24 Ağustos 2023 Perşembe

0 ANİME YORUMU // Castlevania


İlk defa bir anime yorumuyla karşınızdayım. Üstelik film de değil dizi yorumuyla. 
İş arkadaşımın tavsiyesiyle keşfettiğim ve keşke bitmesin diyerek sonlandırdığım, izlerken elimden bırakamadığım bir anime serisiydi. 

Her bir bölümü ayrı bir aksiyon, heyecan ve nefes kesiciydi. Aman anime, çizgi film falan filan demeyin cidden muhteşemdi, ayrıca ciddi olarak yetişkinlere hitap ediyordu, çocuklar için ürkütücü olabilecek sahneler vardı. 

Şimdi hangi animeyi izlesem modundayım o kadar sevdim bu türü. 😍

Bir de bölümler kısa kısa olduğu için de hemen bitiyordu bir bakmışsınız saatlerce elinizden bırakamamış ve bir sezonu bitirmişsiniz. Kısa bölümden kastımda 20-30 dakikalık her bölüm.

Bu arada dizi, yetişkinlere göreydi. Fazlasıyla yaratıklı, kanlı, cinayetli bir diziydi. Vampirler ve gece yaratıkları var zaten başka türlüsü beklenemezdi bu yüzden kesinlikle buna özellikle dikkat edin. Cinsellik yoktu tek bir bölümde vardı onda da çok fazla öyle bir durum söz konusu değildi ama kan kısmında kesinlikle yetişkin izleyiciler için olduğunu söylemeliyim. 

Keşke bitmeseydi 😥😢😭

Sezon sayısı      : 4 sezon
Bölüm sayısı     : 32 bölüm (bütün sezonlar dahil)
Türü                  : Animasyos, Aksiyon, Dram, Macera
Yaş Sınırı          : +18
Yapım tarihi     : 2017-2021
Yapımcı             : Warren Ellis

Puanım             : 9 / 10

Bu arada yukarıda 32 bölüm ooo uzunmuş diye düşündürtmesin size 4 sezonun toplam bölüm sayısıdır. Dizinin kısa bir künyesini verdiğime göre önce konusuna sonra da yorumuma geçiyorum.  

Dizinin yorumuna gelirsek öncelikli olarak; şatosunda yaşan ve etrafına, daha doğrusu adı dahi geçtiğinde herkese korku salan Dracula, bir gün ilim, bilim, tıp öğrenmek ve insanlara yardım etmek için kapısına gelip ondan bu konuda bilgisini paylaşmasını isteyen Lisa aşık olur. İkili arasında sonsuz bir aşk oluşur ve bu aşk ikisinin de sonunu hazırlar. Lisa, Dracula'ya insan gibi yaşama konusunda zorlasa da onu seyahatlara çıkmaya ve insanları gözlemlemesi için zorlar. Dracula'nın seyahatte olduğu bir an psikoposlar tarafından kaçırılan ve cadı diye iftira atılarak yakılarak öldürülen Lisa'nın intikamını almak için her yere yıkım getirir. Dracula'yı durdurmak istenelerle onun destekçileri arasında da savaş sürmeye devam eder. 

Vampir ve gece yaratıklarının avcısı olan aileden gelen Trevor Belmont ve bir büyücü konuşmacı olan Sypha'nın bir şekilde yolları kesişir ve ikisi de aynı zamanda bahsedilen ölümsüz savaşçıyı Alucard'ı da uyandırarak Dracula'ya karşı savaşırlar. Alucard aynı zamanda Dracula ve Lisa'nın çocukları ve bir yarı vampirdir. Normal vampirlerden farklı olarak gündüz de dışarı çıkabilmektedir. Üçünün Dracula'ya karşı olan savaşlarının sonucunda bir şekilde Dracula'yı öldürmeyi başarsalar da asıl olaylar ondan sonra patlak verir. Çünkü efsanevi vampirin arkasında bıraktığı güç onun geri gelmesini istemektedir ve bir diğer tarafta da Camilia vardır. Camilia  ise kendi imparatorluğunu kurmanın peşindedir, bir şekilde yanına çektiği demirci ustası Hector ile gece yaratıkları yaratıp kız kardeşleriyle beraber dünyayı yönetmeyi hayal eder. Ancak karşısında hiç bilmediği güçler vardır. Ayrıca karşısında başka biri daha vardır Dracula'nın ölümünün intikamını almak isteyen Isaac'da onların peşindedir. 

Şimdi insanları gece yaratıklarından, Dracula'nın arkasında bıraktığı yıkımdan ve diğer vampirlerden korumaları gerekmektedir. 

Trevor, Syphia ve Alucard bir tarafta savaşırken Isaac ve Hector da başka bir yerde savaşmaktadır. Bu savaşı ise kimin kazanacağını ise animeyi izleyerek öğreniyoruz. 


Öncelikle söylemek istiyorum ki Dracula'nın şatosu muhteşemdi. Resmen ürkütücü, görkemli, hayranlık uyandırıcı, büyülü ve muazzam bir şatoydu. Tam da efsanevi bir vampire yakışacak bir şatoydu.

Trevor, Syphia ve Alucard arasındaki iletişim, diyaloglar, ilişki çok güzeldi. Arkadaşlıkları ise muhteşemdi. Bütün başka hayatlara ait olma durumlarına rağmen beraber muhteşem görünüyorlardı. Özellikle beraber savaştıkları noktalar da... o sahneleri izlemek hayranlık uyandırıcıydı. 

Üçünün yolları ayrılıp da savaşlarına bağımsız devam ettiklerinde de Alucard'a çok üzüldüm çünkü adam yalnız olmamalı ve daha da önemlisi iyi niyeti hep suistimal ediliyor sonra da vampir, insanları kazığa geçirdi... o insanlar da kendisine yardım edene ihanet etmesinler dedirtti. 

Hector'a her ne kadar hep salak bir karakter olduğunu düşünsem de sonunda beni şaşırttı. Aslında adamın içinde olukça zeki bir adam varmış. Isaac ise... o da aslında içinde, özünde iyi olduğunu gösterdi dizinin sonunda... ama ikisi de insanlardan çok fazla darbe yiyince geriye insanlardan nefret eden iki yetenekli adam kalmıştı. Şimdi ise ikisi de aslında herkesin yanlış, kötü olmadığını gördüler. 

Ama Hector'un da mutlu olduğunu görmek isterdi kızıl vampirimle. Bu arada cidden kızıl vampirim Lenora çok güzeldi. 😍 kızım kendi infazını verdi ama keşke vermeseydi dedim izlerken... 

Carmilla bence dizinin Dracula'dan sonra en iyi detaylarından biriydi. Bir diğeri de dizinin sonundaki Ölüm... Offf zaten Dracula, Carmilla ve Ölüm'ün sonlarının olduğu sahneler efsaneviydi. 

Dizinin sonu ise... o son devamını gelecek modda bir sondu ama bitmiş öyle diyorlar. Keşke bitmese 😭

Neye göre kime göre mutlu son bilemem ama bence bu diziye yakışan bir sondu ama keşke azıcık daha uzun olsaydı dedim. Çünkü cidden çok severek izledim ve dediğim gibi Trevor, Alucard ve Syphia'nın beraber savaştıkları sahneler süperdi. 

İlk anime deneyimimdi ama çok keyfi alarak izledim. Mutlaka da tavsiye ederim eğer yaş ortalamanız tutuyorsa... 


👇 1. Sezon Fragmanı 👇




👇 2. Sezon Fragmanı 👇




👇 3. Sezon Fragmanı 👇




👇 4. Sezon Fragmanı 👇



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın