~~~*~~~
"İnsanlar diğer insanları öldürmek için sürekli yeni yollar buluyorlar."
~~~*~~~
Seriye kelimenin tam anlamıyla kaldığım yerden devam edip 8. kitabın yorumuyla karşınızdayım. Aslında uzunca bir ara vermiştim ve şimdi instgramda okuma grubunda her ay bir kitabı okununca bende eşlik edip seriyi okuyayım dedim.
Doğru okudunuz serinin 8. kitabı aslında seri oldukça hem de çok oldukça uzun bir seri ve ülkemizde daha yeni 20'li sayılara geldik normalde düzenli çıkarsalardı yurtdışıyla hemen hemen beraber gidiyor olabilirdik ama neyse en azından unutmadılar da geçtiğimiz ay bir kitabını çıkardılar. Çok şükür... 🙏
Umarım yine bizi yıllarca bekletmezler...
Bilmeyenler için kısaca özet geçeyim ultra teknolojinin olduğu bir dünyada geçen polisiye kurgunun içine harmanlanmış bir romans. Yani her kitapta bir seri cinayet davası var ve bu davayı üstlenen dedektif Teğmen Eve Dallas'ın hikayesini anlatıyor. O yüzden polisiye severlerin de romans severlerinde zevkle okuduğu bir seri olduğunu söylemeliyim.
~~~*~~~
Ne zaman bir ölüye baksa, bir kurban olmanın ne demek olduğunu anımsıyordu. Bir olayı her sonuçlandırdığında, hem ölen kişi için hem de isimsiz bir kız çocuğu için zafer kazanıyordu.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Eve Dallas, görev esnasında bir cinayet haberi alır ve olay mahalline gittiğinde dilenci kesimden bir adamın öldürüldüğünü görür. Herkes bunun sıradan bir cinayet olduğunu düşünse de Eve'i işkillendiren bir detay vardır. O da adamın kalbi çıkarılmıştır. Öyle muntazam ve profesyonel bir işçilikle ameliyatı yapılmıştır ki bu Eve'in ilgisini çeker. Üstelik bu adam hasta ve kalbi işe yaramazken bu özenin verilmiş olması da genç kadını iyice şüphelendirir. Bunu araştırırken bir cinayet davası daha gelir ve aynı profesyonellikle işlenen bir cinayet daha vardır. Bu seferki kurbanın da böbrekleri alınmıştır. İşte bu noktada olaya seri cinayet davası olarak yaklaşan Eve, olayların aslında düşündüğünden daha da büyük olduğunu görür. Sonra ekibiyle bir araştırmaya girdiğinde öğrenir ki benzer olaylar Londra ve Paris'te de yaşanmıştır ve bir şekilde üstü kapatılmıştır. Eve, bunu iyice araştırmaya başladığında rahatsız ettiği üst makamlar genç kadının başına musalla olur. Eve, doğru yolda olduğunu düşünürken görev esnasında tartıştığı bir polis memurunun öldürülmesi genç kadının açığa alınmasını sağlar ve davadan uzaklaştırılır. İşte bu noktada Eve için olaylar kopar çünkü Eve'in her şeyi işi, rozeti ve silahıdır. Her ne kadar görevden uzaklaştırılmış ve dava kendi ekibinden birine verilmiş olsa da Eve, uzaktan araştırmalarına ve ekibiyle bağlantı kurmaya devam eder. Çünkü Eve'e göre her cinayetin, kurbanın hakkı savunulmalı ve suçlu cezasını çekmelidir. Eve'in bu cinayetleri çözme çabası, kendini aklama çabası ve bütün bunların yanında da çevresindeki insanların destekleriyle güçlü kalabilme çabasını okuyoruz.
Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki; Roarke... adamım yeminle senden bir tane varmış onu da Eve kapmış.. kitap karakteri olacak kadar mükemmel bir detaysın ama yine de gerçek dünyada bütün okurların da kalbini çalıyorsun. Her okuduğumda bir kere daha aşık oluyorum sana ve bu çok büyük bir haksızlık... 💞 Neyse Roarke aşkımı ancak seriyi okuyan bilir... anlar... çünkü her okuyan aşık adama 💕
~~~*~~~
Eve'in kalbi heyecanla dolmuştu. Kalbinin avuçlarına düşmediğine şaşırıyordu. Roarke onun kalbine zaten sahip olmuştu ve ona.
~~~*~~~
Kitabın yorumuna geçeyim ben azıcık...
Cinayetlerin kurgusu, altında yatan nedenler, işleyenler ve daha da önemlisi bu kişilerin amaçları, ekibi oldukça zekice kurgulanmış ve oldukça iyi yazılmıştı. Çünkü normalde böyle bir işin altından bir iki kişi çıksaydı katil olarak pek tatmin edici olmazdı bence. Ayrıca öyle bir gücü ve erişilmezliği de çok güzel yazmıştı yazar.
Eve'in cinayet mahallindeki tavırları, kontrolü ele alış şekli, katilin ve kurbanın açısından bakış açısı çok güzeldi. Bunu her kitapta okuyoruz ama bu kitapta etkileyici gelmesinin sebebi sanırım kurbanların kim oldukları, nerede yaşadıkları ve nasıl öldürüldükleriydi. Cidden ilk kitaplarda Eve'in dediği gibi "Her cinayet kurbanın hakkına ihlal"...
Eve'in o polis memuru Bowers ile yaşadıkları, okurken yeminle kürekle ağzına çarpasım geldi çünkü kendi yetersizliğini, beceriksizliğini resmen çirkefliğinin altına saklayarak Eve'i suçladı. Kızım sen kimsin ya karşındaki Dedektif Teğmen Eve Dallas. O kadındaki yeteneğin binde biri bile sende yok. Daha ilk sayfalardan belliydi bela olacağı ki zaten oldu da... Eve'in en büyük sınavını vermesine sebep oldu.
Eve'in görevden uzaklaştırılması ile ilgili detaylar ve duygular çok mükemmel kaleme alınmıştır. Eve'in bütün kimliği rozeti ve işiyken onlardan uzaklaşması ve genç kadının kendini tamamen çıplak, boş, kimsesiz hissetmesi güzel anlatılmıştı.
Eve'in o depresif haliyle Roarke'ın baş etme şekli çok iyiydi. Karısına aşık bir adam dedim. Hayır zaten Roarke'e hayranız bir de o satırlarda iyice kapıldık adama.
~~~*~~~
"Acı çekmek zorunda kalacak, ama çok uzun süre çekmesine izin verme Roarke. Bazen öfkesine de ihtiyaç duyacak. Öfke, onun en önemli güç kaynağı olacak."
~~~*~~~
Summerset bile genç kadını sevdiğini gösterdi. Resmen ayı yavrusunu döverek severmiş ya Summerset'de öyleydi... genç kadına laf sokmadan duramıyor, gerçi Eve'de ona laf sokmadan duramıyor. 😂 Bu ikiliyi çok seviyorum. Hatta Eve'in yaşadığı o buhran anında bile genç kadına dikkat eder hali, önemsemesi çok güzeldi.
Eve'in kendini toparlaması, dışarıdan destekle cinayet davasına dahil olması güzel kurguydu. O dava Eve olmadan çözülürdü belki ama yine baya zaman alırdı çünkü genç kadının beyni cinayetlerde normal çalışmıyor bu bir gerçek.
Bütün teşkilatın, Eve'in Bowers'ın cinayetinden sorumlu olmadığını bilmesi, bundan emin olmaları güzel bir destekti. Ama işte bazen prosedürler ne yazık ki insanın elini kolunu bağlıyor.
Yine de herkesin Eve'i desteklemesi, genç kadına inanması çok güzel detaylardı.
Roarke'ın çocuk konusundaki fikirlerini ortaya atması ve Eve'in buna yaklaşımı çok güzeldi. Açıkçası azıcık eğlenmiş olabilirim o satırlarda. Belli ki Roarke ilerleyen zamanda bebek isteyecek ve Eve'de buna şiddetle karşı çıkacak... sonucunda kim kazanacak merak ediyorum. Desteğim Roarke'dan yana çünkü o adamın DNA'sı asla onunla son bulmamalı 🙈
Kitabı çok sevdim, cidden güzel kurgulanmış bir polisiyeydi tabi içinde aşk olması da biz romans severler için yemede yanında yatlık bir detay oldu.
Bu seriyi zaten her zaman her an tavsiye edebilirim. Her zaman da puanım hep en üst seviyede olacak.
~~~*~~~
"Bir mesleğin ne işe yaradığını ve amacını unutmaktan seni uzak tutan şey de aynı zamanda merhamet hissindir."
~~~*~~~
Kitabın adı : Ölüm Tuzağı
Orijinal adı : Conspiracy in Death
Yazarı : Nora Roberts (J. D. Robb)
Çevirmen : Sibel Eraltan
Seri Bilgisi :Ölüm Serisi (Eve Dallas) #8
Yayınevi : Epsilon
Sayfa sayısı : 408
Kitabın tanıtım yazısı:
Nora Roberts'tan Eve Dallas Polisiyeleri dizisinin sekizinci kitabı Ölüm Tuzağı, heyecanlı ve macera dolu bir polisiyenin yanı sıra Eve ve Roarke'un tutku dolu aşkını anlatmaya da devam ediyor.
Epsilon Yayınevi'nin sevilen polisiye yazarı Nora Roberts Ölüm Tuzağı'nda okurlarına yine heyecandan ellerinden bırakamayacakları bir macera sözü veriyor.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın