Bu kadının kitaplarını çok seviyorum. Erotik aşk romanı severlere de tavsiye ederim. Her ne kadar historical romans türleri kadar mükemmel olmasa da bu kitapta güzeldi. Güncel aşk romanı türevindeydi. +18 yaş sınırı olması gereken kitaplardan biri bunu dikkate alarak okuyun diye bir kere daha söylüyorum.
Ayrıca Pegasus Yayınları, Jax & Gia serisinin iki kitabını birleştirip tek kitap haline getirip çıkarmışlar. Bir deneyin derim.
Bu arada yazarın bir tek Crossfire serisini okumadım ama sanırım onu da kısa zamanda okumam gerekiyor çünkü yazarın kitaplarını çok sevdim ben.
Kitaba dair detaylı yorum bir aşağıdaki postta yer alıyor. Okumak isteyenler oraya baksın lütfen. :)
Şimdi sizlerle alıntıları paylaşıyorum :)
"Bebeği, bizim için asla basit değildi!" Sert bir şekilde nefes verdi ve ensesini ovuşturmak için uzandı. "Benden ne istiyorsun, Gia?"
"Benim isteklerim yersiz olduğundan, bence senin benden ne istediğine odaklanmamız gerekiyor."
Jax kaşlarını çattı. "Bu doğru değil."
Ellerimi kalçama koydum. "Ben bir bağlılık, bir şans, bu aramızdaki şeyi biraz gayretle nereye kadar götürebileceğimizi görmek istiyordum. Sen ümidimi çoktan yıktım. O halde geriye senin isteğin kalıyor."
"Seni istiyorum."
"Beni becermek istiyorsun," diyerek onu düzelttim. "Neden bu konuda gerçekçi olamıyorsun?"
"Gia." Başını iki yana salladı ve iç geçirdi. "Hayatımda diğer herkese bir pislik gibi davrandım. Sen değer verdiğim tek şeysin. Beni bundan alıkoyma."
*****
Gözlerine bakarak "Bunu yapamam," dedim tekrar. "Ben yatmaya alışkın olduğun kadınlar gibi değilim. Bunu eğlence veya ihtiyacımı tatmin etmek için yapamam. Seninle olmaz. Geçen sefer sana aşık oldum. Bunu bir kere daha yapamam."
Açık açık, "Bana hala aşıksın," diyerek cevabı yapıştırdı. "Bunu artık pişman olmayacağın bir şeye dönüştürmem için bana bir şans ver."
*****
"Bana neden seni görmem gerektiğine dair iyi bir sebep ver, Jax."
"Çünkü bunu istiyorsun."
"Bundan daha iyisini bulmanı tavsiye ederim."
Aceleyle nefesini dışarı bıraktı. "Çünkü ben seni görmeyi istiyorum. Çünkü seninle vakit geçirmeye ihtiyacım var. Bana... insan gibi hissettiriyorsun. Seninle olmak bana katıksız bir pislik değilmişim gibi hissettiriyor."
Gözlerimi kapadım, kalbimdeki sızıyı söküp atmak için elim göğsüme gitti. Neden her zaman kendimi değersizleştirdiğini, neden benim için yeterince iyi olmadığını düşündüğünü öğrenmek istiyordum. Sırf bu cevapları almaya denemek için bir girişimde bulunacağımı biliyordum. Yine de dürüst oldum ve ona, "Seninle olmak beni yalnız hissettiriyor. Bana sürekli hayatımda olacak birini bulmak istediğim hatırlatıyor. Güvenebileceğim birini," dedim.
"O adam olmayı ilerdim," dedi usulca.
"Evet. Ben de öyle."
*****
Jax kapıyı açtı ve dışarı, koridora adım attı. Boğazımda düğümlenmiş sözcükleri yuttum ve yatağımdaki cep telefonuna uzanarak Jax'in gidişini izlemekten kaçınmak için onunla dikkatimi dağıtmaya çalıştım.
Kapının kapandığını duyduğumda gözlerimi yumdum titrek nefesimi dışarı bıraktım. Bunu atlatamayacaktık. Bu sahip olduğumuz şeyi değiştirecekti. Sonsuza dek.
"Ben..."
Jax'in sesini duyduğumda şaşkınlıktan ciğerlerimdeki hava söndü.
"Seni seviyorum. Tamam mı? Seni o kadar çok seviyorum ki bu beni çıldırtıyor."
Güçsüzleşmiş dizlerime destek olması için masanın arkasındaki koltuğa yaslandım. Onun bu sözleri söylediğini duymak istemiştim ama şimdi duyduğumda algılamakta güçlük çekiyordum. Jax elleriyle üst kollarımı kavrayıp başını boynuma gömünceye kadar ne kadar üzgün olduğunu fark etmemiştim.
"Seni evimde istiyorum," dedi yumuşak bir sesle. "Seninle uyanmak, seni kollarımda tutarak uykuya dalmak, işten eve gelince yemeğimi seninle yemek istiyorum. Vegas'ta yaşadığımız şeyi istiyorum ama o zaman durumla farklıydı. Kendimi yalnızca sana adamıştım. Şimdi öyle olmayacak."
Sağ elimi uzatıp onun sol elinin üzerine yerleştirdim. "Anlıyorum. Bununla başa çıkabilirim."
"Öyle umarım," diye mırıldanarak beni kendine çevirdi. "Çünkü artık gitmene izin veremem. Öyle ya da böyle, benimsin."
*****
"Jax. Tanrım. Yavaş ol biraz." Yorgun hissederek koltuğuma yığıldım.
"Bir kalp atışı kadar sessiz kaldı. "Bu noktaya gelebilmek iki yılımı aldı."
"Evet. İki yıllık bir boşluk. Senden tek bir haber almadım. Ve şimdi, birdenbire, hayatıma paldır küldür hayatıma giriyorsun ve harap olmuş hissediyorum. Tükenmiş hissediyorum. Düşünemiyorum. Hiçbir şeyi çözemiyorum."
"Çözecek ne var?" diye karşılık verdi. Sesindeki huzursuz tını beni daha fazla kızdırdı.
Doğruldum ama işyerimde böyle kişisel bir konuşma yapmaktan nefret ederek sesimi alçalttım. Ne var ki kendime engel olamazdım. Saatlerdir kaynayan öfkem sonunda taşmıştı.
"Bu kadar uzun süren nedir? Neden şimdi? Neden benim için şimdi savaşıyorsun?"
"Çünkü sen nihayet benim için savaşıyorsun."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın