Ve bir alıntılar başlığı ile daha karşınızdayım. Bu sefer ki Amy A. Bartol'un 5 kitaptan oluşan serisi olan Öngörü Serisi'nin ikinci kitabı Sezgi kitabına ait alıntılar.
Normalde yazmayacaktım ama öyle güzel satırlardı ki es geçemedim ve sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Bu arada seri paranormal romanslardan. Akıcı, merak uyandırıcı, sürükleyici, olayların durulmadığı ya da durulduğunda tekrardan patlak verdiği, romantik, aşk dolu bir seri...
Fantastik türü severlere tavsiye edebileceğim bir seri olduğunu söylemeliyim. Hem de seri tamamlandı yani aldığınızda bir sonraki kitabı beklemenize gerek yok, peş peşe okuyabilirsiniz.
Serinin kısaca bilgisini aşağıda sizler için paylaşıp ardından alıntıları bırakacağım :)
Öngörü Serisi
"Benim sorunum ne?" diyerek neler oluyor biliyor mu diye öğrenmek için Reed'e sordum. "Diken üstünde hissediyorum, bir şeyler kırmak ister gibi."
Reed omuz silkti ama gülümsemesi hala oradaydı, dudaklarının kenarında zar zor bastırılmıştı. Her ne ise bundan mutsuz olmadığını ortaya çıkarıyordu. "Sen bir Serafimsin," dedi sakin bir tavırla.
"Ve?"
"Ve bu, onu özellikle duygusal ilişkilerine geldiğinde seni oldukça koruyucu ve sahiplenici yapıyor, derken bana pis pis bakıyordu.
"Duygusal ilişkilerim mi?" dedim akıl karışıklığı içerisinde.
"Senin olanı koruma ihtiyacı içgüdüseldir," diye yumuşak bir tonda konuşurken beni izliyordu.
Bana söylediğini anlamaya başladığımda korku bilincime sızmaya başlamıştı. "Yani bana biraz önce benim bölgemi işgal eden birine içgüdüsel bir tepki verdiğimi mi söylüyorsun?" diye sorarken yanaklarımın utanç yüzünden kızardığını hissetmiştim.
"Hayır, bundan daha fazlasını söylüyorum," derken gülümsemesi ışık saçıyordu.
"Ne kadar fazlasını?" diye sordum, ardından da şarabımdan başka bir yudum aldım.
"Çok ama çok fazlasını," dedi, kibri artık kontrol edilemezdi. "Beni sevdiğini söylüyorum."
*****
"Sana bazen gerçek olduğuna inanamadığımı söylediğimi hatırlıyor musun? Sadece kendimi incitmek için seni hayal ettiğimi?" dedi Reed yumuşak ama akabinde kendisiyle dalga geçen neşesiz bir kahkahayla. "Artık gerçek olman gerektiğini biliyorum. Eğer hayal ürünü olsaydın böyle bir acı var olamazdı." Uzanıp ona dokunabilirmişim gibi hissediyordum, sesi o kadar yakından geçmişti ki. Var olduğunu biliyorum ama artık bana gün batımı gibisin. Güzel ve öyle uzaksın ki... Ne kadar hızlı uçarsam uçayım, asla sana erişemem. Her daim sonraki ufuktasın." Göğsümde inanılmaz bir acı sızlarken soluğum boğazımda düğümlendi. "Bana nerede olduğunu söyle. Sana gelirim, dünyanın neresindeysen. Orada olurum. Sadece sen ve ben, yemin ederim. Kimseyi tehlikeye atmamız gerekmez. Buns'ın, Brownie'nin ve Zephyr'in güvende olduğundan emin oluruz. Sadece sen ve ben, söz veririm... İstediğin her yere, istediğin zaman gelirim... Gelirim..."
*****
"Bana bir söz ver," dedi Reed ciddi bir tonda, elimi dudaklarıma götürmüştü.
"Ne istersen." Tepemizdeki ışıklardan üzerime renk yağarken Reed'in elimi öptüğünü hissettim.
"Bir daha asla benden kaçma," dedi yumuşakça. Kalbim göğsümde sıkıştı çünkü sesinde onu terk ettiğimde yarattığım acı ve sızı vardı.
Bir an için ricasını düşündüğümde bu ricaya uymanın benim gücüm dahilinde olmayacağını biliyordum. Bu yüzden "Bir daha asla kendi rızamla sen bırakmayacağım ama ortadan yok olursam bil ki sana dönmek için savaşacağım," dedim.
Reed saniyenin kısa bir süresinde üzerimdeydi ve yoğun bakışları gözlerimi deliyordu. "O zaman sende şunu bil, seni aramayı asla bırakmayacağım çünkü biz biriz."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın