~~~*~~~
Uzun dakikalar geçmesine rağmen Simon bakışlarını kaçıramıyordu. Bu kadın cennetle cehennemin vücut olmuş hali gibiydi; istediği anda erkeklerin nefesini kesebilen şeytani bir melek.
Soru şuydu: Neden şimdi Simon'ın nefesini kesmeye karar vermişti?
~~~*~~~
Bu kadının kitapları cidden hoşuma gidiyor. Çünkü historical romanslarda alışılagelmişin dışında kadın karakterleri oluyor. Dolayısıyla onları okumak da ayrı bir zevkli oluyor.
Yazarın Georgian serisinin 4. kitabı Kışkırtıcı Cazibe ve diğer kitaplardan tanıdığımız Simon'ın hikayesini anlatıyor. Ama ne anlatıyor... okuduğunuzda bayılacaksınız.
Serinin diğer kitapları gibi bu kitapta da hareket, gizem, ekşın kısmı vardı ve ben bu tür kurguları severim. Sırf aşk ya da sırf hareket değil bunların harmanlanmasını çok severim. Ama güçlü bir şekilde harmanlanmalı. Sylvia Day'da bunu muhteşem bir şekilde yerine getirmiş.
Kısaca konusuna değinmek gerekirse; Simon Londra'daki bütün sorunları çözdükten sonra Lysette ile Paris'e doğru yola koyulurlar. Amacı Lysette'yi teslim edip kendi adamlarını kurtarmaktadır. Bu onun son görevi olacak ve sonrasında ajanlıktan sıyrılıp özgürlüğüne kavuşacaktır. Ancak hayat kimsenin planlarına göre akmadığı için Simon'ın planlarının hiçbiri yerine gelmiyor. Çünkü Eddington, Simon'a son bir görev veriyor ve yapmazsa bütün servetine el koyacağını dile getiriyor. Simon istemsizce yeni bir görevin içine girdiğinde bu görevin onu aşka götüreceğini tahmin etmiyordu.
~~~*~~~
Simon genç kadını güçlü kollarının arasına alırken, "Lynette," diye mırıldandı. "Bir İngiliz casusu olduğumu biliyordun ama yine de bana kimliğini açıkladın. Seni öpmeli miyim yoksa canına okuyup aklını başına mı getirmeliyim, bilmiyorum."
"Öpücüğü tercih ederim."
~~~*~~~
Simon, katıldığı baloda Lysette olduğunu sanarak Lynette köşeye sıkıştırdığında o kadının bütün hayatını değiştireceği ve asla sahip olamadığı ev, aile olgusu haline geleceğini düşünemiyordu.
Lynette, iki yıl önce kaybettiği ikizinin yasını tutmaya devam ederken katıldığı baloda Simon'la karşılaşıp da ona ikizinin yani Lysette'in adını söylediğinde içinde ikizinin yaşadığına dair umutlar belirir ve bu umutları bir tek Simon sonuçlandıracağı için onun peşine düşer.
Tabi Simon ile Lynette arasındaki cinsel çekim, arzu yerini vazgeçilemez bir aşka bırakırken Lysette ve Lynette arasındaki ilişki ve bütün bunların ardında hatta geçmişinde yatan sırlar bir bir ortaya dökülürken olaylar hiç de tahmin edilemez yerlere doğru gider.
Lysette hatırlamadığı geçmişi kapısını çaldığında ve ailesiyle karşı karşıya geldiğinde olaylar zirve yaparak nefes kesici şekilde aktı gitti.
Kitapta en sevdiğim şey, olay döngüsünün muhteşem bir güçle kurulması, uzunca bir süre olan intikamın yerlerine çok iyi oturtulmasıydı. Hareket, dövüş ya da olaylar sonlanırken yaşananlar nefes kesen bir kurguydu. Çok sevdim.
~~~*~~~
Aşklarının karanlıkta, sıcaktan ve güneç ışığından mahrum bir şekilde kalplerinin çorak topraklarında, sadece gözyaşlarıyla ve anıların sisiyle ıslanarak büyümek zorunda kalan bir çiçek gibi olması haksızlıktı.
~~~*~~~
Lynette'in alıştığımız Vikont kızlarından değil de güçlü, ne istediğini bilen ve istediği şey konusunda inatçılık ve kararla peşine düşen bir genç kadın olması süperdi. Kendi onurunu ve dedikoduları hiçe sayarak aşkın peşinden gitmesi müthişti.
Philippe ve Marguerite'nin aşkları bence kitabın en büyük aşkıydı. 23 yıl sonra bile nefeslerini kesen, birbirlerine özlemle bakan bir aşk... Onların sonunun iyi olması ise bence kitabın en iyi sonlarından biri olmasını sağladı.
Kitabın sonunda yer alan bazı olayları tahmin etmiştim ama yine de okumak süperdi.
Ben bu seriyi cidden çok sevdim ve her bir kitabın bir öncekinden daha iyi olması yazarın diğer kitaplarına mutlaka okuyacağım anlamına geliyor.
Umarım Pegasus yazarı bırakmaz ve diğer historical romanslarını da çıkarır çünkü okumaktan zevk alacağım yazarlardan biri.
Georgian Serisi
~~~*~~~
İnsan tekrar kaybetmek zorunda kalacağını bilirken kaybolan kalbiyle nasıl yüzleşebilirdi?
~~~*~~~
Orijinal adı : Don't Tempt Me
Yazarı : Sylvia DaySeri Sıralaması : Georgian #4
Çevirmen : Aydan Şanlısoy Özbek
Yayınevi : Pegasus
Sayfa sayısı : 320
Bazen Baştan Çıkmak…
Hem savaşta hem de yatak odasında hünerli bir paralı asker olan Simon Quinn istediği her kadını baştan çıkarabilmesine rağmen, oyunun kuralını bilenleri tercih etmektedir. Böylelikle onları kolayca arkasında bırakabilmektedir.
Kaçınılmazdır.
Ancak Lysette Rousseau çözemediği tek kadındır. Güzel, duygusal, nefes kesici Lysette, Simon için mükemmel eş gibi görünse de genç kadında elini kolunu bağlayan bir şeyler vardır. Bir an sert ve çıkarcıyken hemen ardından masum bir güzelliğe bürünen Lysette, başı beladan kurtulmayan, karşı konulmaz bir gizemdir.
Peki, gerçek Lysette kimdir? Elinden silah eksik olmayan, sert, dediğim dedik bir suikastçı mı, yoksa sevdiği adamın bir sözüyle eriyen ve kendini ona adamaya hazır olan genç kadın mı?
"Tehlikeli ilişkiler ve aldatmacalarla örülü, romantik bir casusluk romanı."
-Booklist-
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın