Ve yine çok sevdiğim bir kitaptan bolca alıntı getirdim size :)
Sylvia Day'in Georgian Serisinin 4. kitabı Kışkırtıcı Cazibe'den birkaç alıntı paylaşmak istiyorum. Ancak ondan önce genel bir bilgi olmasına adına aşağıda serinin sıralamasını bırakıyorum. İsimlerin üzerine tıklarsanız sizi yorumlara götürecektir :)
Georgian Serisi
"Paris'te olduğumuzu kimsenin öğrenmesine izin veremeyiz. Bu çok tehlikeli."
"Onca yıldan sonra hala korkuyor musun?"
"O günkü dehşeti görseydin sende asla unutamazdın."
"Onca yıldan sonra hala korkuyor musun?"
"O günkü dehşeti görseydin sende asla unutamazdın."
"Onu hala seviyor musun?"
"O zamandan bugüne kadar yaptığım her şey, Philippe'e duyduğum sevgiden kaynaklandı."
Solange, "Bence o da hala seni düşünüyor," dedi.
Bir kadehe içki dolduran Marguerite aniden elinin şiddetle titrediğini fark etti ve bu haberin içinde yarattığı şokun bir işareti olduğunu sanladı. "Bunun doğru olmasını dilersem bu beni nasıl bir kadın yapar?" diye sordu sakince.
"Dürüst bir kadın."
"O zamandan bugüne kadar yaptığım her şey, Philippe'e duyduğum sevgiden kaynaklandı."
Solange, "Bence o da hala seni düşünüyor," dedi.
Bir kadehe içki dolduran Marguerite aniden elinin şiddetle titrediğini fark etti ve bu haberin içinde yarattığı şokun bir işareti olduğunu sanladı. "Bunun doğru olmasını dilersem bu beni nasıl bir kadın yapar?" diye sordu sakince.
"Dürüst bir kadın."
***************
"Neden bu kadar... heyecanlısınız?"
Simon güldü ve yüzünü onunkine bastırdı. "Lanet olasıca bir hayvan gibi davrandığımı söylemek için çok zarif bir ifade."
Lynette kızardı fakat Simon'ın ellerini bırakmadı.
Simon bir adım geri çekilmek için kendini zorlayarak, "Genellikle daha naziğimdir," dedi. "Ne yazık ki şuanda aklım başımda değil."
"Aklınızı başınızda mı değil? Sizin mi?" Lynette'e gülümserken Simon'ın göğsü sıkıştı. "Etrafında koca bir ev yanarken konukları yangını söndürmek için organize eden bir adam mı söylüyor bunu?"
"Şehvetin de bir yangın gibi söndürülmesi gerekir. Bu amaca da aynı kararlılıkla koşuyorum."
Simon güldü ve yüzünü onunkine bastırdı. "Lanet olasıca bir hayvan gibi davrandığımı söylemek için çok zarif bir ifade."
Lynette kızardı fakat Simon'ın ellerini bırakmadı.
Simon bir adım geri çekilmek için kendini zorlayarak, "Genellikle daha naziğimdir," dedi. "Ne yazık ki şuanda aklım başımda değil."
"Aklınızı başınızda mı değil? Sizin mi?" Lynette'e gülümserken Simon'ın göğsü sıkıştı. "Etrafında koca bir ev yanarken konukları yangını söndürmek için organize eden bir adam mı söylüyor bunu?"
"Şehvetin de bir yangın gibi söndürülmesi gerekir. Bu amaca da aynı kararlılıkla koşuyorum."
"Siz çok kötüsünüz, Bay Quinn."
***************
"Yüzünü o şekilde buruşturduğunda bir erkek üzerinde nasıl bir etki yarattığının farkında mısın?"
Lynette gözlerini kırpıştırdı. Hayatı boyunca bir sürü iltifat almıştı. Ancak düşünürken yüzünü buruşturma alışkanlığı asla güzel yorumlar toplamamıştı.
Simon'ın tavrı dokunaklıydı ve Lynette'in dudakları kıvrıldı. "Bu öfkeli tavırlarının bende nasıl bir etki yarattığından senin haberin var mı?"
Simon, "Tehlikeyle flört ediyorsun," diye uyardı.
"Ben daima flört ederim. Doğamda var."
"Artık değil." Simon ona arkasını döndü ve içkisini midesine indirdi.
"Sesinde duyduğum şey sahiplenme miydi, mon chéri?"
Lynette gözlerini kırpıştırdı. Hayatı boyunca bir sürü iltifat almıştı. Ancak düşünürken yüzünü buruşturma alışkanlığı asla güzel yorumlar toplamamıştı.
Simon'ın tavrı dokunaklıydı ve Lynette'in dudakları kıvrıldı. "Bu öfkeli tavırlarının bende nasıl bir etki yarattığından senin haberin var mı?"
Simon, "Tehlikeyle flört ediyorsun," diye uyardı.
"Ben daima flört ederim. Doğamda var."
"Artık değil." Simon ona arkasını döndü ve içkisini midesine indirdi.
"Sesinde duyduğum şey sahiplenme miydi, mon chéri?"
***************
Marguerite titreyen eliyle bir koltuğu işaret ederek, "İyi görünüyorsun," diyebildi.
"Korkarım bu sadece görünüşte." Philippe ancak Marguerite oturduktan sonra Vikonters'in tam karşısına yerleşti. "Diğer yandan sen hala büyüleyicisin. Bana aitken olduğundan daha da güzelsin."
"Ben hala seninim," diye fısıldadı Marguerite.
"Mutlu musun?"
"Mutsuz değilim."
Philippe anlayışlı bir tavırla başıyla onayladı.
Marguerite, "Ya sen?" diye sordu.
"Hayatta kaldım işte."
Yaşamamıştı. Bu Marguerite'ın kalbini kırdı ve yanağından bir damla yaş süzüldü. "Hiç tanışmamış olmayı diliyor musun?"
Philippe inançla, "Böyle bir şeyi asla dilemem," dedi. "Sen hayatımdaki tek ışıktın."
Marguerite da aynı şeyi hissediyordu ve bunu gözleriyle ifade ediyordu.
"Korkarım bu sadece görünüşte." Philippe ancak Marguerite oturduktan sonra Vikonters'in tam karşısına yerleşti. "Diğer yandan sen hala büyüleyicisin. Bana aitken olduğundan daha da güzelsin."
"Ben hala seninim," diye fısıldadı Marguerite.
"Mutlu musun?"
"Mutsuz değilim."
Philippe anlayışlı bir tavırla başıyla onayladı.
Marguerite, "Ya sen?" diye sordu.
"Hayatta kaldım işte."
Yaşamamıştı. Bu Marguerite'ın kalbini kırdı ve yanağından bir damla yaş süzüldü. "Hiç tanışmamış olmayı diliyor musun?"
Philippe inançla, "Böyle bir şeyi asla dilemem," dedi. "Sen hayatımdaki tek ışıktın."
Marguerite da aynı şeyi hissediyordu ve bunu gözleriyle ifade ediyordu.
Tanıtım için çok teşekkürler.
YanıtlaSil