Daughtry Family Serisinin ikinci kitabı Alev Alev ile karşınızdayım. İlk kitabın vasatlığına rağmen bu kitap çok daha iyiydi. Daha akıcı, romantik ve eğlenceli ve tutkulu bir kitaptı. Tam da Nicole'dan beklenecek bir kitaptı. Açıkçası bu kitabı düşük beklentiyle başlamıştım ama çok hoşuma gitti.
Serinin ikinci kitabı ve ikiz kardeşlerden biri olan Nicole'un hikayesiydi. Seriyi sırayla okumanızı tavsiye ederim her ne kadar farklı karakterleri anlatıyor olsalar da kurgusal bütünlük için sıralı okumak gerekiyor.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Nicole ve Lydia balo sezonlarını yaşamak için şehre gelmiş iki taşralı kız olarak heyecanlı olsalar da Nicole asla aşık olmak, bir erkeğin boyunduruğu altına girmek ya da evlenmek istememektedir. Amacı yeni bir macera olarak gördüğü sezonda yaşayabildiğini yaşayacak, eğlenecek ve birçok kalp kıracaktır. Ancak hiç hesapta yokken karşılaştığı ve tanıştığı Basingstoke Markisi Lucas Paine, genç kızın bütün planlarını alt üst eder. Çünkü daha ilk karşılaşmalarından itibaren birbirlerinin dengesi bozan ikili, içten içe birbirlerine aşık olurlarken aralarındaki çekimi ve tutkuyu bazı oyunların ardına saklamaktadırlar. Nicole yeni bir macera adına adamla anlaşırken Lucas geçmişten gelen sırları aydınlatmak amacıyla Nicole ile birliktedir. Birbirlerine karşı bütün kartlarını açık oynarlarken tek açmadıkları kalp yüreklerindeki duygulardır. Ancak o da kaybetme noktasına geldiğinde açığa çıkacaktır. Daha da önemlisi Lucas, sırların peşinden giderken tehlikeye attığı Nicole ve onun ailesi ikili arasındaki ilişkiyi nasıl etkileyecektir.
Öncelikle ilk kitaptan beri Nicole'un eşsiz olduğunu düşünüyordum. Merakı, tatmin olana kadar durmayan soruları, asla pes etmeden çabalaması, korkularıyla yüzleşme çabası ve daha da önemlisi cesareti ve istediği şeyler uğruna yaptıkları açıkçası oldukça ilgimi çekmişti. Zaten bu kitabı daha okumaya başlar başlamaz bana benim istediğimi vereceğini hissettim. Cidden tam da Nicole'e yakışır bir kitaptı.
Lucas ise... Nicole fena çarpıldı demek istiyorum... cidden bir kere gördü ve vuruldu resmen. Gerçi vurulmayacak biri değil Nicole ama neyse... 🙈
Lucas, babasının kendisini öldürmesi ile onun sebeplerini araştırıp, adım adım o sebeplere yaklaştığını düşünürken Nicole'un karşısına çıkmasıyla planında tökezlemesine sebep olur. Nicole, genç adamın bütün planlarını bozar çünkü genç kızın merak ve kendisinden saklanan şeyleri öğrenmedeki azmi hem onun ham de kendisinin hayatını tehlikeye atar.
Nicole'un dur durak bilmez hali inanılmaz güzeldi. Hatta kendi kafasının dikine gittiği kısımlarda da çok iyiydi. Ama en çok haklı çıktığı anlarda aşırı eğlenceliydi.
Lucas ve Nicole arasındaki sohbetler ise tam anlamıyla süperdi. Birbirlerine karşı dürüst olma çabaları, istemsiz de her şeyi anlatmaları, Lucas'ın sakladıklarını Nicole öğrendiğindeki halleri çok iyiydi.
Lucas'ın yaralı üç askere karşı tutumları ise... aslında genç adamın içindeki asıl karakteri ortaya çıkarıyordu ki bu da Nicole'un gözünde bence oldukça büyük bir artıydı.
Nicole'un içinde yaşadığı korkular ve annesine karşı duygu ve düşünceleri işin içine girince ortaya çıkan sonuçlar genç kızın aslında nasıl da güçlü durma çabasına rağmen yüreğindeki kırgınları olduğunu gösteriyordu.
Nicole ve Lucas'ın kitabın sonlarına doğru kaldıkları handaki sahneleri... kahkaha attırdı bana... Nicole'un tavrı Lucas'ın davranışları, hancının düşündükleri çok eğlendirdi beni.
Başta da dediğim gibi ilk kitaptaki vasatlık bu kitapla gitmişti. Şuanda üçüncü kitap Lydia'nın hikayesi ve onunkinin daha iyi olmasını bekliyorum.
Bu kitaba benim puanım 5 üzerinden 4.
.jpeg)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın