18 Ocak 2023 Çarşamba

0 ALINTILAR // Nora Roberts - Görkemli Ölüm (Ölüm Serisi #2)

İkinci kitabı yorumunu çok uzun zaman önce paylaşmışım tam olaran 12 Temmuz 2019 tarihinde... size ulaşması kolay olsun diye aşağıya link bıraktım. 🙈 

Çok severek okuduğum bir seri olduğunu araya sıkıştırayıp alıntılarla sizi baş başa bırakıyorum. 

Kitabın yorumu için: TIKLAYINIZ!
Diğer alıntılar için : TIKLAYINIZ!

Ceketini giyerken gözleri sabırsızlıkla parladı. Cebindeki küçük kabarıklık ona bir şeyi hatırlattı. “Ah, neredeyse unutuyordum. Sana Avustralya’dan bir şey getirdim.”

Eve isteksiz bir tavırla mücevher kutusunu aldı. “Tanrı aşkına Roarke. Sen deli misin?”

Kutunun içindeki bir elmastı. Kıvrımlı bir altın zincirin ucuna takılmıştı ve ateş gibi yanıyordu.

“Buna Devin Gözyaşı diyorlar. Yaklaşık 150 yıl önce çıkarılmıştı. Ben Sydney’deyken bir açık artırmada rastladım. ...sana çok yakıştı.” Sonra genç kadının yüzüne baktı. “Ah, sanırım sen kiwi bekliyordun. Şey, belki bir daha sefere.”

“Bu delilik. Böyle bir şeyi kabul etmemi bekleyemezsin.”

“Arada bir mücevher takıyorsun.”

“Evet ve ben onları Lex’teki sokak satıcısından alıyorum.”

“Ben almıyorum.” dedi Roarke rahat bir tavırla.

“Bunu geri alacaksın.”

“Benim giydiklerime yakışacağını hiç sanmıyorum. Bak, karşıma çıktı ve ben de seni düşünüyordum. Düşünmediğim an var mı ki? Satın aldım, çünkü seni seviyorum.”


*****


"Beni kendine başlayabileceğini, o görkemli kalende ipekler içince yaşamaya alıştırabileceğini mi sanıyorsun? Bütün bunlar umurumda bile değil."

"Bunun farkındayım."

"Senin süslü yemeklerine, süslü hediyelerine ve süslü sözlerine ihtiyacım yok. Bu yöntemi biliyorum Roarkeç Kadın sana karşılık vermeyi öğrenene kadar belli aralıklarla sevdiğini söyle. Tıpkı iyi eğitilmiş bir köpek gibi."

"Bir köpek gibi," diye tekrarladı Roarke, öfkesi buz soğukluğuna dönüşürken. "Yanıldığımı şimdi anlıyorum. Sen aptalsın. Gerçekten de bunun güç ve kontrol ile ilgili olduğunu mu düşünüyorsun? Pekala, bildiğini oku. Duygularımı yüzüme çarpmandan bıktım artık. Bunu yapmana izin vermek bir hataydı ama hatalar düzeltilebilir."

"Ben asla..."

"Hayır asla," diye sözünü kesti Roarke, soğuk bir tavırla. "O duygu dolu sözleri bana söyleyerek gururunu incitmeyi göze almadın. Benimle kalmayı kabul etmek yerine, bu evi her zaman bir kaçış yeri olarak kullandın. Çizgiyi çekmene izin veriyorum, Eve ve daha fazlasını da yapıyorum. Bana her şeyini ver, Eve ya da hiçbir şeyini verme."


*****


Eve iki kez kendini çekmek istediyse de, Roarke izin vermedi. Sonunda, nihayet mücadeleden vazgeçerek kollarını adamın boynuna doladı. "Gitme." Yüzünü Roarke'ın omzuna bastırdı. "Bir daha gitme."

"Hiçbir yere gitmiyorum ki." Nazik bir şekilde Eve'in saçlarını ve sırtını okşadı. Bir erkek için güçlü bir kadını gözyaşları içinde görmekten daha korkutucu veya şaşırtıcı bir şey olup olmadığını düşündü Roarke. "Hep buradaydım. Seni seviyorum, Eve ve sevgimin gücü beni eziyor."

"Sana ihtiyacım var. Elimde değil. İstemiyorum."

"Biliyorum." Biraz geri çekilerek eliyle genç kadının çenesinden tutarak başını kaldırdı. "Bununla başa çıkmayı öğrenmemiz gerekecek." Kadının ıslak yanaklarını öptü. "Ben de sensiz yapamıyorum."


*****


"Neden?" Roarke'ın yanağını okşadı. "Herhangi biri olabilirdi. Muhtemelen de vardır."

"Neden mi?" Başını salladı. "Bu cevabını benimde merak ettiğim bir soru. Acaba dingin, huzurlu, sakin yapın ve kusursuz moda tarzın olabilir mi?" Eve'in gülümsediğini görmek hoşuna gitti. "Hayır, sanırım başka birini düşünüyordum. Senin cesaretin, hareketlerindeki kararlılığın, o yerinde duramayan zihnin ve tatlı kalbinin bir köşesinde seni birçok insanı düşünmeye zorlayan dürtün. "

"Bu ben değilim.    

"Ah, ama bu sensin sevgili Eve." Genç kadını tekrar öptü. "Tıpkı bu lezzetin, kokunun, görünüşünün ve sesinin sen oluşun gibi. Beni zincirlerimden kurtardın. Bunları konuşacağız," diye mırıldandı, Eve'in gözyaşlarını silerken. "u ilişkinin devam etmesin sağlayacağız."

Eve derin bir nefes alırken titredi. "Seni seviyorum." Sonra nefesini verdi. "Tanrım."

Roarke'ı ele geçiren duygu fırtınası tıpkı bir yaz yağmuru gibiydi; hızlı, güçlü ve sonrasında da sakin. Bu duygu yoğunluğunda boğulmuş bir halde alnını Eve'inkine yasladı. "Gördün mü, ölmedin."

"Sanırım alışacağım."




 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın