Kitabı bitirmeden önden size alıntı postu yazmıştım ama şimdi kitabı bitirdim ve biraz daha yazasım var çünkü birçok post-it yapıştırdım ve eleme yapmama rağmen özellikle paylaşmak istediğim yerler var.
Paylaşmazsam asla rahat edemem.
Kitaba dair yorumum bir alt postta yer alıyor. Ben sevdim kitabı. Hatta 5 üzerinden 4.5 verdim. Yarım puanı nereden kırdığımı görmek için yorumuma bakın lütfen.
Bu arada kitabın Türkçe basımını okudum ama bir gün orijinal dilden de okuyacağım çünkü yazarın kalemi İngilizce'yi profesyonel derecede bilmenize gerek bırakmıyor. O kadar akıcı ve kolay okunabilinir kalemi var ki rahatlıkla okuyabilirsiniz.
Neyse çok konuşmadan alıntılara geçiyorum ;)
"Sana bir söz vereceğim," dedi.
"Hayatım, senin de bir parçası olabileceğin kadar iyi olduğunda, gelip seni bulacağım. Ama beni beklemeni istemiyorum çünkü bu hiç olmayabilir."
Bu sözden hoşlanmamıştım çünkü iki anlama geliyordu. Ya ordudan canlı bir şekilde çıkabileceğini düşünmüyordu ya da hayatının hiçbir zaman benim için yeterince iyi olacağını düşünmüyordu. Hayatı zaten benim için yeterince iyiydi ama ben yine de sözlerini başımla onayladım ve zorla gülümsedim.
"Eğer benim için geri gelmezsen, ben snei bulurum. Bu da pek hoş olmaz Atlas Corrigan."
Tehdidim karşısında güldü.
"Tamam, beni bulmak çok zor olmaz. Tam olarak nerede olacağımı biliyorsun."
Gülümsedim. "Her şeyin daha iyi olduğu yerde."
O da gülümsedi, "Boston'da."
* * * * *
"Benimle birlikte olmak istemiyorsan... Lütfen, bana hemen şimdi söyle Lily. Çünkü seni onunla gördüğümde... Bu canımı yaktı. Bir daha asla, bunu hissetmek istemiyorum. Eğer şimdi bu kadar çok canımı yakıyorsa, bundan bir sene sonra bana neler yapabileceğimi düşünmek bile beni korkutuyor."
Gözyaşlarının yanaklarımdan aşağıya aktığını hissedebiliyordum. Ellerimi onun ellerinin üzerine koydum ve başımı iki yana salladım. "Başka hiç kimseyi istemiyorum, Ryle. Sadece seni istiyorum."
Kendini zorlayarak gülümsedi. Bu, bir insanın yüzünde gördüğüm en hüzünlü gülümsemeydi. Beni kendisine doğru çekti ve sarıldı. O, dudaklarını başımın yanına yaslarken, bende kollarımı sımsıkı ona doladım.
"Seni seviyorum Lily. Tanrım, seni seviyorum."
* * * * *
"Lily," diye fısıldadı bana sımsıkı sarılırken.
"Şu anda duymak istediğin son şeyin bu olduğunu biliyorum ama bunu söylemek zorundayım çünkü çok defa sana gerçekten söylemek istediğimi söylemeden gittim."
Bana bakmak için geri çekildi ve gözyaşlarımı gördüğünde yanaklarıma götürdü. "Gelecekte... Bir mucize olur da kendini yeniden aşık olacak durumda bulursan... Bana aşık ol." Dudaklarını alnıma bastırdı.
"Sen hala en sevdiğim insansın Lily. Hep öyle kalacaksın."
* * * * *
"Ryle," dedim nazikçe. "Ne yapardın? Eğer bir gün bu küçük kız sana gelip şunu söylese ne yapardın; 'Babacığım? Erkek arkadaşım bana vurdu' Ona ne derdin Ryle?"
Emerson'u göğsüne bastırdı ve yüzünü battaniyesinin üzerine gömdü.
"Dur Lily," diye yalvardı.
Yatakta biraz daha doğruldum. Elimi Emerson'un sırtına koydum ve Ryle'ın gözlerime bakmasını sağlamaya çalıştım. "Peki ya sana gelseydi ve şunu söyleseydi, 'Babacığım? Kocam beni merdivenlerden aşağıya itti. Bir kaza olduğunu söyledi. NE yapmalıyım?' ne yapardın?"
Omuzları sarsılmaya başladı ve onunla tanıştığımdan bu yana ilk defa ağladığını gördüm. Kızını sıkıca göğsüne bastırırken, gerçek gözyaşları akıyordu. Ben de ağlıyordum ama konuşmaya devam ettim. Kızım için.
"Ya..." Sesim çatladı. "Ya kızın sana gelseydi ve şunu söyleseydi, 'Kocam bana tecavüz etmeye çalıştı baba. Ben ona durması için yalvarırken benim kollarımı tuttu. Ama bunu bir daha asla yapmayacağına yemin ediyor. Ne yapmalıyım baba?' ne yapardın?"
Defalarca kızımızın alnını öperken, gözyaşları yanaklarından aşağıya akıyordu.
"Ona ne söylerdin Ryle? Söyle bana. Tüm kalbiyle sevdiği adam ona zarar verse, kızımıza ne söyleyeceğini bilmeye ihtiyacım var."
Göğsünden bir hıçkırık koptu. Bana doğru eğildi ve kolunu bana doladı.
"Kızıma onu bırakması için yalvarırdım," dedi, gözyaşları arasından.
Dudaklarını alnıma bastırmıştı ve gözyaşlarının yanaklarıma düştüğünü hissedebiliyordum. Dudaklarını kulağımın yanına getirdi ve ikimizi birden göğsüne bastırdı.
"Ona, bundan çok daha iyisine layık olduğunu söylerdim. Ve o adamı ne kadar severse sevdin, geri dönmemesi için yalvarırdım. Çünkü o, bundan çok daha iyisine layık."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın