12 Şubat 2025 Çarşamba

0 Elise Kova - Elf Kralı ile Anlaşma (Married to Magic #1)


~~~*~~~
Gönlümden bile geçirmediğim bir şatonun ve tacın sahibi olmuştum, istediğim her şeyi sonsuza dek kaybetmiştim.
~~~*~~~
 

Sonunda bende yazarın kalemiyle, kitaplarıyla ve kurgularıyla tanıştım. Diğer kitapları değil ama bu serisi ilgimi çekmişti ve denemek için aldım. İlk çıktığında aldığım kitaplardan ve anca fırsat bulabildim. Biliyorsunuz ki fantastik çok sık okumuyorum ama okuduğumda da hakkının verilmesini istiyorum. Bu kitapta bunu yakalayamadım ama sevdim de... değişik duygular içerisindeyim. 

Married to Magic Serisi'nin ilk kitabıydı. Seri 5 kitapta oluşuyor ve her kitap bir karakterin hikayesini anlatıyor. Karakterler birbiriyle bağlantılı mı bilemiyorum ama hepsi aynı diyarın canlıları olduğu düşünülürse kurgusal bütünlük açısından sıralı okunsa iyi olur gibi geliyor. 

Kitap fantastik, genç yetişkin (young adult), düşmandan aşk, Elfler, Periler, Kurtlar, büyüler... her türlü fantastik şeye yer verilmişti. Hatta vampirlerde söz konusu ama sanırım o da 3.kitabın kurgusu o yüzden o detayı atlıyorum. 😇

Kitapta yetişkin içerik olmadığı için bence rahatlıkla okuyabilirsiniz de... 


~~~*~~~
Aşk, dikkatimi sorumluluklarımdan alıkoyan tehlikeli bir şeydi.
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; binlerce yıl önce insanlar ve elfler arasında bir arasında bir anlaşma yapılmış, bu anlaşma gereği her yüzyılda bir insan bir kız büyü yeteneklerine sahip olacak ve bu kız eğitilerek İnsan Kraliçe olarak Elf Kralı ile evlenecektir. Bu şekilde hem insanların yaşadığı Tabi Dünya hem de Elf ve diğer büyülü canlıların yaşadığı Ortadiyar arasındaki denge bozulmayacaktır. Ancak son yüzyılda bir İnsan Kraliçe çıkmamış olması gereken zaman kendini göstermemiştir. Bir yıl fazladan bekleyen Elf Kralı Eldas ise artık daha fazla bekleyemeyerek insanların yanına gelerek gelinini almayı talep eder. Taktığı kolyeyle büyü güçleri bir bastırılmış olduğunu bilmeyen Luella, şifacılık eğitimini kasabasının maddi yardımıyla akademide tamamlamış sonrasında da kasaba haklına çoğu zaman ücretsiz olarak yardım ederek hayatına devam etmektedir. İnsan Kraliçe'nin henüz ortaya çıkmamasının sonucunda Elf Kralı'nın gelişinin haberi bütün kasabayı telaşa sürüklerken bu bilinmezlik Luella'yı endişelendirmektedir. Ancak olaylar hiç beklendiği gibi olmaz çünkü Elf Kralı'nın gelişi ile patlak veren olaylar sonucunda İnsan Kraliçe'nin aslında Luella olduğunu keşfeden Elf Kralı Eldas hemen tapınakta bir nikah kıydırıp Ortadiyar'a giderler. Yeni yaşayacağı dünya hiç de düşündüğü gibi değildir. Üstelik diğer İnsan Kraliçeler hakkında duydukları da onu iyice korkuya sürüklerken diğerleri gibi eğitim almamış, büyüsü üzerinde kontrolünün olmaması da Luella'yı daha da zor durumda bırakır. Ancak Ortadiyara gider gitmez öldüğünü fark etmesi Luella'nın içindeki şifacı duyguları harekete geçirir. Doğayı tekrar canlandırmak için oturması gereken tahta oturup da Ortadiyar'ın doğasının Luella'nın büyüsünü emip de beslenmesi genç kadını iyice zor durumda bırakır. Artık duruma el atması gerektiğini düşündüğü noktada kafasına bu döngüyü kırmayı ve kendinden sonraki hiçbir kızı böyle bir kadere teslim etmemek için bir çare bulmayı kendisine görev bilen Luella, bu durumu Eldas'a açtığında hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşır. Çünkü sıkışıp kaldığı bu döngüden Eldas da memnun değildir ama başka bir seçeneği de yoktur. Bu yüzden Luella'ya yardım etmeyi teklif eder. Beraber araştırmalara başlarlar ancak süreleri kısıtlıdır çünkü taç giyme törenine 3 ay vardır ve bu 3 ay içerisinde bir çözüm bulamazsa o tacı giyip de Ortadiyar'ın kraliçesi olunca bir daha oradan gidemeyecektir. Eldas ve Luella bir çözüm bulmak için araştırmalara girerken aynı zamanda birbirlerini de tanımaya başlarlar. Luella aslında Eldas'ın hiç de düşündüğü gibi biri olmadığını fark ettiğinde ve içinde ona karşı yavaş yavaş filizlenen aşkı hissettiğinde, Eldas'ın da ona karşı bir şeyler hissetmesi bir kalp kırıklığına sebep vereceğinin sinyallerini verir. Bir de savaşmaları gereken içlerinde bir hain vardır ve bununla henüz nasıl baş edeceğini bilemeyen Luella kimseye bu durumu inandıramıyordur da. Luella ve Eldas hem duygularını analiz etmeliler, hem dünyalarını kurtarmaya odaklanmalılar hem de içlerindeki hain ile uğraşmalılardır.


~~~*~~~
Ben hayatı görüyordum. O ise ölümü. Bir madalyonun iki yüzüydük. Var olmak için diğerine bel bağlayan bir bütünün iki yarısı. 
~~~*~~~


Öncelikle seriye ne bekledim ne buldum derseniz beklentimi büyük ölçüde karşılayan bir kitap değildi. Benim nazarımda eksikleri vardı, olmamış, havada kaldığını düşündüğüm-hissettiğim kısımlar da vardı. Hatta zaman zaman fazla geçiştirilmiş olduğunu hissettiğim kısımlar da vardı. Bu yüzden bence büyük beklentilerin kitabı değil. Bu konuda bir uyarayım dedim. 

Fantastik kitaplarda yaratılan diyarları, kurguları, karakterleri çok kusursuz olmasını istiyorum sanırım. Çünkü yazarın kafasında yaratılan dünyanın okura çok iyi geçmesi ve hiçbir şeyin eksik kalmaması gerekiyor ki o dünyayı hissedip yaşayabilelim. Bu konuda bu kitapta eksiklikler hissettim ne yazık ki. Daha iyi anlatılabilirdi. 

Luella'nın döngüyü bozmak için yaptığı araştırmalar, keşifler, okuduğu günlükler çok güzel detaylardı. Hatta Eldas'ında yardımcı olması günlükleri okuması ve kendi içinde dersler çıkarması da güzeldi. Eldas ve Luella'nın iletişimi, aralarındaki ilişkinin değişimi ve bunun getirdiği sohbetler de çok güzeldi. Karakterleri sevdim.

Ama... Luella'nın araştırmaları sonucunda buldukları ve döngüyü kırmak için çözümü fark etmesi biraz basit, geçiştirilmiş, atlatılmış, havada kalmış hissi veriyordu. Olmamıştı. Güzel bir mantık vardı ama o mantık daha oturaklı bir şekilde kurgulanabilirdi. 

Eldas'ın krallığı, tavırları güzeldi. Bunu sevdim. Yaşadıkları ve bunun dışa vurumları da güzel anlatılmıştı. Ancak bir Kral için fazla... doğru kelime ne olabilir diye düşünüyorum ama yetersiz, sade, yalnız, boş... sanırım onu anlatmak için bulamadım kelime ancak şunu söyleyebilirim ki yaratılmak istenen ne o güç ne o ihtişam ne de o konum bana hissettiremedi kendisini. 


~~~*~~~
Taht beni öldürüyordu. Büyümün sahip olmadıklarını hayatımdan alarak telafi ediyordu. 
~~~*~~~


Eldas'ın erkek kardeşi Harrow ve sağ kolu Rinni bence kitabın en iyi detaylarıydı, kitaba hareket katan karakterlerdi de.

Kitapta sır olarak kalan şeyler vardı... mesela Kanca... Luella'nın yanına gelen ona yol gösteren ve bazen de koruyan kurdun neden onunla olduğu, neden ona geldiği bir muallaktı ve öyle de kaldı. Diğer kitaplarda bir sebep verir mi bilemiyorum ama bu kitapta öğrenmek isterdim.

Luella'nın kaçırılması, sonrasında Harrow'un kaçırılması, o sahnelerde oluşan aksiyon eksikti. Mesela Luella'nın gücünü kullandığı kısım çok daha iyi anlatılabilirdi. Öyle detayları çok daha uzun ve ayrıntılı okuduğumuzda daha heyecanlı oluyor. Bunun yanı sıra Luella'nın tahta oturduğunda denk geldiği engeller de çok üstü kapatılmış gibiydi... 

Bunların yanında Eldas ve Luella'nın kulübede geçirdikleri zamanlar çok güzeldi. Hatta Batıgardı'na gitmeleri ve orada geçirdikleri zamanlar da...

Aslında kitap genelinde iyiydi ama daha iyi olabilirdi. Ayılıp bayılacak kadar güzel değildi. Eksikleri vardı ama okurken de sıkmıyordu, akıyordu ve çabuk okunuyordu da. 

Bu ay bitmeden umarım serinin çıkan diğer iki kitabını da okuyacağım.

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3 veriyorum. 🌟🌟🌟


~~~*~~~
"Eldas sevilmeye -senin sevgine- layık bir adam olabileceğine inandığı için kendini değiştiriyordu."
~~~*~~~


Married to Magic (Büyülü Evlilik)
  1. Elf Kralı ile Anlaşma
  2. Peri Prens ile Dans
  3. Vampir Lordu ile Düello
  4. A Duet with the Siren Duke
  5. A Dawn with the Wolf Knight


Kitabın adı     : Elf Kralı ile Anlaşma
Orijinal adı     : Deal with the Elf King
Yazarı            : Elise Kova
Çevirmen        : Onat Özyılmaz
Seri Bilgisi      : Married to Magic #1
Yayınevi         : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı    : 392

Kitabın tanıtım yazısı: 

ELFLER YALNIZCA İKİ ŞEY İÇİN GELİR:

SAVAŞ YA DA EVLİLİK

HER İKİSİ DE ÖLÜMÜ ÇAĞIRIR

Elflerle insanlar arasında üç bin yıl önce bozulmaz bir anlaşma yapılmıştı. Her yüzyılda bir, İlk İnsan Kraliçe’nin büyüsüne sahip olan genç kız, Elf Kralı’nın yanında yer almak üzere Ortadiyar’a götürülüyordu. Hayatını bitkibilime adamış Luella yaşını geçirdiği için minnettardı. Artık kasabasının tek şifacısı olarak görevlerine odaklanabilirdi.

Ta ki Elf Kralı, kraliçesini bulmak için gelene kadar.

Luella’nın kendisi hakkında bildiği her şey yalandı. Ancak Ortadiyar’ın ölümün eşiğinde olduğunu gördüğünde, hiç hazır hissetmediği bu sorumluluktan kaçamayacağını anlamıştı. Tek sorun, nihai bir seçim yapması gerektiğinde sadakatini nereye sunacağıydı – ona hayatı boyunca destek olmuş yuvasına mı yoksa başından beri istemediği aşka mı?





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın