~~~*~~~
Aşk öyle bir şey ki sonsuz mutluluk getirmekten çok yüzüne patlıyor. Ve eğer canını acıtmazsa, sen birinin canını acıtıyorsun.
~~~*~~~
Ve izne çıktım ama tabi ki kitaplarımla beraber geldim, ilk kitabımı bitirdim. Yanıma 5 kitap aldım ilki bitti geriye dördü kaldı. Bir haftada kaçını okuyacağım göreceğiz.
Neyse... kitaba dair hiç yorum okumadım, konusu ve itiraf ediyorum kapağı hoşuma gitti ve aldım. Ama keşke azıcık araştırsaydım ve ona göre alsaydım ya da ona göre alırdım. Beklentimi ona göre ayarlardım... ne bekledim ne umdum diye düşündüm... daha detaylı incelemeyi aşağıda yapacağım ama şunu söylemeliyim ki ciddi anlamda bir aşk hikayesi değildi.
~~~*~~~
"Herkesin bir laneti var, January. Bazen başkasınınkini düşünmek az da olsa rahatlatıyor."
~~~*~~~
Kitabın konusuna değinmek gerekirse; January, kadın romanları türünde kitapları çıkmış bir yazardır. Ailesiyle ilgili öğrendiği gerçekler ve saklanan sırlar genç kadını tam bir duygusal çıkmaza sürüklemiş, yazamama durumuna sokmuştur. Bunun üstüne de beraber yaşadığı erkek arkadaşıyla da ayrılması sonucunda daha büyük yıkım yaşamış ve babasından kalan göl evinde kalmaya gelmiştir. Orada en büyük rakibi olan ve üniversiteden tanıdığı Gus, yan komşusudur. Onunla olan arkadaşlığı, Gus içinde yaşadığı sıkıntıları ve onunla arkadaş olma maratonunu okurken January'nin kendi içindeki hesaplaşmaları, aşkı tanıması, kendi tanıdığı mutlu ve ışıltılı hayatın dışındaki hayatı keşfini okurken aşkı tatmasını da okuyoruz. Tabi bir de Gus'un aynı zamanda kendi içindeki yaşadıkları, geçmişinden yaşadıkları da önlerinde büyük bir engeldi.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitap bir aşk hikayesinden çok çağdaş kadın romanı ya da dram aşk romanı türündedir. Evet aşk varda öyle bildiğimi aşk romanı değil de iki farklı tür de kitaplarını yazan yazarın yazma serüveni ve bu serüveni boyunca yaşadıkları, araştırmaları anlatılıyor.
Tam olarak aşkı da kitabın son 75-100 sayfasında falan hissediyorsun. Haricinde daha çok iki yazarın arkadaş olması ve kitaplarını yazma süreciydi.
Öncelikle bir kitap yazma aşamalarının böylesine zorlu olacağını hiç düşünmedim. Gerçi Gus'un yazdığı tür ve January'nin yazdığı tür göz önüne alındığında oldukça zorlu bir süreç olduğunu gördüm... bir daha yazarları tebrik ediyorum. Harika bir iş çıkarıyorlar emeklerine saygı duymak gerekiyor cidden. Bunu bir kez daha anladım.
Gus'ın içindeki tereddütler ve geçmişindeki yaşadıklarının oluşturduğu adam çok tatlıydı. Evet bence en çok mutlu olmayı hak eden adamdı ve bunu sonunda kavuşması çok hoşuma gitti.
January'de öyle, ailesiyle ilgili yaşadığı travma ve buna katlanma çabası, her şeye rağmen güçle ayakta durma çabası çok takdirlikti.
Gus'ın yeni romanı için yaptığı araştırma ve kendini hep bir şekilde bununla kıyaslaması da çok travmatik hissettiriyordu.
~~~*~~~
Bir gülümseme ve bir küçük heyecan bana yetmiyordu. Ne kadar güzel olursa olsun, yalanlardan ve sırlardan bıkmıştım.
~~~*~~~
Bunların haricinde aşırı akıcı bir kurgusu vardı diyemem. Açıkçası aradaki durgunluk biraz sıktı, başlarda özellikle acaba ne zaman açılacak, akıcı olacak merak vardı içimde.
Bazı diyaloglarda hiç alakası olmayan cümleler vardı ve bu çeviriden mi kaynaklıydı yoksa yazarın kendisi mi öyle alakasız cümleler yazdı bilemiyorum. Orijinali bilmeden çevirmene de laf etmek istemiyorum açıkçası.
Kitaptan beklediğim ciddi anlamda güzel ve akıcı bir aşk hikayesiydi ama ne yazık ki öyle bir kitap değildi. Bu tür beklentiye girerek almayın derim.
Benim nazarımda, yavaş ilerleyen, dram hayatlarının sonrasında ayakta kalmaya ve kitaplarını yazmaya çalışan iki yazarın arkadaşlığı ve bu arkadaşlığın aşka olan yolculuğuydu bu kitap. Durgun ilerleyen, zaman zaman sıkıcı olsa da zaman zaman da gülümseten bir kurgusu vardı.
Ben kitaba 5 üzerinden 3 veriyorum. Tavsiye eder miyim derseniz, sizin zevkinize bırakıyorum.
~~~*~~~
"Ben nasıl hikaye anlatılır biliyorum, Gus ve kelimeleri nasıl bir araya getireceğimi de biliyorum. Benim yazdığım Jesicaları ve Johnları çıkarırsan, geriye eline ne kalır biliyor musun? Kurgu. Sadece kurgu. Herhangi biri tarafından okunmaya hazır ve değer ama her nasılsa kadın olmak ve kadın hakkında yazmamakla, dünyanın potansiyel diğer yarı okuyucusunu saf dışı bırakıyorum. Biliyor musun? Bundan utamıyorum."
~~~*~~~
Kitabın adı : Kış Yaza Kavuşunca
Orijinal adı : Beach Read
Yazarı : Emily Henry
Çevirmen : Vedia Akdeniz
Yayınevi : Epsilon
Sayfa sayısı : 352
Kitabın tanıtım yazısı:
İki kırık kalbin sevgiyi yeniden kucaklama hikâyesi...
Aşk romanı yazarı January Andrews ve edebi kurgu yazarı Augustus Everett…
Tamamen zıt iki karakter.
Tek ortak özellikleri, yazarlık hayatlarında kendilerini kapana kısılmış hissetmeleri ve sahil kenarında kısa süre yaşadıkları göl evidir. Hayatının muhteşem olduğunu düşündüğü bir dönemde tüm bildiklerinin bir yalandan ibaret olduğunu öğrenen January, babasının sırlarını barındıran bu göl evinin sakladıklarıyla yüzleşirken, Augustus da geçmişe dair tüm kapıları kapatmaya çalışmaktadır.
Ta ki puslu bir akşam yolları kesişene dek... Hayatın getirdiği zorlukların üstesinden gelmeye çalışırken roman yazma konusunda da birbirlerine yardım etmeye karar verirler. Ancak bir farkla... January edebi bir roman kaleme alırken, gerçek aşkın ancak kitaplarda olduğuna inanan Augustus hayatında ilk defa mutlu sonla biten bir hikâye yazacaktır. Tek şartları ise birbirlerine âşık olmamaktır. Peki, aşk kural tanır mı?
“Muhteşem bir kitap, bayıldım! Kış Yaza Kavuşunca içime çektiğim bir nefes gibiydi. January’ye içim gitti, Gus ise tam ölünesi... Ateşli, akıllıca ve incelikli bir romantizm. Beni tamamen içine aldı!”
Josie Silver, Hâlâ Zamanımız Varken kitabının New York Times çoksatan yazarı
“Size yeniden âşık olmayı öğreten; ihanet, hüzün ve hayal kırıklıklarıyla dolu, yüreklere dokunan bir aşk romanı. Gus ve January’nin macerasına bayıldım.”
Jasmine Gillory, Düğün Günü kitabının New York Times çoksatan yazarı
“Romantik ve dokunaklı hikâyesiyle Kış Yaza Kavuşunca, incelikli şakalar içeren ve sizi içine hapseden bir metin. Edebiyatseverler için rekabet dolu bir macera, yaratıcı tartışmalar, aile sırları ve tepetaklak içine düşeceğiniz bir aşk öyküsü vaat ediyor. Emily Henry’nin Kış Yaza Kavuşunca romanı her daim okunacak nitelikte.”
Christina Lauren, Sahte Balayı kitabının New York Times çoksatan yazarı
“Kış Yaza Kavuşunca duygu yüklü, orijinal bir anlatıma sahip. Dünyaya, uzun zamandır birbirini beğenen ve rekabet eden kişilerin gözlerinden bakmak hiç bu kadar güçlü ve dokunaklı olmamıştı. Nokta atışı şakalar ve üstü kapalı cinsel gerilimden hoşlanıyorsanız bu kitaba bayılacaksınız.”
Sally Thorne, Nefret Oyunu ve %99 Benim kitaplarının USA Today çoksatan yazarı
“Kış Yaza Kavuşunca, hep arzuladığım incelikte ve büyüleyicilikte bir kitaptı. Şu günlerde tam da ihtiyacımız olan toplumsal eleştirileri ve beklenmedik duygu dalgalanmalarını içeriyor. Bayıldım.”
Julia Whelan, Oxford Yılım kitabının yazarı
“Emily Henry’nin Kış Yaza Kavuşunca kitabı, başlığı kadar anlamlı ve coşkulu bir metin. Aile sırlarının ve âşık olmanın heyecanını Michigan Gölü’nün harika kumsalı ve atmosferinde anlatıyor.”
Amy E. Reichert, Tatlı Tesadüf ve The Optimist’s Guide to Letting Go kitaplarının yazarı
“Her kalp ikinci bir şansı hak eder, hem hayatta hem de aşkta.”
Kirkus Reviews
“Bu hikâye ayaklarınızı yerden kesecek. January’nin muhteşem anlatımı ve küçük kasaba tasviri büyüleyiciyken aşk hikâyesi ise sancılı…”
Booklist
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın