Çıktığı andan beri dikkatimi çeken ve birçok bookstagram hesabından çok güzel yorumlar okuduğum kitap olan Bir Elmanın İki Yarısı'nı tabi ki bende almıştım. Okumak şimdiye nasip oldu ama okumasam da olurmuş dediğim bir kitap oldu.
Yanlış anlaşılmasın beğenmedim diyemem ama beğendim ve tavsiye ederim de diyemem ne yazık ki... öyle arafta kaldığım bir kitap ne yazık ki. Ayrıca kesinlikle beklediğim gibi ya da beklentimi karşılayan bir kitap da değildi.
Yazarın başka kitaplarına şans verir miyim bilemiyorum, ama çok sıkı bir elemenin ya da incelemenin sonunda belki şans verebilirim.
Kitabın romantik komedi olmasını bekledim ama kesinlikle öyle değildi. Yarı dram, yarı eğlenceli bir şeydi. Kitap kesinlikle akmıyordu, okurken oldukça zorlandım, resmen gitmiyordu. Bu yüzden akıcıydı, çabuk okundu falan diyemem. Hatta kitap okuyamama dönemindeyseniz kesinlikle okumamalısınız.
Daha detaylı yoruma girmeden önce kitabın konusundan bahsedeyim azıcık, Naomi ve Nicholas nişanlı ve düğünlerine birkaç ay kalmış bir çiftti. Nicholas'ın annesinin düğün hazırlıkları ile uğraşırken Naomi'ye hiç danışmaması, Nicholas'ın annesi her zaman öncelikliyken Naomi'yi ikinci plana atması, ikili arasındaki soğukluk ve ilgisizlik sonucunda düğün tarihi de yaklaşırken kafalarında acabalar oluşmaya başlar. Bu da ikili arasında bir savaşın patlamasına neden olur. Çünkü düğünü iptal eden kişi bütün masrafları karşılayacaktır. Bu durumda Naomi o kadar masrafı karşılayacak maddiyata sahip olmadığı için Nicholas'ın pes etmesi için çırpınmaktadır. Nicholas ise şimdiye kadar bastırdığı istekleri Naomi'ye gösterme çabasındadır. Bu savaşın sonunda ya ilişkileri kurtulacak ya da hepten dibi bulacaklardır.
Nicholas ve Naomi'nin bu savaştan nasıl bir sonuç alacaklarını, kendi isteklerin, ilişkilerini ve duygularını keşfetmelerini okuyoruz.
Öncelikle kitabın ilk yarısı aşır sıkıcıydı, okurken bırakmakla bırakmamak arasında çok kararsız kaldım. Hatta çok ikilemde kaldım ama devam ettim çok nadir yarım bırakırım kitabı bunu da bırakmadım okudum.
Kitabın ikinci yarısı azıcık hareketlenmeye başladı kitap ama öyle çok değil. Sohbetleri ve atışmaları güzeldi ama dahası yoktu ne yazık ki.
Naomi ve Nicholas'ın arasındaki aşk ve o aşkı sınavı aslında güzeldi, hatta öyle ki onların bu birlikteliklerinde Nicholas'ın ailesinin yaptıkları göz önüne alındığında çok da aşina olduğumuz bir durum ancak bunu biraz daha akıcı bir şekilde anlatabilirlerdi çünkü aşırı yavaş anlatılıyordu.
Hatta Nicholas ve Naomi'nin aşkı yeniden bulması ve Nicholas'ın annesine karşı oldukları takım hali çok eğlenceliydi. Sevdiğim kısımlardan biri buydu.
Bir de kitapta sohbet kısmı çok azdı, öyle çok iç seslere ve düşüncelere yer verilmişti ki belki de bu yüzden akmadı kitap bilemiyorum.
Bütün bunların yanında da Nicholas ve Naomi'nin arasındaki diyaloglar, attıkları adımlar, birbirleriyle atışmaları ve sonrasındaki duygu itirafları güzeldi.
Kitapta öyle çok duygu yoğunluğu yoktu okuyup geçtim sadece, ne aşkı çok hissettim ne karakterlerin ikilemlerini...
Çok daha fazla bir şey yazmayacağım ama okuma kısmını size bırakıyorum. Sizin tercihiniz...
Ben normalde 5 üzerinden 2 verecektim ama kitabın son 100-150 sayfası genelinden bir tık daha iyi olduğu için 3 veriyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın