"Sanırım ikisi de," dedi genç kadın bi duraksamanın ardından. "Şıkır şıkır giyinmeyi ve beğenilmeyi seviyorum. Alışveriş yapmayı, dans etmeyi, şımartılmayı ve iltifat almayı da. Bu beni kötü bir insan mı yapar?"
Brendan daha önce onun gibi biriyle hiç karşılaşmamıştı. Onunki gibi lüks zevklerle dolu bir dünyası yoktu. Hayatı boyunca sıkı çalışmak, balık tutmak ve kafeslerini doldurmaktan başka bir şeye kafa yormak zorunda kalmamıştı. Fakat Piper için önemli olduğunu bildiğinden ona düzgün bir cevap vermek istiyordu. "Kadınlar hakkında konuşmaktan vazgeçmeyen birçok erkekle oldukça fazla zaman geçirdim. Bana öyle geliyor ki çoğu insan beğenilmekten ve iltifat duymaktan hoşlanıyor. Sadece bunu dile getirmiyorlar. Yani böyle olmak seni kötü biri yapmaz, dürüst yapar."
*****
"Piper, ben kolumu durup dururken bir kızın omzuna dolayacak bir adam değilim."
Piper kapı eşiğinde duraklayıp ona baktı. "Bu ne anlama geliyor?"
Brendan kendini tutamayıp rüzgarda savrulmuş bir saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdı. Yumuşacıktı. "Yanında olacağım anlamına geliyor."
*****
Genç adam bir şeyler homurdandı. "Hazır mısın?"
"Neye?"
"Seni akşam yemeğine davet etmem."
Piper'ın kalbi tekledi. Tekrar atmaya başladı. Sonra yine tekledi. "Beni ikna etmek için avluma kameriye inşa etmene gerektiğini mi düşündün?"
"Yok. Ben... " Brendan bez parçasını yere atıp ellerini ceplerine soktu. "Teklif etmek için cesaretimi toplarken kafamı meşgul edecek bir şeye ihtiyacım vardı."
*****
"Piper, senin gibi kimse yok."
Genç kadın, Brendan'ın onu teselli ettiğini düşünüyormuş gibi gülümsedi.
"Piper."
Ses tonu karşısında şaşırmış görünerek, "Ne oluyor ya?" dedi Piper.
Brendan aracı yol kenarına çekip sertçe frene bastı. "Beni duydun mu?" Yüzünü kaldırmak için uzanıp çenesini tuttu. "Senin gibisi yok."
"Neden bu kadar hararetlendin ki?"
"Çünkü ben..." Brendan elini saçlarının arasından geçirdi. "Sezgileri kuvvetli, akıllı bir adam olduğumu sanıyordum. Ama iş benim için çok önemli bir şeye geldiğinde fark ediyorum ki her alanda körlemesine ilerliyorum. Bu çok önemli şey dediğim ne biliyor musun? Sensin. Benim için önemlisin. Şimdiye dek senin sadece bağlanmaktan korktuğunu veya Westport'a ait olabileceğini düşünmediğini sanıyordum. Ama bundan daha fazlası var, değil mi? Sana ilgimin geçici olduğunu mu sanıyorsun? Gün gelip değişeceğimi mi düşünüyorsun?"
"Herkesin ilgisi geçici!" Piper'ın gözleri parlıyordu. Acıyla ve öfkeyle. "Sadece erkekler değil. Arkadaşlarım, üvey babam. Ben bu sezonun moda rengi gibiyim; bugün rağbet görüyor, ertesi gün Marshalls'daki indirim rafını boyluyorum. Ben sadece... Geçici bir hevesim."
"Benim için değilsin."
*****
"Bu çok büyük bir şey. Gerçekten büyük. Çok ama çok değer verdiğim bir adam, evrendeki en tehlikeli işe sahip. Ve benim bir işim bile yok. Burada yaşamıyorum. Kalıcı olarak yani. Bence, biz birbirimize uygun değiliz, Brendan. Bu iş yürümeyecek. Artık bırak da..."
"Neyi bırakayım, Piper? Günün her saatinde seni düşünmeyi mi? Seni göğsüm patlayacak kadar özlemeyi mi? Senin için aç hissetmeyi mi? Bu hislerin hiçbirini yok sayamam ki. Zaten istemiyorum da."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın