4 Ağustos 2021 Çarşamba

0 ALINTILAR // Erin Watt - Çarpık Saray (The Royals #3)

Vee Reed ve Ella'nın mutlu son hikayesini konu alan Çarpık Saray yorumunu paylaştım ve şimdi de size birkaç alıntı ile geldim. Aslında çok bir alıntı işaretleyemedim çünkü kitaba kendimi o kadar kaptırmışım ki beğendiğim yerlere post-it yapıştırmayı unuttum. Dolayısıyla birkaç alıntı ile bu postu yazıyorum.

Her ne kadar seri 5 kitap ve 1 novelladan oluşuyor olsa da Reed ve Ella'nın hikayesi ilk üç kitapta anlatıldı. Şimdi sırada Gideon ve Easton'un hikayeleri var. 

Novella Gideon'ın hikayesi ve serinin kalan iki kitabı da Easton'ın hikayesi.  Umarım Yabancı Yayınları, novellayı da çıkarır da bizi Gideon'ın hikayesi konusunda merakta bırakmaz.

Her neyse çok uzatmadan sizlere alıntıları yazıp kaçıyorum ben :) 



Easton bana yaklaştı. Bakışları gardırobun yanındaki valize kaydı ve sonra da yüzüme kilitlendi. Bir anda elimi tuttu ve parmaklarını benimkilere kenetledi. "Kaçmıyorsun, küçük kardeş. Bunun aptalca bir fikir olduğunu biliyor olmalısın."

Birbirine kenetlenmiş parmaklarımıza baktım. "Benim işim kaçmak, East."

"Hayır. Senin işin savaşmak."

"Sevdiğim insanlar için savaşabilirim. Mesela annem, Reed ya da senin için ama... savaş kendi kapıma dayandığında bunda başarılı olamıyorum."      



*****



Reed, annem dışında sevdiğim ilk insandı. Onunla tanışmadan önce geleceğimde bir erkek hayal edemiyordum. Annemin erkek arkadaşlarıyla yaşamak, beni erkeklerden uzak durmanın daha iyi olacağına inandırmıştı. Şimdiyse Reed'siz bir gelecek hayal edemiyordum ancak önümüzde karanlık bir yol vardı ve annemi kaybettikten sonraki aylarda hissettiğim o yıkıcı yalnızlık hissi, tekrar beni içine almaya başlamıştı.  

Reed'i de kaybedersem nasıl yaşarım bilemiyordum. 



*****



Herkes kapıdan çıkarken Easton ve ben geriden yürüdü. Easton gülümseyerek eteğimi çekiştirdi. "Daha dar ve seksi bir şey seçersin diye düşünmüştüm."

"Uzun zamandır sürtük kıyafetleri giydim. Hiç prenses olmamıştım," dedim elbiseyi düzelterek. Bu elbiseye kutudan çıkardığım anda aşık olmuştum. Omuzları açıkta bırakması aradığım seksiliği veriyordu ama uzun kollu ve dik yakalı olsaydı bile uzun eteğine, yürürken bacaklarıma sürünen kat kata şifona hayran olurdum. 

Easton sırıttı. "Sen zaten her zaman beklentilerin tersini yaparsın. Kızlar kendilerini paralayacaklar."

"Ben sadece istediğim şeyi yapıyorum. Onar da aynısını yapmalı."



*****



"Ben senin başka bir kızla 'hayatına devam etmene' dayanamazdım. Bizi bu tür bir ihanet mahveder. Beş yıl boyunca uzağa gitmen değil. Daniel, Jordan, Abby ya da Brooke gibi niceleri değil. Hayatına bir gün, bir saat için bensiz devam etmen en nefret edeceğim şey olurdu."

"Ben senin için doğru olanı yapmaya çalışıyorum," dedim tekrardan. Lanet olsun, şu sıralar uyanık olduğum her an düşüncelerimde hep Ella vardı.

"Beni için doğru olan şey, beni geri çevirmemen. Benim için doğru olan şey, hislerimi yönetmeye çalışmaman. Ben seni seviyorum, Reed. Bana bu tür şeyler hissetmek için daha çok gençsin demene gerek yok. Belki karşıma sevebileceğim biri çıkacaktır ama ben onunla ilgilenmiyorum. Ben seni seviyorum. Ve seninle olmak istiyorum. Sen ne istiyorsun?" 

Tutkulu sözleri, son hamleyi yapmamı imkansız hale getirmişti. Sözcüklerim ben engel olamadan ağzımdan dökülüverdi. 

"Sen. Biz. Sonsuza dek."   



*****



Ella bana, "Bir keresinde Val'e seninle birbirimizin aynası olduğumuzu söylemiştim," diye fısıldadı. "Birbirimize garip bir şekilde uyum sağladığımızı."

Ne demek istediğini çok iyi anlıyordum. Annelerimize; onların zayıflıklarına, zaaflarına ve içlerindeki güce, bize gösterdikleri sevgiye ve hayatımızı etkileyen bencilliklerine karşı duyduğumuz karmaşık duygular... Bütün bunlar, bizi içten içe allak bullak eden ama aynı zamanda bir şekilde bir bütün olmamızı sağlayan şeylerdi. 

Ella beni bir bütün yapıyordu. Ben de onu.  






 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın