30 Kasım 2020 Pazartesi

0 Amy A. Bartol - Minnettar (Öngörü Serisi #3)


~~~*~~~
"O ufacık umut ışığına dokun aşkın, her şey değişene ve yine beraber olana dek."
~~~*~~~



Öngörü Serisi'ne son sürat devam ediyorum. 5 kitaplık serinin 3. kitabını da okudum ve yorumuyla karşınızdayım. Kasım ayının son kitabı Minnettar oldu ama aralık ayında bu seriyi mutlaka bitireceğim. 

Amy A. Bartol'un severek okuduğum serisi olduğunu söylemeliyim. Heyecanlı, olayların bitmediği, aksiyonu size verdiği gibi aşkı, arkadaşlığı da size veren değişik bir fantastik bir seriydi. Hatta paranormal de denebilir çünkü melek kurgulu kitaplar paranormal kategorisinde yer alıyor. 

Ayrıca seride yok yok yani.. sadece melekler ve iblisler değil daha birçok yeni tür ve değişik yaratıkların olduğunu da söylemeliyim. 

Yani kısacası fantastik türde görebileceğin en çeşitli yaratıkların olduğu bir seri bence. 

~~~*~~~
Tanıdığın düşman tanımadığın düşmandan daha iyidir.
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; ikinci kitapta Gancanaghlar'dan ve Dominion'dan kaçmayı başaran Evie, Reed, Buns ve Zee, Çin'de saklanıp yeni bir saldırı için hazırlanmaktadırlar çünkü Gancanahlar'ın lideri olan Brennus Evie'nin peşini bırakmaya niyetli değildir. Brownie ve Russell ise Güçler'den ve Dominion'dan kaçmak için onların yanında değildir, dünya ülkelerini gezmektedirler yerlerini bulamasınlar diye. Ancak Russell ve Brownie bir İfritin eline düşer. Bu şeytani iblisin amacı Evie'yi yakalamak ve onunla üreyip kendi soyunu devam ettirmektir. Evie'ye ulaşmak için de Russell ve Brownie'yi kullanmaktadır. Şimdi Zee, Reed ve Evie'nin hem bu şeytani güce karşı hem de Gancanagh'lara karşı savaşmaları gerekmektedir. 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki Buns ve Brownie'yi Evie'den daha çok seviyorum. Reed'e bayılıyorum ve kesinlikle Zee'ye de bayılıyorum. Ama bunların yanında hala içimdeki kötü çocuk sever yan da Brennus'u da seviyor :D

Bu kitaptaki hareketlilik çok iyiydi, olaylar hiç durulmuyor hep bir olaylar var ve bir savaş halindeler bu yüzden de kitap su gibi akıyor ve sizi de alıp götürüyor. Bir de öyle şaşırtıcı yaratıklar ve detaylar var ki her sayfada yeni bir beklentiye kapılıyorsunuz. Bu yüzden bu kitabı diğer iki kitaba nazaran daha çok sevdim. 4. kitap için beklentim büyük açıkçası. 

Reed'in Evie'yi korumak için yaptıkları ve sonrasında olanlar çok güzel kurgulanmıştı. Undine'lerle anlaşma yapma çabaları sonrasında ihanete uğramaları, Evie'nin keşfettiği özel yetenekler, Brennus'un Çin'e yaptığı saldırı ve Evie'yi yakalayıp sonrasında elinden kaçırması... ama en nefes kesici olan yerlerden biri de Evie'nin tek başına İfrit ile görüşmeye gitmesiydi. Gerçi gitmeseydi muhtemelen Russell ve Brownie ölecekti ama o satırlar çok güzeldi. Tabi o kısım Evie'nin hayatını oldukça değişik bir şekilde yönlendirdi. Çünkü o şeytani yaratığın elinden Evie'yi Brennus kurtardı ve karşılığında da bir anlaşma yaptılar. Bu anlaşma çok zekiceydi ve kesinlikle Gancanaghlar çok zeki yaratıklar demeliyim. 

Kozlarını çok iyi oynuyorlar. 

~~~*~~~
"Bir daha asla sahip olamayacağımı düşündüğüm şeyleri yeniden istememe neden oluyorsun, öldüğümde öldüğünü düşündüğüm şeyleri."
~~~*~~~


Brennus'un Evie'nin kalbini çalabilmek ve yanında kendi isteğiyle kalmasını sağlamaya çalışması çok güzeldi. Bazen ben bile kapıldım adama diyebilirim. 
Finn'in kendisi için bulduğu kadın ise çok büyük bir sürpriz oldu. Ayrıca Declan, Lachlan ve Faolan ile Eilon'u da çok sevdim. Gancanaghların arasında Evie rahatlıkla dolansın diye özel korumalarıydı ama hepsi de ne olduklarını bilmesem çok seveceğim tiplerdi. 

Reed'in Evie'yi sevme biçimi kesinlikle hayranlık uyandırıcıydı. Beni de sev Reed diyesim geldi çoğu zaman... Evie'nin Brennus'un elindeyken yaptıkları çok güzeldi. En sevdiğim kısımlardı... 

Evie ile Brennus arasındaki anlaşma gereği 6 ay Brennus ile kalacak 6 ay da gidebilecek. Kaldığı aylarda ise hiçbir şekilde Reed'le iletişim kuramayacak. Öyle ki Reed'in onun yanına geldiği zamanlarda yüzüne bakamıyor, sesini çıkaramıyor, hareketsizce duruyor... Bütün bunları Reed'in anlayışla karşılaması, sebepleri anlaması ve Evie'yi kurtarmak için çabalaması çok güzeldi. 

Russell'ın Evie ile iletişim kurmak için yaptıkları çok güzeldi. Evie'nin yalnız kalmaması ve Gancanaghlara uyum sağlamaması için oldukça çırpındı. 

Casimir ise kitabın bomba detayıydı. Evie'nin peşine düşmesi, onu elde edebilmek için bütün yaratıklarla anlaşması ve ortaya dökmesi... kitabın sonunda da yaşanılan savaş sahnesi nefessiz okumama sebep oldu. 

Spoiler olmayacağını bilsem çok fazla detay verirdim ama heves kaçırmamak için kısa kesiyorum. Ancak şunu söylemeliyim ki kesinlikle ilk iki kitaptan daha iyiydi. 4. kitap için heveslenmemek elde değil çünkü her geçen kitapla tehdit büyüyor nasıl kurtulacaklar merak ediyorum. 


~~~*~~~
"Sadece ne olmadan yaşayabileceğimi bildiğimden, ölüm olasılığı sevdiklerimi kaybetme olasılığı kadar vahim değil."
"Ve ben de sevdiklerini koruyarak seni hayatta tutacağım." 
~~~*~~~




~~~*~~~
"Sadece burada gelip bana dönmene ihtiyacım olduğunu söylemeliydim. Sen olmadan sadece idare edebiliyorum. Sesini duyamamak, gülümsemeni görememek, dokunuşunu hissedememek canımı yakıyor.
~~~*~~~


Kitabın adı     : Minnettar
Orijinal adı     : Indebted
Yazarı              : Amy A. Bartol
Çevirmen        : Merve Özcan
Seri bilgisi       : Öngörü Serisi #3
Yayınevi           : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı      : 464

Kitabın tanıtım yazısı: 

Öngörü serisinde heyecan giderek artıyor. Serinin üçüncü kitabında, Evie’nin kâbusları yavaş yavaş gerçekleşiyor, çevresindeki tehlike çemberi giderek daralıyor…

Evie gerçekten yalnız kaldığında bir anlığına keder içinde başını öne eğdi. Söylendiği gibi idamına doğru gidiyormuş gibi hissediyordu. İlerlemeye devam ettiğinde taştan bir duvarın üzerinden atlayıp beyaz kır havuçlarıyla bezenmiş bir tarladan geçti. Kâbuslarında gördüğü yel değirmenlerini geçerken kollarındaki tüyler diken diken olmuştu. Fakat tarla, öngörüsündeki sıcağın aksine hoş kokuyordu. Tepeden aşağı, orada olduğunu bildiği kireç badanalı evin ilerisine baktı. Kilise, ahşap duvarlarıyla göğe uzanan kuleleri yüzünden karanlık ve kasvetli görünüyordu. Çatının üstüne gizemli kara bulutlar toplanmıştı, sanki cennet ona yolu gösteriyordu.

Kâbuslarla gerçeklerin giderek birbirine karıştığı bu dünya da Evie gerçekten yolunu bulabilecek miydi?




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın