Ve The Royals serisinin son kitabı Çatlak Krallık yorumuyla karşınızdayım. Yoruma geçmeden önce söylemek istediğim bir şey var.
Şu seri bitsin her bir Royal erkeği kendi mutluluğuna kavuşsun çok istedim ama şu kitabın son bölümünü okuduğumda... evladından ayrılmaya hazırlanan anne gibi hissettim kendimi... bitsin istemedim... sonlansın istemedim... son sayfaları okuyup da bitirmek istemedim... öyle çok sevmişim ki Royalleri ayrılmak bir hüzünlendirdi. Ayy arkada da Jimin'in With You şarkısı da çalınca çok fena duygulandım...
Her güzel şeyin sonu olduğu gibi bu güzelliğin de sonu geldi. :(
Neyse... Easton Royal'in hikayesi kaldığı yerden bu kitapla devam etti ve onun da kendi iç savaşı, kardeşleri ile ilişkisi, kendi ile ilgili keşfettiği sırlar ve aşkı bulması bu kitapla sonlandı. O da kendi mutlu sonuna ulaşmayı başardı diyerek yorumu sonlandırmayacağım. Azıcık detaylara gireceğim ama öncelikle kitabın konusundan bahsedeceğim kısaca...
Easton Royal, Düşmüş Varis kitabının sonunda çok fena çuvallamış ve bunun sonunda kardeşlerinin Sebastian ve Sawyer'ın arabası ile aşık olduğu kızın Hartley'in arabası birbirine çarpmıştır. Sonrasında ise Sawyer ve Hartley hafif yaralanmalarla kazayı atlatsalar da Sebastian yoğun bakıma alınmış ve ardından da komaya girmiştir. Üstelik hastanede Hartley'in düşmesiyle beyin travması geçirerek geçmişi unutmuştur. Easton iyice zor durumda kalır çünkü bir yandan komadan çıkamayan kardeşi Sebastian bir yanda ikizi komada olduğu için hayata küsmüş ve odadan ayrılmayan Sawyer bir diğer yerde de kafası abuk sabuk şeylerle doldurulmuş, babasının evine dönmek zorunda kalmış ve son üç yıla dair hiçbir şey hatırlamayan Hartley vardır. Easton hem kardeşleri hem de aşık olduğu kız için savaşmak zorundadır. Tabi bütün bunlarla da son bulmuyor çünkü Hartley'in babasının pislikleri artık onlara kadar uzanmış ve Royaller de zarar verecek seviyeye gelmiştir. Üstelik Stevie'de sahnede yerini almıştır. Easton sevdikleri için bir savaşın içine girerken hem onları korumak hem de aşık olduğu kıza kendini hatırlatmak için çabalamak zorundadır. Tabi bunun yanında da aşkın baş döndürücü mutluluğuyla uğraşırken kendi bağımlılıklarıyla da savaşmak zorundadır.
Şimdi yorumuma başlayabilirim. Açıkçası, Düşmüş Varis'in son sayfalarını okuduktan sonra bu kitabın elimde olmasına çok sevindim çünkü çok nefes kesen şekilde bitmişti ve hemen başladım buna... Zaten kitapta kaldığı yerden devam etti.
Okurken Easton'ın böylesi bir vurguna ihtiyacı vardı büyümek için ve bunu çok acı şekilde öğrense de öğrendi. Sevdikleriyle sınandı ama neyse ki kimseyi kaybetme durumunda kalmadı.
Hartley'in babasına ilk kitaptan sinir olmuştum ama bu kitapta söyledikleri, yaptıkları... her şey adamı bir kaşık suda boğma sebebim olurdu. Yaşadıklarını sonuna kadar hak etti keşke daha beterini yaşasaydı dedim hatta.
Stevie ise bu kitapta da gördük. Nasıl bu kadar rahatlıkla dışarıda ve dolanabiliyor diye düşünüyordum... bu kitabın sonlarında o kısımların sebebini anladım. Yazar her şeyi güzel kurgulamış çünkü yapılan ve yaşanan hiçbir şey bağımsız değil hepsi bir şekilde birbiriyle bağlantılı olması bence kurgunun daha da güzel olmasını sağladı gözümde. Stevie'de bu konuda hak ettiğini buldu ama onun için de daha acılı bir son isterdim.
Easton ile ilgili gerçekler, bunlarla baş etme şekli ve ailesinin verdiği tepkiler... işte bu dedim. Siz Royaller bir aradayken yıkılmazsınız! En büyük gücünüz paranız veya adınız değil sahip olduğunu birbiriniz ve sevginiz!
Hartley ise.. hatırlamadığı geçmişine rağmen içindeki gücü keşfetmesi, iç güdüleri, duygularıyla hareket etmesi ve Easton ile olan hiçbir şeyi hatırlamasa bile onunlayken aşkını hissedebiliyor olması çok güzeldi.
Hatta Easton'ın Hartley'in dairesine gitmesi, orada kalması ve orayı ev olarak anlatması çok güzeldi. :)
Hartley'in Felicity ile yaşadıkları ise... işte kızım budur dedim. Hatta okurken bir Ella daha mı yetişiyor dedim. :D
Kitabın sonlarına doğru bütün sırların ortaya döküldüğü otopark sahnesi çok güzeldi. Cidden çok iyiydi... bütün sırlar dökülürken aslında birbirlerine duydukları sevginin getirdiği gücü keşfetmeleri de çok güzeldi.
Hatta kitabın sonlarına doğru Hartley'in "Royalleri yıkılmaz yapan birbirlerine bağlılıkları" tarzı bir düşünceye sahip oluyordu. Bu işte doğruydu. Çünkü o 5 kardeş ve Callum Royal... birbirlerine olan sevgileri ve bağlarıyla yıkılmazlar...
Kitabın sonu ise... Ahhh Reed ve Ella... çoook tatlısınız dedim. Ama bu hikayeyi bitirdiğimde 3 kardeşi mutlu gördük. Reed, Gideon ve Easton Royal.. kendi aşklarına kavuştular keşke ikizleri de okusaydık diye düşünmedim değil. Okumak isterdim... daha fazla Royal okuyacağımdan değil de onları da mutluluklarını görmek istediğimden...
Neyse çok uzatmayayım yoksa vermemek için çırpındığım spoiler vereceğim... Bu yüzden kısa kesiyor ve kitabı çok beğendiğimi söylüyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın