~~~*~~~
Ona duyduğu sevginin son damlası da yere akıyormuş gibi bir sızı hissetti kalbinde.
~~~*~~~
Monica McCarty'nin çok severek okuduğum ve her bir kitabına ayrı bayıldığım Highland Muhafızları (Highland Guard) Serisi'nin 8. kitabı Akıncı yorumuyla karşınızdayım.
Nemesis'in hızla bu seriyi çıkarmasına bayılıyorum, çünkü o kadar hasret kalıştık ki bu seriye artık çıkmaya başlıyor ve sonu gelecek diye mesuduz. Hem de çok...
Her ne kadar her kitap farklı bir karakteri anlatsa da olay döngüsü olarak sıralı gidilmesi gerekiyor. Dolayısıyla seriye başlayacaklar için önerim sıralı okumanızdır.
Seri historical romans türünde, 12 kitaptan oluşuyor ve şuanda ülkemizde 8. kitap çıkmış durumda bu yüzden seriye başlamanız için tam zamanı çünkü Nemesis Kitap'a bu seri konusunda güvenim tam.
Monica McCarty, yine akıcı, heyecanlı, savaşlı, çatışmalı ve aşk - tutku dolu bir kurgu kaleme almış. Okurken asla sıkılmıyorsunuz ve sonunun nereye gideceğini merak ederek okuyorsunuz. Ayrıca en mükemmel ve kusursuz görünen kişilerin bile hataları olabileceğini okumak ise paha biçilemez. Özellikle bu kitapta o kadar mükemmel olarak ve sert savaşçı olarak bildiğimiz Robbie'nin de hata yapabileceğini görmek ve aşkta burnunun sürttüğünü okumak muhteşemdi.
~~~*~~~
Robbie, kızın gözlerinde yaşlardan etkilenmemek için toparlandı. Bu, savaşlarda karşılaşmadığı bir hamleydi ve tüm kılıç darbelerinden daha etkili olduğu ortadaydı.
~~~*~~~
Kitabın konusuna kısaca değinmek gerekirse; Robbie ve muhafızlar arasındaki ortağı Alex, anlaşma yapılacak diye oyuna gelerek Clifford'un eline esir düşmüştür. Onun kalesinde esir olarak tutularak idam zamanlarını beklerken Clifford'un kız kardeşi Rosalin,onların kaçmasına yardım eder. Esaretleri boyunca Robbie'den etkilenen Rosalin, 16 yaşında olmanın verdiği gençlik heyecanıyla Robbie'ye tutulmuştur. Ve sonrasında da onun ve arkadaşının kaçmasına yardım etmiştir. Aradan geçen 6 yılın sonunda Clifford'un yaptığı baskınlara karşılık vermek için onun köylerinden birine baskın yapan Robbie, Clifford'un oğlu ve varisi ile kız kardeşi Rosalin'i kaçırmak zorunda kalır. Elindeki bu rehinelerle admaı kendisine bağlamayı ve anlaşmaya uymak zorunda bırakmayı hedeflemektedir. Ancak hedeflemediği nokta Rosalin'in kim olduğu, ona borçlu olduğu ve genç kızın çekimine kapıldığıdır. Çünkü her ne kadar inkar ederse etsin Rosalin'in güzelliğinden etkilense de ayrıca kişiliği ve karakteri de Robbie'nin ilgisini çekmektedir. Ancak önlerinde çok büyük engeller vardır. Her ikisi de aşklarının farkında olsa da Rosalin'in İngiliz olması ve ağabeyinin kimliği, Robbie'nin İskoç olması ve genç kızın ağabeyine karşı duyduğu nefret aralarında büyük bir engel olarak kendini göstermektedir.
İkisi de aşkları için savaşacaklar mı yoksa herkes kendi yolunda devam mı edecek onu okuyoruz.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki muhafızları okumayı özlemişim. Hem de çok özlemişim. Bu yüzden bu kitap inanılmaz güzel gitti itiraf etmeliyim.
Bu kitapta bolca Alex Seton'u yani namı diyar Ejder'i de görmek süperdi. Hatta öyle ki kendisi Robbie ile eş şekilde boy gösterdi.
~~~*~~~
Rosalin için durum bu kadar netti. Düşmanı ile olsa bir adamı ölüme terk edemezdi. Robbie'nin bunu herkesten iyi bilmesi lazımdı. Kalbinde bir şeyler değişti. Sanki iri bir kaya çekilmişti ve arkasında küçük bir açıklık bırakmış gibiydi
~~~*~~~
İlk olarak yorumuma Alex'den başlayacağım çünkü onun bu kitaptaki rolü ve sonu hiç de göz ardı edilemeyecek cinstendi. İlk kitaptan beri onu Sör olarak, şövalye ruhuyla okuduktan sonra bu kitaptaki rolü, Rosalin'i koruma iç güdüsü, sonrasında da yaptıkları ve aldığı kararlar beni şaşırtsa da bir noktada Robbie'ye sen bunu hak ettin dedirtti. Ama onun sonunu bu şekilde olabileceğine inanmak istemiyorum. Onun daha büyük bir rolü olmalı... zaten onun kitabını da çok merak ediyorum ama ne yazık ki serinin son kitabı Alex Seton...
Robbie'ye gelecek olursak, kesinlikle savaş bu adamın duygularını köreltmiş, düşünme yetisini azamiye indirmiş ve öküzleştirmiş. Adamın çoğu sözü beni sinir etti. Özellikle Rosalin'e söyledikleri... gerçi sonrasında dersini güzel aldı ama çokça da sinir etti açıkçası.
Rosalin'in karakteri, düşünceleri, savaş karşısındaki yumuşak ve insanları düşünen yüreği ile çok sevdim. Sırf haksızlık olduğunu düşündüğü için Robbie'nin ve arkadaşlarına yemek götürdü, sonrasında onların kaçmasına yardımcı oldu... Sonrasında da yine sırf insan oldukları için değer görmeyi hak ettiklerine dair olan inancıyla insanlara yardımcı olması, onlara ona göre davranması ve yeri geldiğinde Robbie'ye veya başka birine de baş kaldırabilecek gibi olması çok güzeldi.
Özellikle inandığı şeyler için savaşan kişiliği hayranlık uyandırıcıydı. Robbie'ye bazı şeyleri gösterme çabası, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığına karşı olan inancı ve buna göre hareket etmesi çok iyiydi. Ağabeyine olan inancı, ona karşı güveni, ona ve onun kendisine olan sevgisine güveni çok iyiydi. Robbie'ye de zaten doğru yolu gösteren bu oldu.
Ayy kitap içeriğine girmemek için çok çırpındım ama umarım girmemişimdir.
Ben çok çok sevdim bu kitabı, sizlere de tavsiye ederim bu seriyi. Özellikle Historical Romans seviyorsanız ve İskoçları okumaktan hoşlanıyorsanız mutlaka denemelisiniz.
~~~*~~~
Rosalin, çok sıcak ve yumuşaktı. Bir gül demeti gibi kokuyordu. Talan edilmiş bir demet gül... Sadece sarılmanın bile onu bu kadar mutlu ediyor olması kalbini acıttı. Kendini yıllardır bu şekilde huzurlu hissetmemişti. Belki de hayatında hiç bu kadar huzurlu hissetmemişti.
~~~*~~~
Highland Guard (Highland Muhafızları) Serisi
~~~*~~~
Bir an için sert maskesi düşmüş, altındaki kırılgan adam ortaya çıkmıştı. Sevmek isteyen ama bunu nasıl yağacağını bilmeyen bir adam... Kendinden çok fazla şey alındığı için artık buna ihtiyacı olmadığına inanmaya çalışa bir adam. Henüz fark etmemiş olsa da ona ihtiyaç duyan bir adam.
~~~*~~~
Kitabın adı : Akıncı
Orijinal adı : The Raider
Yazarı : Monica McCarty
Çevirmen : Gökçe Müderrisoğlu Aktaş
Seri Bilgisi : Highland Guard (Highland Muhafızları) #8
Yayınevi : Nemesis Kitap
Sayfa sayısı : 432
Kitabın tanıtım yazısı:
“Akıncı” adıyla bilinen Robert Boyd, İskoç Kral Robert Bruce’un en güçlü muhafızlarından biridir. Çıplak elleri bile ölümcül bir silah sayılan genç savaşçının hayatındaki en önemli iki şey, sınır bölgelerine yaptığı akınlar ve İngilizler için hissettiği jilet gibi keskin nefretidir. Ancak ezeli düşmanının güzel kız kardeşini rehin aldığında tüm ilkeleri yerle bir olur ve intikam ile aşk arasında bir seçim yapması gerekir.
Leydi Rosalin Clifford, altı yıl önce kaçmasına yardım ettiği asi mahkûm tarafından kaçırıldığında kaderin onu tekrar karşısına çıkardığına inanamaz. Robert Boyd hatırladığından daha yakışıklı olsa da savaş onu çok değiştirmiştir. Rosalin kalbini çalan bu savaşçının, içinde tutuşturduğu özlemi ve ezeli düşmanları bile sevgiliye dönüştüren tutkuyu inkâr edemez. Güzel bir İngiliz leydisinin sonsuz aşkı, İskoçya’nın en acımasız savaşçısını intikam almaktan vazgeçirebilecek midir?
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın