30 Nisan 2024 Salı

0 Victoria Alexander - Sonunu Bile Bile (Last Man Standing #1)



~~~*~~~
"İnsan birine bu kadar aşık olunca mutluluğu karanlığın içinde beliren bir fener gibi parlamaya başlıyor. Bu aşkın ölene kadar yolunu aydınlatacağını biliyorsun."
~~~*~~~


Bu ayın son okumasını, historical romans ile yaptım. Uzun zamandır elimde olan ve henüz okumaya fırsat bulamadığım Last Man Standing Serisine başlayarak yaptım. Kapakları yanıltıcı olmasın historical romans... bir zamanlar ne kadar çok çıkıyordu bu tür şimdi de çok hasretiz ama olsun eskilerimizle geçiriyoruz. Vee instagramdan aldığım haberlerle şunu söyleyebilirim ki yeni kitaplar için telifler alınmış 😇

Last Man Standing serisi dört erkek arkadaşın hikayesini anlatan bir seri. Tabi ki Historical Romans türünde. Her kitap bir karakteri anlatıyor ama kurgusal bütünlük açısından sıralı okunması gerekiyor ama genelinde bakıldığında da her kitap bir karakteri anlatıyor. 

Yazarın Pegasus'tan çıkan bir serisi daha var ama o seri daha sonra çıktı. Zaten o serisini okuduktan sonra bu serisini aldım ve iyi ki almışım çünkü çok severek okuduğum kitaplardan oldu. 

~~~*~~~
"Geçmiş er zaman geleceği şekillendirir. Bu insanın doğasıdır."
~~~*~~~


Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; beş arkadaştan biri olan Helmsley evlenince geriye kalan dört arkadaş evlenmeme üzerine yaptıkları bir sohbeti iddiaya dönüştürürler ve bu şekilde sonlandırırlar. Hedefleri evlenecek olan son kişi olmaktır. Hatta bu konuda en iddialı olduğunu düşündükleri Lord Warton, henüz çok genç olduğu yaşlarda kısa bir evlilik yaşamış, kalbi çok kırılmış, gururu zedelenmiş ve sonrasında dibi vurduktan sonra kendini toparlamıştır. Dolayısıyla onu bir evlilik içinde en son görecekleri kişi olduğunu düşünürler ama diğer yandan da hepsi de unvan sahibi olduğu için evlenmek zorunda olduklarının farkındalardır. Bir gün bir gece baloda Warton, Leydi Chester ile karşılaşır. Leydi Chester ise on yıl önce kocasını kaybetmiş bir kadındır. 3 senelik bir evlilik süreci geçirmiş, evliliği hakkında herkese iyi olduğunu söylemesine rağmen detayları saklayan ama on yıldır da skandala karışmamış kendince kuralları olan bir duldur. Lord Warton yani Gideon ile Leydi Chester yani Judith aralarındaki kıvılcıma karşı koyamaz ve bir ilişkiye başlarlar. Ancak Judith dul kaldığı zamandan bu zamana kadar ilişki yaşadığı üç adamla da kuralları olan ve bu kurallara göre yaşayan, karşısındaki adamın kendisine aşık olmaya başladığını hissettiği anda da ayrılan bir kadındı ama işler Gideon ile beklediği gibi gitmedi. Çünkü her ikisi de aşkın kıvılcımını hissetmeye başlarlar. Ama bir sorun vardır... o da Judith'in eski evliliğinden kalan korkuları, Gideon'ın yaşadığı evlilik sürecindeki güvensizlikleri her ikisi içinde tedirgin etmektedir. Bir de Gideon'ın unvanı ve sorumlulukları da işin içine girince iyice içinden çıkılmaz hale gelir. 

Öncelikle alışılagelmişin dışında olması çok hoşuma gitti. Her iki karakterinde geçmişleri olması çok güzeldi. Hep bekar, genç kadınları okumuştuk ama bunda bir evlilik yaşamış, dul, olgun bir kadın okumak çok güzeldi. Ne istediğini bilen, gereksiz kıskançlıklara veya entrikalara giren bir kurgu değildi ve bu beni çok mutlu etti. 


~~~*~~~
Onu çok az tanımasına rağmen bütün hayatı boyunca tanımış olduğunu hissediyordu. Sanki hep onunla birlikte olmayı beklemişti.
~~~*~~~


Mesela Gideon'ın geçmişinden gelen kadın ortaya çıktığında yaşananlar entrikanın dibi yapılırdı ama bu kitapta yoktu ve bu hoşuma gitti. 

Direk içeriğe giren bir yorum oldu ama bodoslama daldım ama olsundu 😂

Judith'in korkuları, karakteri, olaylarla baş etme şekli, duygularını saklama modu, arkadaşlıkları güzel anlatılmıştı ama en güzeli ne istediğini bilen güçlü kadın karakter olması müthişti.

Gideon ise... içindeki korulara rağmen istediği şey için savaşabilecek bir adam olmasını sevdi. Gerçi bazen vazgeçer modları vardı ama olsun. Kıskançlıklarına rağmen küsüp gitme modları olmaması da çok güzeldi. Sorunlarla yüzleşirken korkmaması da öyle. 

Gideon'ın arkadaşlarıyla olan diyalogları çok güzeldi. Özellikle birbirlerine takılmaları, laf sokmaları çok güzeldi. Hatta birbirlerini silkeleme modları ama diğer yandan da destekler halleri de çok iyiydi. 

Gideon'ın halası çok tatlıydı. Bir yandan yeğeninin mutlu olmasını istiyor ama diğer yandan da görevlerini de yerine getirmesini istemesi çok güzeldi. 

Judith'in insanlarla diyalogları ama bunun yanında içindeki yaraları göstermeme çabası çok iyi anlatılmıştı. 

Gideon'ın geçmişindeki kötü kadın, s*rtük diyesim geldi, çünkü adamı kullandı şimdi kocası ölünce de benimle evlen tekrar beraber olalım diyen bir kadın... ortaya çıktığında yaptıkları... yavaş ya adam istemiyor gitsene sen falan modunda okudum. 


~~~*~~~
"Seni bugüne kadar hiç böyle görmedim. Duruşun, bakışın, sesin, her şeyin farklı. Aşka yenik düşmeye hazır alan bir kadının tüm belirtilerini göstermektesin."
~~~*~~~


Gideon'ın çok yakın arkadaşı aynı zamanda Judith'in eski aşığı ve eski dostu olan Helmsley ile olan olaylar çok iyiydi. Çok sevdim o detayları. 

Özellikle de kartlarını hep açık oynamaları ve dürüstlükleri çok güzeldi. Yani Judith, Gideon'a dizlerimin bağını çözüyorsun diyebiliyor Gideon ise seni aklımdan çıkaramıyorum gibi... bu güzel bir değişiklikti. 

Bazı yerlerde ve sahnelerde çok eğlenceli ve güldüren sohbetleri vardı. 

Ayy genelinde kitabı çok sevdim, aslında özlemişim eski historicalları... çünkü yenilerde böyle kitaplar yok ne yazık ki ve özlüyoruz da. Çok severek okudum. Keşke azıcık daha uzun olsaydı ve onları bir de bebekli falan okusaydık. Çünkü Judith'i anne ve Gideon'ı baba olarak görmeyi isterdim. 

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟


Last Man Standing
  1. Sonunu Bile Bile
  2. Kaderimde Sen Varsın
  3. Adın Bende Saklı
  4. Sonunda Bende Sevdim


Kitabın adı     : Sonunu Bile Bile
Orijinal adı     : A Little Bit Wicked
Yazarı            : Victoria Alexander
Çevirmen        : Seden Gürel
Seri Bilgisi      : Last Man Standing #1
Yayınevi         : Epsilon
Sayfa sayısı    : 328

Kitabın tanıtım yazısı: 

New York Times çok satanlar yazarı Victoria Alexander'dan umut dolu, vaatlerle süslü, kusursuz bir hikaye...
Arzu ve katıksız şehvetin cezbedici, büyüleyici ve gizemli daveti...

Hiçbir erkek keni isteği ile evlenmez ama her dük, kont ya da vikont bu görevi bir gün yerine getirmek zorunda olduğunuz bilir. Londra'nın el üstünde tutulan dört beyefendisi bir bahse girerler... ödül en uzun süre evlenmeden ayakta kalmayı başarana gidecektir. Warton Wikontu Gide on Pearsall ödüle giden yolda en şanslı kişinin kendisi olduğunu düşünmektedir. Bugüne kadar rahibin yağlı ilmeğini boynuna geçirmeden pek çok kadınla birlikte olmayı başarmıştır. Yolu Londra’nın skandallara imza atmış olan ismi Leydi Chester ile kesiştiğinde onu yatağına atacağına ama asla evlenmeyeceğine dair kendi kendine yemin eder. Güzel ve biraz yaramaz olan Judith ise oyunu kendi kuralları ile oynarken bile saygınlığını korumayı başarmıştır. Tecrübeleri ona evlilikten uzak durması gerektiğini öğretmiştir. Warton’ın öpücüklerine karşı koymak gibi bir niyeti yoktur, onun baştan çıkaran dokunuşlarını göz ardı etmesi ise imkansızdır. Fakat bir süre sonra ikisinin de cevabını merak etmeden duramadığı bir soru ortaya çıkar. Hem yaramaz olup hem de yüreğin gösterdiği yoldan gitmek mümkün müdür?







Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın