19 Kasım 2022 Cumartesi

0 Ceren Melek - Atepşare

 


~~~*~~~
Hiçbir canilik cezasız kalmayacaktı. Hepsinin sonu olacaktım. V, o canlarla beslenecekti.
~~~*~~~ 

İlk çıktığında radarıma giren ve aldığım ama hemen okumadığım bir kitaptı Ateşpare. Açıkçası devamının geleceğini öğrenince okumayı ertelemiştim. Çünkü yarım kaldığında -özellikle de çok sevdiğin kitaplarda- işkence oluyor. Bu yüzden devamını bekleyecek ondan sonra okuyacaktım ama benden yorum bekleyen ve duruma göre alacak arkadaşlar olunca ön plana aldım, hatta okuma listemde araya bile soktum denilebilinir. Şimdi de yorumuyla karşınızdayım.

Ciddi anlamda nefes kesici bir kitaptı. Çok beğendim diyerek yorumuma başlayacağım. Ama öncelikle bir uyarı yapmak istiyorum kitapta +18 sayfalar var.  Bunu erotizm olarak algılamayın. Vahşilik, argo ve küfürlü içerik olarak algılayın. Çünkü cinayetlerin işlenme şekilleri fazlasıyla vahşi o tür sahneler okumaktan hoşlanmıyorsanız denemeyin... Böylece boş yere güzelim kitabı gömmezsiniz. 


~~~*~~~
Adamlık bir marifet değildi. Dışarıdan büyük bir övgüyle adam denilen çok fazla iğrenç mahlukat öldürmüştüm. Marifet insan olmaktaydı.
~~~*~~~ 

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse, Aşkın, V adında kiralık bir katildir. Aşırı zekice hamleler yapan, öldürdüğü her insanda imzasını bırakan, asla yakalanmayan, kimsenin yakalayamayacağı şekilde planlı hareket eden, genellikle kadın ve çocuklara zarar vermiş kişileri fazlasıyla vahşi ve işkence dolu ölüm yaşatan bir kiralık katildir. Bunun yanı sırada kendi kimliğinde üniversite son sınıf öğrencisidir. Teknolojiye özellikle de bilgisayarlar konusunda fazlasıyla zeki olan ama bu zekasını her alanda kullanan biridir Aşkın. Zaten V'nin yakalanmaması da bu yüzdendir. Bir gün bir iş alır. Cebonayan adındaki topluluğun lideri olan Ateş Alanguva'yı öldürmesi istenir. Biri tarafından tutulmuş ve Ateş'in öldürülmesi istenmiştir. Ateş hakkında yaptığı araştırmalardan bu seferki kurbanının fazlasıyla zeki olduğunu öğrenince daha ince detaylı bir şekilde plan yapması gerekmektedir. Çünkü Ateş asla küçümsenecek veya kolay lokma olacak bir adam değildir. Zekası, V'nin zekasıyla yarışır nitelikte ve hamleleri de en az onundaki kadar dikkatli ve ince hesaplanmıştır. Ancak V'nin ya da Aşkın'ın demeliyim hesaba katmadığı şey, Ateş'in onun peşinde olduğu, herkesin V'nin erkek olduğunu düşünürken Ateş'in aklında bir kadın olabileceğine dair şüphelerin olmasıdır. Bir de Ateş sevdiklerini korurken Aşkın'ın sevdiği insanların çok fazla ortada olması ve savunmasız olması onun zayıf noktasıdır. Ateş ile girdiği savaşta ya ikisinden biri kaybedecek ya da ikisi de kazanacaktır. Çünkü Aşkın'ın planları Ateş'in planlarına uymamaktadır. Ateş'in ise ikisi hakkında daha başka planları vardır. 

Öncelikle kitaba başlarken böyle bir kurgu okuyacağımı bilmiyordum beklentilerim çok ötesinde çıktı. Özellikle Aşkın karakterine ve oluşturduğu V katil kimliğine hayran oldum. Çünkü birçoğumuzun duyduğumuz çocuklara ve kadınlara karşı yapılan taciz, tecavüz ve şiddet haberler karşısında verdiği verdiği tepkinin dışa vurumuydu ve bunu okumak içimdeki bu konudaki yangını anlatıyordu. Bunu okumak çok iyi geldi. İşte aradığımız adalet bu dedim çoğu zaman... hatta bazen eline sağlık V çok iyi yaptın, aferin kızım sana... yürü be kızım... diye tepkiler verdiğimi de itiraf edeyim. 

Sırf bu kurguyu okuyunca bile hatta kitabın henüz 50 sayfasını okumuşken benden ön yorum bekleyen arkadaşlarıma dediğim şey sepetinize atın ve mutlaka alın oldu ki almaya başladılar bile. 

Bu arada yorumuma başlamadan önce söylemek istediğim bir şey daha var. O da kitapta Grinin Elli Tonu, 365 Gün kitaplarına atıflar vardı. O sahnelerde çok eğlendim. Cidden beklemediğim bir anda geldi o sahneler çok güzel gitti. Bir de Pusat'ta Shrek demesi de süperdi. 😂


~~~*~~~
Zeka en büyük silahtı, herkeste olmayan tehlikeli bir silah. Oynanan her oyun bir kumardı, oyunun sonunda namlı alnımda olabilirdi. Bu karmaşık oyunları çekici kılan buydu.
~~~*~~~ 

Aşkın'ın adalet anlayışı, yaptıkları ve yürüdüğü, kendine çizdiği hayat yolunda onu hiç yargılamadım aksine hayran olduğumu da söylemeliyim. Kitaplarda böyle kadınları okumayı severim, ne istediğini bilen, istediğini elde eden, zeki, korkusuz ve cesaretli kadınları severim. Bunu bana Aşkın'ın vermesi çok güzeldi. Çoğu zaman 'babam bir ordu erkeğin arasında seni bıraksam alnının akıyla çıkabileceğine güvenirim der bana hep' Aşkın'ın da böylesine bir karakter olması çok hoşuma gitti.  Zaten kitabın sonlarında benzer bir cümleyi de Ateş, Aşkın için kurdu. 

Aşkın'ın Ateş'i alt etmek için yaptığı hamleler, atılımları, güvenlik duvarını sarsmak için yaptığı zekice hamleler muhteşem detaylardı. 

Ateş'i de küçümsememek lazım her ne kadar Aşkın'a hayran olsam da Ateş'i de sevdim. Zekasını, eğitimini ve elindeki gücü kullanış şekli çok iyiydi. Hatta Aşkın'a denk olan zekası da hayranlık uyandırıcıydı. Aşkın'ın hamlelerine verdiği tepkiler de öyle. 

Özellikle V'yi yakalamak için yaptığı hamle ama V'nin burnunun dibine kadar girmesi, cinayetini işlemesi, Ateş'le cilveleşmesi ve sonrasında arkasını dönüp giderken kimsenin onun kim olduğunu bilmemesi süperdi. Orada Ateş'in kudurması beni bile tatmin etti. Yürü be kızım aferin sana dedim. Hatta bu sahneyi arkadaşlarıma anlatmadan da duramadım. 😀

V'nin Ateş'i öldürmek içim hamleleri ama Ateş'in zekice yaklaşımı V'nin kibri sonucunda hata yapması ve yakalanması süperdi. Yani şöyle süperdi düşünsenize bir ordu adamı alt ediyorsunuz, herkes karşısında bir erkek bulmayı bekliyor ama hiç tahmin etmedikleri, burnunun dibinde yaşayan, sıradan bir kız olduğuna inandırdığı Aşkın, aradıkları katil çıkıyor. Hepsinin yaşadığı şok muhteşemdi. 

Aşkın'ın içinde barındırdığı güç ve korkusuzluk... offf... sayfalarca anlatsam bitiremem. 


~~~*~~~
Alanguva'nın sıcak teninden yayılan koku ve nefes sesleri, okyanusun dibinde yatmaktan daha sakinleştiriciydi. 
Teninin sıcaklığı beni yavaşça kendine çekti ve kulağıma rüya gibi gelen kesintisiz bir uykuya daha çekti beni. Yavaş ve yumuşak bir tınıyla... Tehlikeyi hissediyor ama karşı koyamıyordum. Kanla dolu vahşi hayatımda bir ilki yaşıyordum. 
~~~*~~~ 

Aşkın ve Ateş'e döneceğim ama öncelikle söylemek istediğim bir şey var ki o da şu Bahar ve Pusat. Yaaa nasıl sevimlilerdi. Pusat'ın Ateş'in sağ kolu olması, güvenlik şefi olması, gerektiğinde de acımasız bir katil olması... ama bütün bunların yanında Bahar'ın karşısında tam bir aşık serseme dönmesi... off ya yerim sizi dedim. Özellikle Aşkın'ın onlara takılması süperdi. Bahar'ın korkusuz halleri, Pusat'ın geri adım atma durumları ve Bahar'ın Pusat'a yürümesini bırakın koşması süperdi. Tam bir çapkın çıktı kızımız 😂 Pusat'ın bir erkek olarak utangaç ve küfür etmeden konuşması, Aşkın'ın küfürleri ve tavırlarından utanması ise beni kitapta eğlendiren satırlardı. 

Beni bir diğer eğlendiren satırlarsa Aşkın ve Ateş'in arasındaki cinsel çekime Aşkın'ın karşı koyabilecek ve bunu kendi çıkarına kullanabilecek gücü varken Ateş'in zayıflığı olmasıydı. Kızım her seferinde adamı ortada bıraktı... 😁

Kitabın sonunda tam Bahar ameliyattayken Ateş'in kız kardeşi kaçırıldığında Ateş'in Bahar'ın hayatıyla Aşkın'ı tehdit etmesi yapılmaması gereken bir şeydi belki ama onu da anladım. Çünkü her ne kadar kendi de bulabilecek olsa da Aşkın'ın aslında V'nin ondan daha hızlı olabileceğini biliyordu bence içten içe... bu konuda yardıma ihtiyacı vardı ve yanlış bir hamle yaptı ama tabi benim kızım yine de olayı çözdü. 

Ateş'den önce bulması... katliamını yapması.. sonrasında da Ferda'yı kardeşinin kollarına bırakması süperdi. 

Off Aşkın... sen aslında bir Türk kadının içindeki bastırılmış güç, öfke, nefret ve kinsin. Gerçekte de senin gibisine ihtiyacımız var. 

Aslında o kadar çok şey var ki anlatmak istediğim ama henüz yeni bir kitap ve deli gibi spoiler vereceğim korkusuyla susuyorum. Ama şunu söylemeliyim ki kitap muhteşemdi. Tek kelimeyle mükemmeldi. Uzun zamandır gece yarılarına kadar kitap okumamıştım ve bunu bana kırdıran bir kitap oldu. 

Beni böylesine kendine hayran bıraktıran bir kadın J.J. Mcavoy'ın Acımasızlar ve Dokunulmaz Serisi'ndeki Melody Giovanni'ydi. Şimdi de Aşkın yani nam-ı diyar V oldu. 

Ahh seviyorum böyle kadınları... 

Sizlere de şiddetle tavsiye ederim. 


Ateşpare Serisi



~~~*~~~
"Ölmek değildi asıl zor olan, ölümü beklemekti."
~~~*~~~ 


Kitabın adı      : Ateşpare
Yazarı            : Ceren Melek
Seri Bilgisi       : Ateşpare #1
Yayınevi          : Ephesus
Sayfa sayısı     : 432

Kitabın tanıtım yazısı: 

Adalet peşinde koşarken kendi kimliğini kaybeden bir seri katil: Aşkın. Üstün zekâsı ve kan dondurucu oyunlarıyla yıllardır yakalanmayan, kimliği bilinmeyen, tüm dünyanın aradığı bu seri katil ona gelen her işi içindeki vahşetle başarıyla tamamlamıştır. Ancak bir gün karşısına yeni bir kurban çıkar. Bu kurban Cebonayan adlı gizli bir örgütün lideri Ateş Alanguva’dır.

 

Aşkın her işinde başarılı olduğu gibi bu işte de başarılı olacağını düşünür ve kibrine yenik düşerek Ateş’in peşine düşer. Ancak Aşkın’ın bilmediği bir şey vardır: Ateş de en az Aşkın kadar zeki ve tehlikelidir çünkü Ateş mafyatik gücü ve akıllara durgunluk veren teknolojik donanımıyla karanlık dünyaların efsanevi ismidir.

Aşkın ve Ateş’in yolları kesiştiğinde, yırtıcı bir güç savaşının içinde bulurlar kendilerini. Aralarındaki çekimle artık Ateş ve Ateşpare yangına düşmüşlerdir ve bu yangının ne denli büyük olduğunun farkında değillerdir.

 

“Korkmuyordum, ne karanlıktan ne gürleyen gök gürültüsünden ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm; ben zarar görmez, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi. Bu benim mesleğimdi.”

 

*Uyarı: Argo ve küfürlü ifadeler içerir.
Yetişkin okurlar içindir.




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın