~~~*~~~
Eğer Rus Pakhan'ı tarif etmek için bir sıfat seçmem gerekseydi bu, harap edici olurdu.
~~~*~~~
Çıktığından beri ilgimi çeken bir kitabı yorumuyla karşınızdayım. Açıkçası çıktığında işte bu kitap benim olmalı dedim çünkü dark romans türünde kitapları okumayı severim. Üstelik bir de hakkıyla yazılmış mafya kitaplarını da çok severim. Bu kitabın kurgusu da o türde olunca almalıyım dedim.
Şimdi yorumuyla karşınızdayım.
Öncelikle şiddet içerikli bir kitap olduğu için ve içerisinde yer alan erotizmden kaynaklı olarak +18 olduğu konusunda uyarayım.
7 kitaptan oluşan Perfectly Imperfect Serisi'nin ilk kitabı ama kitaplar yarım kalmıyor sonlanıyor. Her kitap başka bir karakteri anlatıyor. Ancak kurgusal bütünlük açısından sıralı okunması tavsiyemdir.
~~~*~~~
Normal bir insan gibi korkmak yerine ona kapıldığımı hissediyordum.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Roman, Rus Mafyasının lideridir ve çalıştığı adamlardan, aslında önemsiz ayak işlerine bakan adamlardan birinin kendisinin parasını dolandırdığını öğrendiğinde karşısında iki seçenek vardır. Ya adamı öldürecek ya da kızıyla anlaşmalı evlilik yapacaktır. Çünkü aylar öncesinde kendisine kurulan bir pusuda ağır yaralanmış ve yürüme zorluğu çekmektedir. Hala iyileşme ve tedavi sürecinde olsa da tahtında gözü olan çakallar onu indirebilmenin peşindedir. Bu yüzden de bir evlilik yapmaya ihtiyacı vardır. Ayağına gelen fırsatı değerlendirir ve adamın kızı Nina'ya bir anlaşma sunar. 6 ay evli kalacaklar ve sonrasında boşanacaklardır. Hem Nina'nın babası hayatını kurtarmış olacak hem de Roman düşmanlarına göz dağı vermiş olacaktır. Ancak oldukça başarılı bir ressam olan Nina, genç adamın beklediği gibi biri çıkmaz. Genç kızın doğallığı, kendisinden korkmaması, kendisine karşı tavırları genç adamın ilgisini çekerken her geçen an Nina'ya daha da kapılmaya başlar. Nina ise karşısındaki adamın kim ve işinin ne olduğunu bilse de içinde Roman'a karşı hisler büyümeye başlar. Özellikle de birbirlerini tanımaları ve bütün kusurlarıyla kabullenmeleri de aralarındaki çekime büyük bir katkı sağlar. Ancak önlerinde bir engel vardır. Roman'ı kendisine zarar veren bir adamı öldürürken gören Nina, nasıl bir hayatı kabul ettiğini fark eder. Genç kadını şimdi ciddi bir karar bekliyordur. Her şeyiyle Roman'ı kabul edip o hayata dahil mi olacak yoksa aşkına rağmen geri adım atıp gidecek mi? Roman ise aşkı ile en büyük sınavını vermeye başlar...
Aslında oldukça ilgi çekiciydi konusu, hatta direk olaya girerek konuya başlaması da çok iyiydi. Daha ilk sayfalardan kitabın içerisine çekti beni. Öyle ki ilk elime aldığımda 80 sayfa falan okudum sonra dün akşam aldım elime kitabı sonra bir baktım ki bitmiş. Son sayfaları okuyorum... öyle aktı gitti. Zaten çok da kalın bir kitap değildi hemen de bitti.
~~~*~~~
Ne tuhaf bir varlıktı. Eskiden zamanımı geçirdiğim kadınlardan çok farklıydı. Tazeleyici ve tehlikeli biçimde cezbediciydi.
~~~*~~~
Önce eleştireyim sonra sevdiğim kısımları söylerim. 😆 Kitap genel olarak güzeldi ama bence çok geçiştirilmişti. Aşırı akıcıydı ama çok detaysızdı. Yani şöyle bir kurgu azıcık daha uzun olabilir ve olaylar daha oturaklı olabilirdi. Çok çabuk aşık oldular, çok çabuk olaylara adapte oldular, birbirlerine bir anda kapıldılar, bir mafya babasının gizemli işlerinden hep uzak kaldık, bir iki sahnesinde okuduk o kadar.
Roman iş için çıkıyor falan Nina hop oturuyor hop kalkıyor endişeli falan... Roman ne yapıyor? Detay isterdim. Kendisine pusu kuranları yakalarken intikamını almasında daha detaylı isterdim fazla basit oldu. Okkalı yazılmış mafya kitaplarında bunları en üst seviyede okuyunca bu biraz ortalama kaldı açıkçası.
Nina'nın olaylara yaklaşımını sevdim. Zaten yaptığı resimlerden içindeki karanlık tarafı görüyorduk ama yine de tek bir sahneye kadar hiç mi korkmadın? Normal bir insanın asla kaldıramayacağı şeylere çok fazla normal yaklaştı ve bu da bir tık bu kadar kolay olmamalı hissi doğurdu.
Fazla yüzeysel geçilmiş olduğunu düşündüğüm sahneler, daha detay istediğim yerler vardı ama bunların yanında tabi ki sevdiğim kısımlar da vardı. 😇
Nina'nın yaptığı resimlerin anlatımı çok iyiydi, gözümde canlandırırken bile hayran olduğumu itiraf edeyim.
Sergideki halleri de öyle ve açıkçası bir resim sergisine hiç gitmedim ama gitmeye özendim. 🙈
~~~*~~~
Nina başını kaldırdı, bakışlarımız buluştu ve bana gülümsedi. Sanki karanlık bulutların arasından bir anda doğan güneş sıcaklığıyla bana çarpıverdi ve kendimi tüm bunların rol değil de gerçek olmasını dilerken buldum.
~~~*~~~
Roman'ın sakatlığı, iyileşme süreci, çabalaması çok güzel anlatılmıştı. O satırlardaki hırsı, vazgeçmemesi çok güzeldi. Hatta o zamanlarda Nina'nın desteği de çok güzel anlatılmıştı. Onu odada tutma çabası, dinlenme çabasını çok güzel anlatılmıştı ve o sahneleri çok sevdim.
Bunun yanında Arnavutlarla olan yemek de çok güzeldi. Özellikle de Nina'nın olaya dahil olduğu kısım, yürü be kızım dedim 😎
Kitabın sonlarındaki o savaş sahnesi güzeldi ama detay isterdim. Özellikle de Sergei'yi merak etmeme neden oldular. Onun kitabını merakla, heyecanla bekliyorum.
Bir de kitap bir Nina bir de Roman tarafından anlatılıyordu açıkçası bölüm bölüm geçişlere alıştık ama bir bölümde bir iki sayfa Nina bir iki sayfa sonra Roman tarafından anlatım vardı ve bu durumu pek sevmiyorum ben. Hep tek anlatıcı olsun istiyorum ama o yoksa da en azından bölüm bölüm değişsin... 😔
Neyse çok uzatmayayım, kitabı çok gömmüşüm gibi hissettim ama aslında sevdim de. Devamını okur muyum? Tabi ki evet! Seviyorum böyle kitapları.
Ben çok büyük beklentiye
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3 veriyorum. 🌟🌟🌟
~~~*~~~
Vahşi kedim yanımda kıvrılmadan bir geceyi daha çıkarabilmeme imkan yoktu. Gittiği gün kara kalbimi de alıp yanında götürmüştü ve eğer hayır derse onda kalabilirdi. Zaten artık bir başkasına ait olamazdı.
~~~*~~~
Perfectly Imperfect
Kitabın adı : Tuvaldeki Yaralar
Orijinal adı : Painted Scars
Yazarı : Neva Altaj
Çevirmen : Tuba Özkat
Seri Bilgisi : Perfectly Imperfect #1
Yayınevi : Artemis
Sayfa sayısı : 240
Kitabın tanıtım yazısı:
Kusursuz olmayan bir dünyada yaşıyor olabilirdi ama bu, onun aşkının kusurlu olduğu anlamına gelmezdi.
Neva Altaj’ın çıkış romanı olan Tuvaldeki Yaralar, okurlarını kusurlu bir dünyada var olma mücadelesi veren
iki kişinin, aksiyon ve romantizm dolu aşkını okumaya davet ediyor!
Nina
O, çekici, büyüleyici ve baştan çıkarıcı biri,
Ve aynı zamanda soğukkanlı bir katil.
Yine de bu göz korkutucu adamla, Rus mafyasının Pakhan’ıyla evlendim.
Buna mecbur kaldım. Anlaşmanın parçasıydı.
Şimdiyse korkuyla titrerken,
Mutlu bir evliliğim varmış gibi rol yapıyorum.
Ve bu acımasız adamın pençelerinden kurtulmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Roman
İstediğim her şeyi elde ederim.
Ve bu kusursuzca kusurlu küçük manipülasyon ustasını istiyorum.
İnsanları, bana deli gibi âşık olduğuna inandırmak için kandırma şekli,
Sadece onu daha çok istememi sağlıyor.
Henüz kendisi bilmiyor.
Ama gitmesine izin vermeyeceğim.
Anlaşma iptal.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın