.jpeg)
"Aramızda açıklanamayan çok şey var, değil mi? Bende ne görüp de böyle tutulduğunu hala hiç anlayamıyorum mesela."
"Önemli olan senin bende ne gördüğün meleğim" dedi sessizce. Yüz hatları yumuşamıştı. "İçimde neler olduğunu bildiğin halde, benim seni istediğim kadar beni istiyor olman. Ya uyandığımda yanımda olmazsa diye korkarak uykuya dalıyorum her gece. Ya da ya seni korkutup kaçırdıysam diye... Ya da yalnızca bir düşsen diye..."
"Hayır. Gideon." Tanrım. Yüreğimi burkuyordu bu adam. Darmadağın ediyordu beni.
"Seninle ilgili hislerimi senin bana anlattığın gibi anlatmıyorum ben, biliyorum, ama seninim işte. Bunu biliyorsun."
"Evet, beni sevdiğini biliyorum Gideon." Çılgınca. Ölçüsüzce. Takıntıyla. Tıpkı benim ona karşı olan hislerim gibi.
"Sana kapıldım ben Eva."
*****
"Kıskançlık hissetmek için hiçbir nedenin olmasın diye her türlü zahmete giriyorum ama sen böyle sahiplenme krizlerine girince de hoşuma gidiyor. Benim için savaşmanı istiyorum. Bu kadar önemse beni istiyorum. Benim için deli ol istiyorum. Ama güvenin olmadığı yerde böylesi bir sahiplenmenin sonu azaptır. Eğer bana güvenmiyorsan tutunacak hiçbir şeyimiz yok demektir."
"Güven karşılıklı olur Gideon."
Derin bir soluk aldı. "Kahretsin. Bakma bana öyle."
"Senin kim olduğunu anlamaya çalışıyorum. Karşıma dikilip, beni düzmek istediğini açıkça söyleyen o adam nerede? Onu terk ettiğim sırada bile benden kopamadığını söylemekten çekinmeyen adam? Senin her zaman öyle acımasızca dürüst olacağına inanmıştım. Buna güvenmiştim. Şimdiyse..." Kafamı salladım, boğazım daha fazla konuşamayacak kadar düğümlenmişti.
Zalim bir ifadeyle incelen dudakları inatla kapalı kaldı.
Bileklerinden tutup ittim ellerini. İçim parçalanıyordu. "Bu kez ben kaçmıyorum ama sen beni kendinden uzaklaştırıyor olabilirsin. Bunu düşünsen iyi olur."
*****
Gideon dağınık saç tellerimi şakaklarımdan arkaya doğru itti. Bu arada kendi ipeksi saçları o biçimli yüzünün etrafına dökülüyordu. "Ve belki de, eğer gerçekten şanslıysam, yarın kendini daha iyi hissedersin ve beni yeniden seversin."
Ah Tanrım! Yüreğim göğsümün içinde sızlandı. "Seni şimdi de seviyorum Gideon. Tek sevmediğim, sır saklaman. Bu bizi ayıracak."
"Buna izin verme" diye mırıldandı, parmaklarını kaşlarımın üstünde gezdirirken. "Güven bana."
"Sen de bana güvenmelisin."
Üzerime eğilip dudaklarını yumuşakça bastırdı dudaklarıma. "Bilmiyor musun meleğim?" diye soludu. "Senden daha çok güvendiğim kimse yok."
*****
"İnsanlar aşkı atlatabilirler. Aşksız yaşayabilirler, hayatlarına devam edebilirler. Ama benim için bu mümkün değil. Sen olmazsan yaşayamam ben Eva."
Bana baktığında yüzünde gördüğüm ifade soluğumu kesti.
"Sen benim takıntımsın meleğim. Bağımlılığımsın. Hayatım boyunca istediğim ya da ihtiyaç duyduğum her şeysin, hayalini kurduğum her şeysin. Sen her şeysin. Seni yaşıyor, seni soluyorum ben."
Öbür elimi de tutuştuğumuz ellerimizin üstüne koydum.
"Hayat senin için daha nelerle dolu. Yalnızca sen bilmiyorsun daha."
"Başka hiçbir şeye ihtiyacım yok benim. Her sabah yataktan kalkıp dünyayla yüzleşiyorsam, içinde sen olduğun içindir."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın