~~~*~~~
"Gerçeğin kesinliği karşısında umut kayba uğruyor. Bu yüzden karar vermek kolay değil."
~~~*~~~
En yeni historical romans kitabı Hayali Evlilik Gerçek Aşk'ı okudum. Aslında o kadar hasretiz ki bu türe çıkan her yeni kitapla heyecanımız arşa çıkıyor.
Rokesbys Serisi'nin ikinci kitabı ile Epsilon hepimizi şaşırttı. Tam umudumuzu kaybettiğimiz anda bir kitap çıkarıyor resmen içimize minicik umut serpti muhtemelen bu umudun bizi bir buçuk iki sene götürmesini bekleyeceğiz.
4 Kitaptan oluşan Rokesbys Serisi'nin ikinci kitabıydı. Rokesbys kardeşlerin hikayelerini konu alan seri her kitabında bir kardeşin hikayesini anlatıyor ama kurgu bütünlüğü bakımından sıralı okumasının daha iyi olacağını düşünüyorum.
~~~*~~~
Onunla mutlu olmak çok kolaydı, kendisi gibi olmak çok kolaydı. Ama bu onun hayatı değildi. Onun karısı da değildi. Ödünç aldığı bir roldü bu ve sonunda onu geri vermek zorunda kalacaktı.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Cecilia, sık sık mektuplaştığı askerde olan erkek kardeşi Thomas'tan haber alamamıştır. Bu süre zarfında babası da ölünce ne yapacağını bilemeyen Cecilia, bir gün bir mektup alır ve kardeşinin yaralandığını öğrenir. Ona bakabilmek ve yanında olabilmek için askeri yerleşim yerine dönüşen New York kolonisine gider. Oraya gittiğinde kardeşi hakkında bile almak için çırpınmasına rağmen yeterli bilgi alamayan Cecilia, kardeşinin an yakın arkadaşı Edward Rokesbys'ın de hasta olduğunu ve hastanede yattığını öğrendiğinde hem genç adam yardımcı olmak hem de bir kontun oğlu olmasından dolayı yardımcı olabileceğini düşünerek kendini genç adamın karısı olarak tanıtır. Edward ise son birkaç aya dair hiçbir şeyi hatırlamamaktadır ve en yakın arkadaşı Thomas'ın kardeşi ile evli olduğunu öğrendiğinde ise oldukça şaşırır ama bu oyuna farkına varmadan ayak uydurur. Hem genç adam iyileşmeye çalışır hem de Thomas'tan haber almaya çalışırken eşi olarak bildiği Cecilia'ya da günden güne aşık olmaya başlamıştır. Cecilia ise genç adama her ne kadar aşık olduğunun farkında olsa da ona gerçeği söyleyemez çünkü adının bütün kapıları açtığını bildiği için bu oyuna devam eder. Ta ki Edward ansızın gerçekleri hatırlayana kadar... işte o an... Cecilia ile yüzleşmesi ve en yakın arkadaşı Thomas'a ne olduğunu öğrenmesi gerekiyor. Aşk kazanacak mı yoksa yalanların ardından kayıp mı edecek onu okuyoruz.
Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki çok hevesle almama ve bu yazarı sevmeme rağmen ne yazık ki çok büyük beklentileri karşılayacak bir kitap değildi. Sanırım bir süredir İngiliz Aristokratlarını okuyor oluşumdan dolayı da böyle hissetmiş olabilirim ama kesinlikle muhteşemdi diyemem... O Bridgertons Serisi'ndeki zevki vermiyor. Ama yine de güzel bir kurguydu.
Ayrıca şöyle bir konu vardı ki her ne kadar historical romans olsa da kurgusu okurken pek o hissi vermiyor çünkü, New York'ta bir İngiliz kolonisinde geçiyor ve o bildiğimiz aristokrasiden uzakta olması da o hissi öldürüyor. Evet, Edward bir kontun oğlu falan ama bazı şeyler sadece sözelde kalıyor hayatlara dahil olmuyor bu yüzden de sanırım o hissi pek vermiyor. Bu konuyu da uyarı olarak not düşeyim 🙈
Cecilia'nın erkek kardeşine bağlılığı, onun için göze aldıkları çok güzel anlatılmıştı. Çok sevdiğimi söylemeliyim. Kardeşini aramak için sınırlı imkanlarıyla New York'a askeri kolonilere seyahat etmesi... haftalarca... en büyük cesaret örneğiydi resmen. Zaten en büyük şansı da bence kesinlikle Edward'a denk gelmesiydi yoksa hala zorlanıyor olabilirdi. Sonuçta genç adam bir kontun oğlu ve kapılar adıyla açılıyor...
~~~*~~~
Yüzünü sadece birkaç gündür tanıyor olabilirdi ama kalbini çok daha uzun süredir tanıyordu. Ondan asla şüphesi yoktu. Ondan asla şüphe edemezdi.
~~~*~~~
Edward ise... adamım ya onu okumak cidden bir zevkti. Mesela o erişilmez aristokratlardansa Edward'ın samimiyeti ve zayıflıklarını ortaya sergilercesine olan tutumu çok güzeldi. Keyifle okudum onu.
Edward'ın geçmişi hatırlamaması ama Cecilia'ya da gözü kapalı güvenmesi çok güzeldi. Çünkü genç kadını sadece erkek kardeşine yazdığı mektuplardan tanımasına rağmen güvenmesi ve yardımcı olması çok güzeldi.
Thomas için yaptıkları araştırmalar çok güzeldi. Bir kere daha Rokesbys adının açamadığı kapı olmadığını gördük.
Cecilia ile Edward arasındaki sohbetler ve iletişim çok güzeldi. Özellikle birbirlerine takıldıkları noktalar çok eğlenceliydi. Hatta Edward'ın katılacakları balo için Cecilia'ya elbise bulma çabası da çok güzeldi. Tabi bir de Cecilia'nın çileğe olan alerjisi... o kadar iyi anlıyorum ki çünkü aynı dert bende de var... 🙈
Bölüm başlarındaki mektup detayları da çok güzeldi en sevdiğim kısımlardı resmen o kısımlar.
Kitap henüz çok yeni olduğu için çok detay vermemeye çalışıyorum. O yüzden yorumu da kısa keseceğim.
Ancak şu kadarını söyleyeyim aşırı büyük beklentiyle okunacak bir kitap değildi. Bence ortalamanın üstünde ama işte bu be dedirtecek bir kitap değildi bunu bilerek okuyun. Çünkü ben her historical romansa büyük beklentiyle başlıyorum sonra beklediğimi bulamıyorum. 😌Önden sizi uyarayım.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟
~~~*~~~
Şuanda iskambilden yapma bir evde yaşıyordu ve Edward hafızasını geri kazandığı anda her şey yerle bir olacaktı.
~~~*~~~
Rokesbys Serisi
- Eşsiz Bayan Bridgerton
- Hayali Evlilik Gerçek Aşk
- Öteki Bayan Bridgerton
- First Comes Scandal
Kitabın adı : Hayali Evlilik Gerçek Aşk
Orijinal adı : The Girl With The Make-Believe Husband
Yazarı : Julia Quinn
Çevirmen : Ayşe Belma Dehni
Seri Bilgisi : Rokesbys #2
Yayınevi : Epsilon
Sayfa sayısı : 360
Kitabın tanıtım yazısı:
Sen bir savaş darbesiyle daldığın derin uykunda ölümle kalım mücadelesi verirken, ben, Cecilia Harcourt, ailemden kalan tek ferdi, kardeşimi bulup iyileştirmek için Atlantik’i aşıp bu savaş arenasına, New York’a geldim. Ve kader karşıma kardeşimi değil, seni çıkardı... Kardeşimin silah arkadaşını, Edward Rokesby’yi. Yaralı, bakıma muhtaç ve yalnızdın.
Ya arkamı dönüp gidecek, kardeşimden de umudu kesecektim. Ya da bir işe yarayacak, hayatını kurtaracaktım. Ama senin gibi soylu birinin yanına benim gibi sıradan birini yaklaştırmazlardı. Bazı engelleri aşmak için gerçekliğin birtakım düzenlemelere ihtiyacı vardı.
İşte küçük bir yalanın başlama hikâyesi...
İşte senin yalancıktan karın olma hikâyem...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın