~~~*~~~
İster iyi ister kötü olsun, tüm ilişkiler ruhumuzda iz bırakır.
~~~*~~~
Go Kitap tam da benim seveceğim türde kitaplar çıkarmaya başladı. Romans severler bu yazara şans vermeliler bence. Yazarın okuduğum ikinci kitabıydı bu kitap. Seri değil bağımsız kitaplar o yüzden rahatlıkla istediğinizi alıp deneyebilirsiniz ama ikisi de çok tatlıydı ve severek okudum.
Tek kitap, seri değil bu yüzden yarım kaldı, eksik bitti, devamı nerede diye isyanlarınız olmayacak bir de kitap öyle tatlı bitiyor ki yüzünüzde gülümsemelerle bitiriyorsunuz.
Her ne kadar başlarda olmasa da sonlarda smut sahneleri olan bir kitaptı bunu bilerek okuyun zaten romanslarda artık bu tür içerikler var alışmışsınızdır ama ben yine de uyarayım dedim.
~~~*~~~
O zamanlar kendimi güvende hissetmiştim, birileri beni kabul etmişti ve sevmişti, daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Lana, dört yıldır birlikte olduğu adamdan evlenme teklifi beklediği anda terk edilir ve hayatında bir düzene, rayında giden bir ilişkiye ve sabit bir işe sahip olarak yaşayan Lana için bu durum yıkıcı olur. Terkedilmesinin ertesi gününde de sekiz yıldır köşe yazarı olarak çalıştığı sitenin, daha büyük bir yayıncıya satıldığını öğrenir ve ilk aşkı, üniversitede terk edildiği ve hala içten içe sevdiği, aşamadığı eski sevgilisi Seth'in de kendi sitesinde deneme yazıları yazmaya gelmesi ortalığı karıştırır. Çünkü yıllardır beklediği fırsatı yakaladığını sanan Lana, patronu tarafından Seth ile arasında bir yarış düzenler. Yarışı kazanan kendi köşesine sahip olup istediği şeyler hakkında yazacaktır. Bu durumu kabul eden ikili on haftalık bir yarışmaya başlarlar. Lana'nın görevlerini Seth belirleyecek ve bunlarla ilgili Lana her hafta bir yazı yazacak, Seth'in görevlerini de Lana belirleyecek ve Seth'de deneyimleri ile yazı yazacaktır. İkili arasındaki duygusal ve fiziksel çekim hala harlı bir ateş gibiyken hem köşe yazısı dizileri için görevlerine odaklanacaklar hem de birbirleriyle olan ilişkilerini dengede tutmaya çalışacaklardı. Ancak geçmiş hala sönmemiş bir ateş gibi aralarında dururken ve her ikisi de birbirlerine hala ilk günkü gibi duygularla bakarken bu hem Seth hem de Lana için zor olacaktır. Özellikle verilen görevlerde başka kişilerle ilişki yaşama da varken...
Seth ayrılıklarının üzerinden o kadar zaman geçmişken tekrar Lana'nın hayatına girmesi, genç kadının bütün düzenini yerle bir ederken duyguları da baş edemeyeceği şekilde ortaya çıkar. Lana'nın önünde iki seçenek vardır ya aşkını dolu dizgin yaşayacak ya da kendini yalnızlığıyla mutlu olmaya adayarak belki de kendisi için en doğru olan kişiyi reddedecektir. Seth ise... hala ilk günkü gibi sevdiği kadını hayatına dahil etmeyi başaracak ya da yıllardır yaptığı gibi onu uzaktan sevecektir.
~~~*~~~
"Belki de bir erkeğe zaman ayırmak yerine, zamanını kendin için bir şeyler yapmaya ayırabilirsin."
~~~*~~~
Öncelikle yazarın aile-arkadaşlık ilişkilerine değinen kurgular yazması çok güzeldi. İlk kitapta da bunu hissetmiştim ve bunda da bunu hissettim. Lana'nın annesiyle olan ilişkisi ve Seth'in ailesiyle olan ilişkisi çok güzel anlatılmıştı.
Aynı şekilde arkadaşlıkları da çok güzeldi. Hem birbirlerine destek olma çabaları hem de yanlarında olmaları ve arkadaşlarına doğru yolu gösterme şekilleri çok güzeldi.
Lana'nın yaşadıkları, annesiyle olan problemleri, bunu yaşama şekli, dışa vurumu ve travması çok güzel anlatılmıştı. Zaten yazı dizisi için Seth'in verdiği görevleri yerine getirirken de kendini bu konuda tanıma, kabullenme ve baş etme şekilleri de çok güzeldi. Aslında evet bir insanın kendisini tanıması ve ona göre hareket edip de olaylarla baş etme şekli çok güzel anlatılmıştı.
Seth'in de aynı şekilde görevleri yerine getirirken Lana ile olan ilişkisi, iletişimi, onu hep gözlemesi, alttan altta destek olma şekli çok iyiydi. İçten içe kıskanması ama her şeyin sonunda onunla gurur duyması süperdi.
İkilinin çalışması, atışması, arkadaşlığı ve aralarındaki aşk çok güzel anlatılmıştı. Birbirlerini tanımaları, yaptıkları gezilerdeki geçmişi anımsamalar ve yaşananlar çok tatlıydı. Mesela Los Angeles'te turistik gezi çok güzel bir detaydı ya da gönüllü yazarlık atölyesinde yaşananlar...
Lana'nın patronuna sinir oldum ama şükür ki genç kadının gözünü açıp aklını başına getiren bir terapisti vardı da bazı konularda mantıklı hamleler yaptı. Ama daha cesur olmasını da isterdim. Okurken şuan burada rest çekmelisin dediğim noktalar oldu. Ama Lana'nın geçmişi, travmaları da işin içine girince yapamamasını da anladım. Bazı şeyleri dile getirmek, düşünmek ve icraata geçmek hiç de kolay değil ne yazık ki.
~~~*~~~
"Ben bir pusulanın dönen iğnesiyim ve sen her zaman benim gerçek kuzeyim oldun, Parker."
~~~*~~~
Seth'in Lana'dan daha cesur olduğu kısımlar da çok iyiydi. Mesela patronun son dakikada onlardan istediği şeye karşı duruşu çok iyiydi. Hatta alttan alta Lana'yı korurcasına yaptıkları, kıskanmaları ve sonunda Lana ile geçireceği tek gecelik ilişkinin kendi görevlerini bozacak olması bile duygusal olarak güzel anlatılmıştı.
Seth güzel sevdi bence ve Lana'yı da emin olana kadar iyi bekledi. Gerçi Lana da kötü sevdi diyemem o da güzel sevdi.
Aslında aşkın sadece tutku, şehvet değil de çok iyi bir arkadaşlık, iletişim, paylaşım olduğunu çok güzel anlattılar.
Çünkü Seth ile Lana her şeyden önce çok iyi arkadaş olduklarını da gösterdiler.
İkisinin yazdığı makalelerin başlarda nasıl olduğunu bilmiyoruz ama yarışmada Seth'in önde olduğunu hep okuduk ama son yazılan makaleleri okuyunca şunu fark ettim ki bence Lana son makalede açık ara farkla öne geçerdi.
Kitabın alttan mesajları çok iyiydi. Lana'nın kendini bulması, sorunlarıyla yüzleşmesi ve her şekilde tek başına da olsa yanında biri de olsa bir şekilde ayakta kalmayı başarabildiğini anlaması, kendini tanıması, sevmesi kısmındaki yolculuğu çok güzel anlatılmıştı.
Ben çok sevdim bu kitabı. Yazarın alttan altta bu şekilde sunduğu mesajlar kitabı daha da etkileyici yapmıştı.
Umarım Go Kitap yazarın diğer kitaplarını bizimle buluşturur.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4,5 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟 / 🌟
~~~*~~~
O başka biriyle birlikteydi ve ben, hayatımda bir kez olsun, tek başıma olmanın ne demek olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir erkek olmadan kim olduğumu bulmaya çalışıyordum ve aslında bulduğum şey hoşuma da gidiyordu.
~~~*~~~
Kitabın adı : Tam Benim Tipim
Orijinal adı : Just My Type
Yazarı : Falon Ballard
Çevirmen : Elif Dinçer
Yayınevi : Go Kitap
Sayfa sayısı : 384
Kitabın tanıtım yazısı:
“Taşınmaya ve bir yere yerleşmeye karar verdiğimde, nereye gideceğimi düşünmeme bile gerek yoktu. Ben bir pusulanın dönen iğnesiyim ve sen her zaman benim gerçek kuzeyim oldun.”
Erkek arkadaşından evlilik teklifi beklerken ayrılık kararıyla altüst olan Lana Parker, Los Angeles’ın popüler internet sitelerinden birinde flört ve ilişki tavsiyeleri veren bir köşe yazarıdır.
Söküğünü dikemeyen terzi misali, bir başarısız ilişkiden diğerine geçiş yapan Lana, bu sefer bekar kalıp işiyle ilgili hedeflerine odaklanmaya kararlıdır.
Ancak bir türlü unutamadığı lise aşkı Seth ile çalışmak zorunda olduğunu öğrenince bunun umduğu kadar kolay olmayacağını anlar.
Yıllarca serbest gazeteci olarak çalışan ve artık kök salmaya hazır olan Seth ise, Lana’nın aksine ömür boyu sürecek bir ilişki arayışındadır.
İşleri kızıştırmaya kararlı patronları ikiliye, sadece iş arkadaşı değil, aynı zamanda rakip olmaları için bir teklifte bulunur.
Fakat ikili, çalkantılı ilişki geçmişleri ve inkar edilemez kimyaları sayesinde çok geçmeden yeniden yakınlaşacak ve Lana kariyerinden mi, yoksa kalbinden mi yana olduğuna karar vermek zorunda kalacaktır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın