~~~*~~~
Çıktığı andan beri ilgimi çeken ve hemen aldığım bir kitap olan Kağıt Prenses'in yorumuyla geldim. Okumak için bu kadar beklememin nedeni ikinci kitabın da çıkmasıydı sanırım çünkü peş peşe okuyacağım ve hemen Paramparça Prens'e başlıyorum. Bu arada size tavsiyem iki kitabı da almanız çünkü çok fena bitiyor ve hemen devamını istiyorsunuz.
Kitap akıcıydı, tam bizlerin sevdiği gibi romantikti ve bazen klasik bir kurgu olduğunu düşünsem de okurken sıkmıyor ve su gibi akıyordu. Her ne kadar bazı yerlerde +18 olan sahneler olsa da genelinde her yaşa hitap edebilecek bir kitaptı.
Kitabı okurken öğrendiğim bir diğer şey de çok severek okuduğum Elle Kennedy'nin bu kitabın da yazarı olmasıymış. Nick name ile yazmışlar ve iki yazar yazmışlar dolayısıyla da çok belirgin olmasa da hafiften esintisini hissettiriyordu Elle Kennedy.
Bu arada seri 5 kitap ve 1 novelladan oluşuyor. Şuan da iki kitabı çıktı. İlk üç kitap Ella ve Reed'in hikayesi son iki kitap da Easton -Reed'in bir küçüğü- hikayesi. Novella ise Giedon -en büyük ağabey- hikayesi... Umarım novella da çevrilir.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Ella Harper, babasını hiç tanımamış annesi ile büyümüş ve onu da kanserden kaybettikten sonra tek başına hayatta kalmaya çalışan, hem okuyup hem çalışarak kendine gelecek kurmaya çalışan 17 yaşında bir genç kız. Bir gün okuluna Callum Royal gelip kendisinin vasisi olduğunu söyleyene kadar bir şekilde idare ederken Callum Royal ile hayatı bambaşka bir boyuta taşınır. Callum babasının en yakın arkadaşıdır ve Ella'nın varlığından çok geç haberleri olmuştur, babası ölünce de Callum yasal olarak vasisi olunca genç kızı yanına alarak 5 oğluyla beraber yaşadığı eve götürür. Evdeki 5 delikanlı ile hayatı daha da zorlaşan Ella, şimdi Callum'la yaptığı anlaşa ve geleceğini garantiye almaya çalışırken onun oğullarıyla uğraşmak zorundadır. Özellikle çekimine karşı koyamadığı Reed ile işler iyice yoldan çıkar. Çünkü Reed, çocukların en büyük ikinci erkeğidir. En büyükleri Gideon üniversitededir evde olan Reed ise sözü geçen kişidir. Onun her dediğini yapan diğer oğlanlar Ella'ya hayatı zindana çevirmeye çalışırken yavaş yavaş da genç kıza alışırlar. Hem okulda hem evde bambaşka bir dünyayı yaşarken Reed'e de aşık olan Ella çok büyük çıkmazlara girecektir. Çünkü karşısında babasının dul eşi, büyük bir miras, Reed ve hiç hesaba katılmamış kişilerle hayatı çok daha fazla değişecektir.
Biz de kitapta Ella'nın hayatının değişmesini, kendisini Royal erkeklerine kabul ettirmesini, onların arasında yer almasını ve aşık olmasını okurken yine kırgınlıklarını, güvensizliklerini ve aldatılmışlıklaırnı da okuyoruz. Serinin giriş kitabı olarak güzel bir giriş oldu.
Öncelikle Ella'nın yaşadığı hayat, pes etmemesi ve kendine bir gelecek kurmak için çabalaması çok çok güzeldi. Resmen 17 yaşında annesini kaybetmiş babasını bilmeyen bir kızın hayatta kalma savaşıydı.
Callum Royal ile tanışmaları, onun tepkileri, Ella'yla yaptığı anlaşma da çok iyiydi. Ella resmen kendini garantiye almaya çalıştı. Tedbirli olması, her şeyin bir karşılığı olduğuna inanması ve tedirgin olması güzel anlatılmıştı.
Hazır Callum demişken ondan başlayalım. Onun karısına olan sevgisi, çocuklarına olan özverisi, babalıkla ilgili bocalaması çok güzeldi. Çocuklar bir şans verse aslında Callum onları asla pişman etmeyecek gibi... ama işte o şansı babalarına vermiyorlar.
İkizler çok iyiydi, eğlenceliydiler ama birbirlerinin yerlerine geçmeleri falan... ahhh sizi haylazlar... en küçükleri olmalarının avantajını kullanıyorlar sanırım.
Giedon bence Royal erkeklerin ve kardeşlerin arasında en gizemlisiydi. Onun hikayesini cidden merak ettim. İçten içe baya yaralı, annesinin ölümünü kaldıramamış bir adam gibi görünüyor ve bu uğurda sanırım sevdiği kızı da oldukça yaralamış gibi... Umarım okuruz onun hikayesini.
Easton ise... ayyy ben bu çocuğu çok sevdim. Ella ile aynı yaştalar ve tam bir kafa çocuktu. Eğlenceliydi, Ella'ya da bence aralarında ilk şans veren kişi gibiydi. Onun kardeşleriyle ilişkisi özellikle Reed ile olan ilişkisi çok iyiydi. Ama o da Giedon gibi annesinin ölümünü atlatamamış kendince başka yollara başvurmuş gibi hissettirdi. Onun da hikayesini merak ediyorum.
Sıra Reed ve Ella'ya geldi :) Önce Reed çünkü Ella'dan baya bahsettim.
Reed, bildiğimiz klasik kötü gibi lanse edilen ama aslında yaralı, kendinden ve yapabileceklerinden korkan bazı sorunları atlatamamış psikolojik olarak yaralı bir adam. Aslında Giedon'un bir boy küçüğü gibi... Ama buna rağmen Ella'ya olan tavırları ve sonrasında ona çekilmesi çok güzel anlatılmıştı. Özellikle birbirlerinden hoşlandıklarını dile getirdiklerinde Reed çok sevilesiydi ki öncesinde baya sinir bozucu hamlesi vardı.
Ella'nın da zaten güçlü karakteri ve Reed'e boyun eğmemesi bütün erkekleri yola getirdi.
Ella'nın parasına sahip çıkma çabası, kendine iş bulması, Reed'in onu sürtüklükle suçlarken ki tavırları, meydan okumaları çok güzeldi. Özellikle teknede Reed'i bağlayıp çıkması da süperdi.
Ben kitabı çok sevdim, okuması kolay, çabucak biten ve devamını hemen okumak istediğiniz kitaplardan. Bu tür romansları sevenlere tavsiye ederim.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın