Haplarla, alkolle ve dövüşerek susturmaya çalıştığım kafamdaki daimi sesler bile susmuştu. İşte o anda, bu sessizliğin içinde bir şey hissettim; uzaklaştırmaya çalıştığım o yoğun yalnızlığı. Her gün daha fazla kızla doldurmaya çalıştığım kalbimdeki boşluk dipsiz bir kanyona dönüşmüştü. Artık uçurumun kenarında durmuş, aşağıya, sonsuz derinliğe akmıyordum. O boşluğun bizzat içindeydim ve sonsuz karanlığa doğru serbest düşüşe geçmiştim.
*****
O yalnızlık çekiyorsa ben de çekiyordum. Annem öldüğünden beri yalnızdım ben. Ailem beni dahil etmedikleri kabilelere bölündüğünden beri acı çekiyordum. İçten içe ölürken yüzümdeki gülümsemeyi korumaya çalışıyordum çünkü o soğuk karanlık, kilit altında tutmaya çalıştığım sandıktan çıkarsa sonumun annem gibi olacağından korkuyordum.