kendi türdeşlerinden birkaç kulvar öne taşımıştı. Bu yüzden çok beğendiğimi söylemeliyim.
Kitaptaki en sevdiğim şeylerden biri de, Özge'nin ablası Gülcan'ın öldürülmesi, onun cesedinin parçalarının bulunmasında Tuna'nın, anne babasının verdiği tepkiler ve cenazesinin yazılmasıydı. Okurken 'senin polisiye bir kitap olman gerekiyordu beni ağlatman değil,' diye düşündüm. Çünkü öyle bir yazılmıştı ki gözlerim doldu, sanki haberlerde izliyormuşum ya da yaşıyormuşum gibi hissettim. O anne babasının hisleri, kardeşini kaybetmenin travmasını resmen yaşadım okurken. O satırlar muazzam yazılmıştı.
Cinayetlerin araştırılması, soruşturmalar çok iyi kurgulanmıştı. Hatta öyle ki olaya dahil olan, basın yasağı gelmesi, araştırmaların sadece sınırlı kişilerde kalarak katilin peşine düşülmesi çok iyi kurgulanmıştı.
Ferit'in araştırmaları, pes etmemesi, hep tetikte olması, otoriter bir şekilde işini yapması, geçmişinde yaşadıklarına rağmen yaptığı iş ve karakteri çok iyiydi. Hayranlık uyandırıcıydı. Bazen kızdım, Özge'ye her şeyi anlatmaması ve ona güvenememesi falan sinir bozucu olsa da hep haklı sebepleri olduğunu da düşündüm açıkçası. Bu yüzden çok da kızamadım.
Ferit'in duygularını kabullenmesi, sevdiği kadını korumak için elinden geleni yapması da çok iyiydi. Ama tabi kitabın ana olayı cinayetler, katil ve Özge olduğu için aşkı önemsemedim okurken. ki zaten asıl aşk kısmı ara ara kendini gösterse de tam olarak yüzeye çıktığı kitabın sonlarına doğruydu.
Katille ilgili detaylar, onun hayatı ve cinayet işleme metotları ve sebepleri çok iyi kurgulanmıştı. Ama asıl boma kitabın sonundaki bütün her şeyin son bulacağı kısımlardı...
Her şeye rağmen benim için kitabın en güzel en üst detayı kesinlikle Özge'nin katilin vücuduna öldürdüğü kadınların isimlerini yazması ve devamını getiremediği zaman diliminde onun nerede olduğunu bulan Ferit'in katilin sonunu getirmesiydi. Bunu söylemezsem içimde kalırdı :)
Su testisi su yolunda kırıldı işte. Katil de kendi sonunu güzel hazırladı. Her zaman senden daha akıllısı vardır değil mi?
Ferit'in baş komiserlikten, gizli istihbarata geçmesi falan çok hızlı geldi. Keşke o kısımda azıcık daha detay okusaydık diye düşündüm. Bunu da inkar edemem çünkü okurken bu adam bu kadar başarılıyken neden işi bıraktı ki diye düşündüm ama tabi bu işin de ardında ayrı bir gizemdi.
Ayy aslında söylemek istediğim çok şey var ama polisiye kitaplarda çok ince çizgidir spoiler ben o çizgiyi aşmak istemiyorum ki umarım aşmıyorumdur da... aşmamışımdır da...
Kitabın eksiliği var mıydı? Tek eleştirebileceğim şey sanırım kitabın sonunda son birkaç bölümde, zaman dilimi atlıyor ve 2021 yılına geçiyor sonra Ferit geçmişi hatırlarken geçmişe dönüyor ve olay anlatılıyor. Öyle olmasa da olurdu. O kısımlar sanki kronolojik sırayla gitseydi benim nazarımda daha iyi olabilirdi. Ama tabi bu yine de kitabın çok iyi olmasını bozmamıştı.
Ah bir de kitapta konuşması çizgisi tire (-) kullanılmıştı. Bence tırak işareti (") kullanılsaydı daha iyi olurdu diye düşündüm.
Kitabı çok beğendim. Çok severek okuduğum polisiye bir kitap. Seriymiş, ve yazar şuanda 2. kitabı hem wattpadde yayınlıyor hem de yazıyormuş. Umarım kısa zamanda kitap olarak elimize alırız.
Bu türü sevenlere de tavsiyemdir. Bir de kitap kesinlikle bazı sahnelerinde cinsellik var ayrıca cinayet işlenmelerinde vahşeti de göz önünde bulundurarak okuyun! Sonra gereksiz yere gömmeyin kitabı.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın