Bu ayki ilk yorumum historical romans türünde olan ve Scandal & Scoundrel Serisi'nin ilk kitabı Karanlık Sırlar kitabıydı. Aslında #illekitaplahistoricalokuyoruz etkinliği için bu ayın yazarı Sarah MacLean'di ve benim de okuduğum bir serisi bu olduğu için bahaneyle seriye başladım.
Seri karakter serisi, her kitapta başka bir karakteri görüyoruz ve 3 kitaptan oluşan bir seri ama size tavsiyem sırayla okumanız çünkü ilk kitapta karakterleri tanıyoruz, ne nasıl oluyor temelini burada görüyoruz dolayısıyla sırayla okunmasını tavsiye ederim.
Yukarıda da dediğim gibi 3 kitaptan oluşan bir serinin ilk kitabı Karanlık Sırlar, serinin bütün kitapları ülkemizde yayınlandı Nemesis Kitap'tan çıktı.
Kitabı kısaca konusuna değinmek gerekirse; Sophie Talbot, Talbot kızlarının en küçüğüdür ve babası kömür madenciliğinden kraldan aldığı unvan sayesinde Kont olması sonucunda Londra'da sosyetenin, aristokrasisinin içerisinde yer edinmeye çalışmaktadırlar. Küçük bir kasabada büyüyüp de sonrasında kendisini aristokrasisinin içinde bulan Sophie ise bundan hiç mutlu olmamaktadır üstelik diğerlerinin kendisi ve kız kardeşleri hakkında konuşmaları, eleştirmelerinden artık çok rahatsız olmaktadır. Bir gece katıldığı bir baloda, ablasının eşi olan Dük Haven'in ablasını aldattığına tanık olması bardağı taşıran son damla olur. Dük Haven'a yaptığı hareket ve söylemler sonucunda balodan kaçarken Eversley Markisi'ne denk gelir. Amacı doğduğu ve on yaşına kadar yaşadığı kasabaya gitmektedir. Orada kendine bir hayat kurmaktır. Eversley Markisi ise çapkınlığı ve serseriliğiyle nam salmıştır. Özellikle de genç kızların, evlenme yolunda giden genç kızların adını lekelemesiyle ün yapmıştır. Eversley Markisi olan King, balodan kaçıp çalılar arasına saklanan Sophie'yi görünce başta şaşırsa da ona yardım etmeyi reddeder. Çünkü ne başını belaya sokmayı ne de evlenmeyi düşünmediği için genç kızdan uzaklaşır. Sonucunda da Sophie bir yolunu bularak King'in faytonuna bir uşak kılığıyla binerek kendi doğup büyüdüğü kasabaya gitmeye niyetlenir. Ancak yola çıktıktan ve uzunca bir yolculuğun ardından yakalanır. Yakalandıktan sonra da zaten olaylar karışır. Gelişen olaylar sonucunda da Eversley ile yolculuğa çıkan Sophie, bu yolculukta tartışmalar, diyaloglar ve birbirlerini tnaımaların sonucunda bir aşkın da filizlenmesine neden olur. Ama önlerinde kırık bir kalp, karşılıksız bir aşk varken aşmaları gereken birçok engel vardır. Bir de varmaları gereken o yolculuğun sonunda kendilerini bekleyen olaylar...
Öncelikle bu türde alışıldığın dışında kadın karakterleri okumayı çok seviyorum, dolayısıyla bu kitapta Sophie karakteri çok güzel bir değişiklikti. Okumayı seven, kendisini o aristokrat hayata ait hissetmeyen, sakin sessiz hayatını ve aşk isteyen bir kadın olması güzeldi.
Talbot Kızlarının aristokratların arsında yaşadıkları, yaşamak zorunda kaldıkları zorluklar aslında o dünyanın dışında büyüyenlerin ve unvanı atalarından almayanların yaşadığı zorlukları ve kabul görmemelerini de çok güzel anlatılmıştı.
Sophie'nin cesareti, kendini bilerek hareket etmesi, kardeşlerini koruma çabası güzeldi. Özellikle de korkusuzca Dük Haven'a yaptıkları, kız kardeşinin kocası olmasına rağmen yaptıkları çok güzeldi. Zaten üçüncü kitap onların kitabı merak ediyorum da onların hikayesini.
Sophie'nin uşak kılığına girmesi, Eversley'in arabasıyla yolculuğa çıkması, handa yaşadıkları çok güzeldi. Hatta orada Eversley'in başta umursamaması ama sonrasında yine de rahat edemeyip Sophie'ye bakması, Londra'ya dönmesi için çaba harcaması da çok güzeldi. Ama tabi karşısında zeki bir kız olduğunu göz ardı etmesi onun hatası... Sophie bir kere daha onu çok güzel kandırdı. Özellikle de yaptığı hile çok eğlenceliydi.
Eversley'in onun peşine düşmesi, sonrasında saldırıya uğraması sonucunda yaşadıkları güzel detaylardı.
Genç kızın vurulması, Eversley'in verdiği tepki ve onu kasaba doktoruna götürmesi... doktorla olan olaylar çok eğlenceliydi. Özellikle doktor ile olan sahneler... çok eğlendim o kısımlarda.
Eversley'in Sophie'nin gururu için attığı adımlar güzeldi. Tam da ondan beklenecek adımlardı. En azından benim ondan beklediğim şekildeydi.
Zaten Eversley'in Sophie'yi tanıdıkça kızın aurasına kapılması, ona aşık olmaya başlaması çok güzeldi. Özellikle de Eversley'in babasının kalesinde yaşadıkları... Babasının yaptıklarını anlıyorum ama yine de fazla acımasız geldi. Henüz çok gençken yaşadıklarının travmasını atlatamaması ve babasına karşı öfkesinin olmasını güzel anlatılmıştı.
Labirent detayı ve oradaki heykel... heykelin hikayesinin anlatıldığı sahne çok çok güzeldi.
Genel anlamda kitap çok güzeldi. Eğlenceli, romantik, yer yer tutkuluydu da ama eksikleri de vardı ne yazık ki.
Aşkın yavaş yavaş filizlenmesini sevdim, karakterlerin birini tanıma şeklini de... özellikle çok sevdiğim sahnelerde vardı. Mesela vurulma sahnesi, doktorla olan diyalogların olduğu sahne, labirentte Minator'un önündeki sahne... ya da kitabın sonunda Eversley'in Sophie'nin peşine koşturduğu sahne gibi... ama bunun yanında yetersiz gelen kısımlarda vardı.
Eversley'in babasının dahil olduğu sahneler... onlar bana yetersiz geldi. O kadar nefret ve öfke duyulan baba için fazla geçiştirilmiş gibiydi sahneler. Sophie'nin ailesinin dahil olduğu sahneler de yetersizdi sanki.
Ama genelinde çok sevdim ve evet eksikleri de vardı ama yazarın kitaplarını çok seviyorum.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟
- Karanlık Sırlar
- Karanlık Kalp
- Karanlık Dokunuş
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın