~~~*~~~
"Seninleyken kalbim, aklıma üstün geliyor."
~~~*~~~
Tatil sonrası hafif bir şeyler okuyarak normal hayatıma adapte olmak isteyerek başladım bu kitaba. Ki serinin ikinci ve üçüncü kitapları da okunmayı bekliyorken tekrardan okuyayım ve hatırlayayım dedim... sonuç kitaba başladım ve 2 günde bitirdim.
Mary Jo Putney'in ülkemizde çıkmış 4 kitabı var, yani serinin ilk dört kitabı yayınlandı devamı yok... açıkçası bu türün seveni olarak yayınlansa ve seri tamamlansa süper olurdu diyebiliyorum ama şu kitabı okuduktan sonra bundan daha öncelikli kitaplar da yok değil hani.
Kitabın kısaca konusuna değinip detaylı yorumuma geçeceğim. Orada bolca içimi dökeceğim sizlere.
~~~*~~~
"Kısa zamanda çok şey oldu. Belki de birkaç ay beklemeliyiz. Normale dönmek... her şeyi değiştirebilir."
Parmaklarını genç kadınınkilere dolarken, "Seni sevdiğim gerçeğini değiştirmeyecektir," dedi.
~~~*~~~
Kitap, Ashton Dükü, Adam yeni yaptığı teknesiyle açıldığında teknede meydana gelen patlamayla ölmesiyle - öldü sanılmasıyla başlıyor. Neden ve nasıl olduğu kitabın sonuna kadar gizemini koruyor. Adam'ın okuldan çok samimi arkadaşlarından üçü onu aramaya başlıyorlar. Cesedini bulmadan öldüğünü kabullenmek istemiyorlar ve dahası da onun yaşadığına dair minik bir umut varsa da ona tutunmak ve ellerinden geleni yapmak isteyerek aramaya başlıyorlar. Diğer yandan Adam, teknenin patlaması sırasında yaralanarak kıyıya vuruyor. Ağır yaralı olmasının yanından başına aldığı darbe sonucunda hiçbir şey hatırlamamaktadır. Mariah ise babasının kumarda kazandığı Hartley'e yeni hayatını kurmaya çalışıp babasının öldüğü haberini sindirmeye çalışırken bir gece Adam'ı sahilde bulur Onu eve getirip tedavi eden genç kadın kendi başının sıkışıklığından kurtulmak ve Adam'ın evdeki varlığını da açıklayabilmek adına genç adamın kocası olduğunu söyler. Adam, da bu durumu kabullenir ve bu şekilde ikilinin hayatları başlar. Her ne kadar ikili arkadaşça devam ediyor gibi görünseler de aralarındaki çekin kendini fazlasıyla göstermektedir. Dahası Adam'da yavaş yavaş parça parça geçmişi hatırlamaktadır. Ansızın gelişen olaylarda gerçeği Adam'a söyleyen Mariah, onun aslında eşi olmadığını söylediğinde ve ardından da arkadaşları tarafından bulunduğunda Adam'ın hayatı ve Mariah'ın hayatı bambaşka yöne doğru çekilir. Çünkü Adam'ın hatırlamamasını kullanan, teknenin patlamasına neden olan kişiler onun bu zayıflığından yararlanacaktır. Ayrıca Mariah'ı da büyük bir gizem beklemektedir.
Böyle anlatıldığında ve okunmaya başladığında oldukça güzel gidiyor ama kitabın yarısından sonra tam bir klişe ve Türk filmine bağlıyor yazar kitabı. Cidden öyle düşündüm...
Başlar oldukça iyiydi. Adam'ın hatırlamaması, Mariah ile olan ilişkisi çok güzel anlatılmıştı. Hatta arkadaşlarının onu araması falan da öyle... Ancak kitabın yarısından sonra, Adam'ı bulmaları, Londra'ya götürmeleri ve devamında olanlar baya Türk filmi gibiydi. Olmamıştı. Kitabın o eşsiz tadını bozmuş ve ortalama seviyeye indirmişti.
~~~*~~~
"Yeni farkına varıyorum ki, bir gün belki sonsuza kadar beraber olabiliriz diye, küçük de olsa kalbimde bir umut ışığı varmış. Ama şimdi bu ışık söndü. Senin mevkiin, benim olabileceğimden çok daha yüksek."
Adam'ın sesi sertti. "Bunu asla söyleme!"
"Ama gerçek bu!"
~~~*~~~
Özellikle Adam'ın yengesinin yaptığı... annesinin ortaya çıkması... kardeşlerinin olduğunu öğrenmesi...
Sonra da Mariah'ın babasının ölmemesi, ailesi... hep hayal ettiği ikizinin aslında gerçek olması... Yani olmamalıydı bence bu kısımlar. Olmamıştı...
Hatta okurken Adam'ın yengesi tarafından tuzağa falan düşürülmesi sahneleri bana Judith McNaught'un kitaplarından birini anımsattı. Seni Beklerken kitabındaydı sanırım öyle bir sahne vardı kitabın sonunda... aynısı değil ama benzeri...
Çok fazla bahsetmeyeceğim kitaptan ama ne yazık ki benim beklentimi karşılamayan bir kitap oldu. :(
Serinin diğer kitapları elimde var ama keşke almasaydım dedim. Sanırım okumayacağım. Ki bu türü seven biri olarak bunu söylüyorsam nasıl bir hayal kırıklığı yaşadığımı siz düşünün.
~~~*~~~
Mariah onun senelerdir süren yalnızlığında özlediği eşi ve onu tamamlayan kadındı. Genç kadının ruhu ve paramparça olmuş ruhunu birleştirip kavramış ve onu kurtarmıştı. Adam soluğu kesilircesine, "Seni seviyorum," dedi. "Sonsuza dek de seveceğim."
Genç kadının gözleri yaşlarla doldu. "Ben de seni seviyorum."
~~~*~~~
Kayıp Lordlar Serisi
- Sensiz Olamam
- Asil Bir Kadın
- Onurlu Bir Aşk
- Hercai
Kitabın adı : Sensiz Olamam
Orijinal adı : Loving a Lost Lord
Yazarı : Mary Jo Putney
Seri Bilgisi : Kayıp Lordlar Serisi #1
Çevirmen : Banu Belgi
Yayınevi : Epsilon
Sayfa sayısı : 360
Kitabın tanıtım yazısı:
Birçok kitabıyla New York Times, Wall Street Journal, USA Today ve Publishers Weekly'nin çok satanlar listesinde bulunan
Mary Jo Putney Epsilon okurlarıyla tanışıyor
Kayıp Lordlar dizisinin bu ilk kitabında, Mary Jo Putney, çocukluk arkadaşı olan ve her biri kendisi için mükemmel eşi arayan lordları okuyucularıyla tanıştırıyor.
Bir deniz kazasından kurtulan Adam geçmişine dair hiçbir şey hatırlamamaktadır. Zihnini kurcalayan pek çok soru işareti varken, onu kurtaran ve yaralarını iyileştiren sarı saçlı güzel kadının karısı olduğunu öğrenince çok mutlu olur. Mariah'nın adı ve yüzü ona tanıdık gelmemektedir belki ama dokunuşları, sıcaklığı, yaşattığı tüm duygular doğru kadın olduğunu hissettirmektedir.
Mariah Clarke kendisini koruyup gözetecek bir eş için dua ederken, onu ıssız bir koyda, suların içinde bulacağını tahmin etmemektedir. Adam'ı kendisinin kocası olduğuna ikna etmesi çok kolay olur. Aralarında günden güne gelişen tutkuyu yenip gerçeği itiraf etmesi ise hiç de o kadar kolay olmayacaktır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın