Kitabın yorumu için tıklayınız!
*****
Bunun üzerine Roarke tek kaşını kaldırarak, "Karımın tanımadığımız adamlarla buluşmasına herhalde itiraz edebilirdim," diye çıkıştı.
Eve kanepelerden birini daha ağzına atarak, "Görev gerektirmedikçe onlarla yatmayacaktım ki... Hem zaten o sırada da seni düşünüyor olacaktım," diye sırıttı.
"Zaten görevin de fazla uzun sürmezdi, çünkü adamın testislerini kesip senin eline verirdim."
"İnanamıyorum, Roarke! Sadece şaka yapıyorum."
"Mmm, ben de sevgilim."
*****
"Sen de benim seni kabul ettiğim gibi kabul edeceksin beni, Eve."
Adamın kaşları çatıldı, rahatsız bir meydan okumaydı bu. Eve, "Tanrı'ya şükürler olsun ki benim ne istediğime ya da ne istediğimi düşündüğüme kulak asmadın," diye ekledi.
"Ben de seni çağırmamıştım. A ghra."
Aşkım benim. Eve, bunu onun dilinde ne demek olduğunu biliyordu ve kalbini ona açmaktan çekinmiyordu. "O günden beri seni de bulaştırmadığım hiçbir olay kalmadı. Bunun böyle olmasını istemezdim. Seni kullanmam gerektiğinde fütursuzca kullandım. Bu beni rahatsız ediyor."
"Beni ise mutlu ediyor."
"Biliyorum," derken Eve'in parmakları onun bileklerini sardı. Roarke'ın nabzı muntazam ve hızlı atıyordu. "Sen benim bakmak istemediğim parçalarıma çok yakından bakıyorsun ve benim de bakmaktan başka çarem kalmıyor."
"Sen benimle de bensiz de bakıyorsun onlara Eve. Benimle baktığında belki o kadar acıtmaz diye düşünüyorum."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın