Aslında çok severek okumamış olsam da birkaç tane beğendiğim sohbetler vardı.
Yorumum bir alttaki postta yer alıyor detaylı bir şekilde oradan ulaşabilirsiniz. Ancak şunu söylemeliyim ki tavsiye edeceğim bir kitap değildi o yüzden tercihi size bırakıyorum. İlginizi çekiyorsa okuyun. Ancak çok beklentiye girmeyin. Kesinlikle romantik komedi olduğunu düşünerek, eğlenerek ve çabuk okunan bir kitap olduğunu düşünerek başlamayın kitaba.
Benim kitaba dair puanım 5 üzerinden 3.
3 vermemin sebebi de kesinlikle kitabın son 100-150 sayfasıydı.
Şimdi iki tane sevdiğim kısımdan alıntı paylaşıp kitabı kitaplığıma kaldıracağım.
"İhtiyaç duyulmak ile istenmek arasında fark vardır. Bazı durumlarda ihtiyaç duyulmak hoşuma gidiyor Fakat sevişirken istenilmeye ihtiyacım var. Yatağında işini bitiren herhangi bir adam olamam. Seninle bağ kuramadan, rutine bağlanmış bir şekilde seks yapmayacağım. Seninle olmaz. Derin bir bağ kurduğum insan olmalıydın, Naomi."
"Bir bağımız var." Ah Tanrım, bu ses bana mı aitti? Kulağa çok zırvalıyormuşum gibi geliyordu. Yalan söyleme yeteneklerim son günlerde birbirimize karşı bir şekilde dürüst olmamız yüzünden darbe almıştı.
"Beni görmeyi bıraktın, Naomi. Beni istemeyi bıraktın. Ne zaman iletişimi kesmeye başladığını anladığım bir gün öğreneceksin. Bu hayatımda yaşadığım en kalp kırıcı deneyim. Hiç durmuyor. Sürekli bunu yaşıyorum. Ne zaman kabul edilmediğim kafanın içine çekilsen, seni geri getirmeye çalışıyorum."
* * * * *
Ona bakmadan duramadım. Konuşma şekli, sanki bana istediğim her şeyi teklif ediyormuş gibiydi. Güvenmek için sabırsızlanıyordum ama ona verdiğim oldukça önemli bir parçam vardı ki henüz karşılığını vermemişti. "Ama hala beni sevdiğini söylemedin."
"Bu doğru değil."
"Söylemedim."
"Sürekli söylüyorum, sadece oldukça sessiz bir şekilde yapıyorum. Sen başka bir odadayken veye telefonu kapattıktan hemen sonra söylüyorum. Kulaklıklar kulağındayken söylüyorum. Kapıyı ardından kapattığında söylüyorum. Bana baktığın her seferinde aklımdan söylüyorum."
Nefeslerimiz birbirine karışacak kadar yakınıma geldi. Buna söyleyecek en doğru şeyin ne olduğunu bilmiyordum ama şansa Nicholas biliyordu. Beni anlıyordu.
Yüzümü elleri arasına alıp dudaklarını benimkilere dokundururken bakışları yumuşacıktı. Gülümsemesiyle dudaklarının kenarı kıvrıldı. "Elbette seni seviyorum, Naomi. Seni sevmeyi hiç bırakmadım."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın