~~~*~~~
"Ben aşk istiyorum. Ve sen beni hem sevip hem de dünyadan korunacak değerli bir şey gibi kilit altında tutamazsın. Beni hem koruyup hem yanında tutamazsın."
~~~*~~~
Ayın ilk yorumu geçen aydan beri bitiremediğim ama aslında çok sevdiğim bir kitaptan geliyor.
The Bareknuckle Bastards (Çıplak Yumruklu Piçler) Serisinin 2. kitabı olan Tehlikeli Arzular kardeşlerden Beast lakabına sahip Whit'in kitabıydı. Hep kendini başkalarının korumasına adayan Whit'in nasıl isim yaptığı, neler yaşadığı ve aşkı yolunda yaşadıklarına değinen bir kitap okuduk. Daha detaya girmeden en basit özeti buydu.
Bu arada seri 3 kitaplık bir seri ve hepsi ülkemizde yayınlandı rahatlıkla alıp okuyabilirsiniz. Her kitap bir kardeşi anlatıyor.
~~~*~~~
"Onu başka nasıl güvende tutacaktım?"
"Tutmayacaksın," dedi Devil. "Güvede tutmak onu kilit altına almak demek. Ve hayatta bir bildiğim varsa, o da kadınların kilit altında durmadığı."
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; evde kalmış gözüyle bakılan ve 29 yaşına gelmiş olan Hattie, artık kaderini erkeklerin karar vermesini engellemek ve kendi istediği geleceği yaşamak için harekete geçer. Bu yolda attığı ilk adımda elleri bağlanmış ve bayıltılmış bir şekilde Whit'e denk gelir. Whit'e yardımcı olan Hattie ise genç adamın hayatını değiştireceğini düşünmeden onunla rahatlıkla konuşup, gelecek planlarından bahseder. Bir şekilde birbirlerinden etkilenen ve uzaklaşamayan Hattie ve Whit, kendi hedefleri ve amaçları için hareket ederken aynı zamanda birbirlerinin planlarına da çomak sokmaya başlarlar. Hattie'in hedefi babasının sahibi olduğu işin başına geçip beceriksiz kardeşini saf dışı bırakmakken Whit'in hedefi ise mallarını çalan ve adamlarına saldıranları yakalamaktır. Bütün bunlar için şavaşırken yolları kesişen Whit ve Hattie, bir birlerine karşı olan çekime direnemeseler de ve bu çekime kendilerini bırakmak isteseler de önlerinde çok büyük engeller vardır. O da Whit'in geçmişi Ewan... bir nefes gibi enselerinde olan Ewan, Grace'in öldüğünü düşünmeye başladığında daha da tehlikeli olmuştur çünkü artık kaybedecek bir şeyi yoktur. Kendisi mutsuzken kardeşi Whit'in de mutsuz olmasını isteyerek adımlar atar. İşte bu noktada Whit ile Hattie'nin ilişkisi sınanmaya başlar.
Aşkın kazanıp kazanamayacağını okurken aynı zamanda her ikisinin de planlarını da hayata geçirme hamlelerini okuyoruz.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu seride en hoşuma giden alışılagelmişin dışında karakterler olması... ama bu kitapta daha da alışılmamış karakterler olması aşırı aşırı hoşuma gitti. Ne Whit alıştığımız aristokrat aileden ne de Hattie... bu durumun farklılığı çok hoş bir değişiklik oldu benim için ve cidden sevdiğimi söylemeliyim.
~~~*~~~
"Bu iş bitti, evlat. Tercih şansım yoktu."
"Her zaman başka tercih vardır," dedi Hattie. "Her zaman savaşma tercihi vardır."
Ve babası onu gözü parlayarak uzunca bir an süzdü. Gözlerinde şüpheden başka bir şey vardı. "Hiçbir adam Çıplak Yumruklu Piçler'e karşı gelip de hayatta kalmadı."
Eskiden olsa bu uyarıyı önemseyebilirdi. Ama Hattie artık uyarılar için fazla sabırsızdı.
Kaybedecek neyi vardı ki? Zaten her şeyi almışlardı.
"O zaman bunu bir kadının yapma zamanı gelmiş."
~~~*~~~
Hattie'nin cesareti, korkusuzluğu, güçlü duruşu kadın karakterlerde görmek istediğim bir detaydı. Burada öyle bir kadın okumak çok güzel geldi. Hatta Hattie'nin meydan okuyan tavırları ve zaman zaman erkekleri de geçecek güce sahip olması çok daha muhteşemdi.
Mesela okuyan bilir, liman işçileri ile ilgili Whit'e meydan okuması ve genç adamın sevkiyatının taşınmasına engel olabilecek güce sahip olduğunu vurgulaması muhteşemdi. Ya da Ewan ile yüzleşmesi... Tam da Whit'e uygun bir kadın işte bu dedim.
Whit'in geçmişin verdiği yükleri omzunda taşıması, ona göre davranması, herkesi koruma modunda olması ve hep kendinden vazgeçme durumunu kabullenir halde olması yürek burksa da adamım salak mısın meydan okusana, sahip olduğunu gücü kullansana dedirtti de... ama yine de sevdim be seni adamım.
Ewan ile olan karşılaşmalar, Grace ile ilgili detaylar açıkçası üçüncü kitabı daha bir merak etmeme neden oldu. Açıkçası bu ikili arasında kimsenin bilmediği şeyler olduğunu düşünüyorum.
Kitabın son bölümleri çok güzeldi ama o son bölüm çok daha güzeldi.
Kitapta Devil ve Felicity görmek de çok şekerdi. Onları çift olarak okumak ve Whit'in yanında onları görmek çok güzel gitti.
Çok detay vermeden spoiler vermeden yorumumu bitiyorum. Ancak kitabı cidden sevdim hatta bence ilk kitaptan daha iyiydi. Çünkü soluksuz okunacak ve hiç durgunlaşmayacak bir kitaptı. Bu türü sevenlere tavsiyemdir.
~~~*~~~
Devil uzun ve yavaş bir süre ıslık çaldı. "Kadının kirli oynamadığını söylemiştin."
Whit'in kalbi hızla çarpmaya başladı. Bunu söylemişti, evet. Ama bu kirliydi. Muhteşem ve berbat bir kirlilikti. Kağıdı burnuna götürdü, üstündeki badem kokusuyla mest oldu.
"Kadının korunmaya ihtiyacı yok," dedi Devil, sözleri mizahtan yoksundu. "Tanrım, bizim ondan korumamız gerek. Gözünün önünde savaş açmış ama senin haberin yok."
"Senin hatunu kontrol altına almalısın, Beast. Bütün sevkiyatı tehlikeye atıyor; eğer kötü bir şey olursa oradaki şampanya miktarını yenilememiz aylar süreceğini söylememe gerek yok."
Whit öfkelenmeliydi. Öfkeliydi. Kadın onu yenmek için kendisini tehlikeye atmıştı. Ama aynı zamanda heyecanla titriyordu. Hattie'yi kaybetmemişti. Bu hedefini bulan bir oktu.
Savaşçısının onunla işi bitmemişti.
"Bana rekabet sözü verdi."
Devil uzun, kısık sesle tekrar ıslık çaldı ve sonra, "İşte bu izlemenin yetmeyeceğinin kanıtı, kardeşim. Eğer onu korumak istiyorsan, tek şansın yanında durmak," dedi.
~~~*~~~
The Bareknuckle Bastard
Kitabın adı : Tehlikeli Arzular
Orijinal adı : Brazen and the Beast
Yazarı : Sarah MacLean
Çevirmen : Deniz Topaktaş
Seri Bilgisi : The Bareknuckle Bastards #2
Yayınevi : Nemesis Kitap
Sayfa sayısı : 424
Kitabın tanıtım yazısı:
Büyük plan devreye girdiğinde…
Leydi Henrietta Sedley, yirmi dokuzuncu yaş günü için büyük bir plan yapar. Bu plana göre, önce babasının işletmesini devralacak, sonra kendine ait bir servet kazanacak ve bundan böyle hayatını nasıl istiyorsa o şekilde yaşayacaktır. Ancak planı devreye girmeden önce, adı çıkmış bir kız kurusu olarak yoksun kaldığı bütün zevkleri deneyimlemeye karar verir. Her şey yolundadır… ta ki hayatında gördüğü en yakışıklı adamı, at arabasının içinde, elleri bağlı bir halde bulana ve bu karşılaşma Hattie’nin Yılı’nı daha başlamadan bitirmekle tehdit edene kadar…
Beklenmedik bir teklif her şeyi değiştirir…
Covent Garden’ın kralı olarak bilinen Beast, gözlerini Leydi Henrietta’nın ayakucunda, elleri bağlı bir halde açtığında, hayatına bir anda giren bu sıradışı kadını merak etmeden duramaz. Özellikle de leydinin bir zevk gecesine doğru yol aldığını öğrendiği zaman… Beast, kadının bütün arzularını gerçekleştirmeyi seve seve kabul eder. Ancak her şeyin bir bedeli vardır…
Ve tutkunun fitili ateşlenir…
Beast ile Hattie kısa bir süre sonra hem işte hem de özel hayatlarında rakip olurlar. Hattie planlarından vazgeçmez, Whit ise gücünden… Ancak ikisi de, eğer dikkatli olmazlarsa her şeyden vazgeçmek zorunda kalacaklarının farkına varmazlar. En başta da kalplerinden…
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın