Zeliha Eren'in BİS Serisi'ni çok severek okumuştum. Hatta ilk iki kitabı ilk çıktığı gibi almış ve okumuştum. Çok da sevmiştim nedense 3. kitabı almamış ve okumamıştım. Eeee aradan zaman geçince de 4. kitap çıktı dedim ki ben bu seriye geri dönmeli ve okumalıyım. Benim için hem okunması keyifli ve zevkli hem de romans severlerin sevebileceği bir kitap hatta seri olduğu için es geçemezdim.
Şimdi, 3. kitabı okumuş ve araya başka kitaplar soksam da 4. kitabı da bu ay okuyacak biri olarak, seriye geri dönüş yapıyorum :)
Zeliha Eren'in kurgusu akıcı, merak uyandırıcı, aşk dolu, eğlenceli ve romantik, bütün bunların yanında da aksiyonlu bir seri... çünkü söz konusu kişiler ajan... ultra ilerlemiş teknolojilerde, aşırı iyi eğitimli ve en iyilerden olan ajanlar.. özel, gizli ajanlardan... daha ne olsun ama değil mi :D
İşte böyle bir seride bir ajanın daha aşık olmasını okuyoruz :D aslında tam bizlik ;)
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Mila, dört ağabeyinden kaçarak ve onlara inat ederek eğitimine devam edebilmek adına New York'a gider. Orada bir ailenin yanında kalacak ve eğitimine devam edecektir. Ancak gittiği ev, daha önce tanıştığı ve tartıştığı bir adamın ailesinin evi çıkmıştır. Zack'in.. Zack ise BİS'in en iyi ajanlarından ve hackerlarından biridir. Görev arasında ailesinin yanına gitmişti ve orada Mila ile karşılaşır. Her ne kadar birbirleriyle tartışsalar da, atışsalar da, laf da atsalar içten içe birbirlerine karşı bir çekimleri vardır. Mila, ağabeylerinin kendisini almak için geleceğini öğrenince ve Zack'in de bir görev için acilen Londra'ya gitmesini fırsat bilip peşine takıldığında bütün hayatları değişir. Çünkü farkına varmadan bütün olayların ortasında kendini bulan Mila, aynı zamand bütün bu olayların merkez noktasının kendisinde bittiğini de öğrenir. Hayatına dair sırları öğrenirken, bu sırlarla hayatta kalmaya çalışırken aynı zamanda da Zack'e karşı olan duygularıyla da yüzleşmek zorunda kalır. Kovalamacaların arasında ve gizlenen sırlar açığa çıkmaya başladığında kendi aşklarına da zaman ayırabilecekler mi? Aşklarını yaşayabilecekler mi? Onları nasıl tehlikeler bekliyor? Bütün hepsini okuyoruz. Tabi eğlenceli diyalogların, gülümseten detayların arasında ;)
Öncelikle kitapta en sevdiğim şey, Mila ve dört ağabeyiydi. Ciddi anlamda kitaba renk kattılar. Mila'nn ağabeylerinin Türk olması, kültürlerimize göre hareketleri, Zack'e karşı verdikleri tepkiler muhteşemdi. Çok eğlenceliydiler ve ben o satırları okumaktan aşırı keyif aldım.
Mila'nın 4 ağabeye karşı idmanlı olması ve onlardan kazandığı tecrübeleri diğer erkekler üzerinde özellikle de Zack'e karşı da kullanması süperdi. Bazen ben bile bezdim ama Zack'teki sabır hayranlık uyandırdı :D
Kitapta Kuzey, Masal, Alex ve Julia'yı görmek muhteşemdi. Ancak Lucas'ın bol bol görünmesi ve bütün olayların içinde olup da en yakın arkadaş olmanın verdiği rahatlıkla tavırları çok güzeldi. En çok beni eğlendiren karakterdi...
Zack ve Mila arasındaki diyaloglar ve tavılar çok güzel kurgulanmıştı. Birbirlerine karşı hazır cevap halleri bunun yanında aşklarını yaşarken de birbirlerine karşı zaafları çok iyi anlatılmıştı.
Mila'nın ağabeylerinin ona destek olması, canı acıdığında yanında olmaları, korumacı tavırları çok güzel anlatılmıştı. Bir ağabeyim olsa nasıl olurdu diye düşünmedim değil.
Yazarın bence en güzel özelliklerinden biri güçlü kadın karakterleri kalem alması bence. Diğer iki kitapta da öyleydi bunda da öyleydi. Olaylara Mila'nın yaklaşımı, pes etmeyişi, yıkıldığı zaman da ayağa kalkabilmesi çok güzeldi. Özellikle her ne kadar korksa da meydan okumaktan vaz geçmemesi de hayranlık uyandırıcıydı.
Kitabın benim için en güzel satırları itiraf etmek gerekirse aşk kısımları değil BİS ve onun getirisi olan gizem ve aksiyon kısımlarıydı. Ajanlık kısımları, olayların gidişatı, döngüsü, kurgusu çok iyiydi. Bir de olayların Mila ile ilgili bağlantısı tam bir sürprizdi. Ki ben o satırları ve gizemini çok çok sevdim.
Kitabın sonuna doğru olan olay döngüsü çok güzeldi. Cemre'nin şirketinde olanlar, patlama, içeriye gizlice sızmalar, onların hackerlarının çok iyi olması ve kimliği çok iyiydi. O detayları da çok sevdim. Hatta hacker Mytsy ile Lucas arasında bir şeyler olacak gibi görünüyor. Öyle hissettim. Hatta baktım ki dördüncü kitap Mert ve Azra'nın kitabı belki 5. kitap Lucas'ın olabilir ;)
Bir de kitapta en merak ettiğim şey Mila'nın ağabeylerinin aşk hikayeleriydi. Özellikle Yekta'dan baya bir aşk hikayesi var gibi... adam çok fena tutulmuş gibi birine...
Kitabın en güzel satırlarından biri de kitabın final bölümleriydi. Mila'yı isteme kısmı, evlenmeleri, çocuklu halleri çok güzeldi. Çok sevdim.
Kitabın genelini çok sevdiğimi söylemeliyim ancak olmamış dediğim tek bir nokta var o da kitabın sonunda Cemre'nin HannTech'e girişleri ve orada olan olay döngüsü biraz kısa anlatılmıştı. Cemre'nin gücü göz önüne alındığında daha bir detaylandırılmasını isterdim. Aksiyon kısmı daha bir detaylı olmasını isterdim açıkçası. Tek eleştirebileceğim kısım da burası zaten.
Genel olarak kitabı çok sevdim ve eğlenerek okudum. Araya başka kitaplar alsam da 4. kitabı da bu ay içerisinde okumayı planlıyorum.
Benim nazarımda 5 üzerinden 4'lük bir kitaptı.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın