Büyük bir çuha çiçeği koparmış ve bunu kendi elbisesinin iğnelerinden biriyle, Magnus'un kıyafetlerine tutturmuştu.
"Bir uğur," demişti. "Şans getirmesi için."
Magnus'un yüzü hafif pembeleşmişti ama Helen sırada bunun üzerine hiç düşünmemişti.
Ancak sonrasında kendi erkek kardeşi Kenneth'in de içinde olduğu bir grubun arasında Magnus'u gördüğünde, onların çiçeğe vereceği tepkiyi düşünerek yanaklarının kızardığını anlayacaktı.
"Bu ne MacKay? Leydinden bir armağan mı?" demişti adamlardan biri.
"Onun bir İngiliz şövalyesi olduğunu zannediyordur," demişti bir başkası.
"Ya da belki de mezarına koymka içindir," dedi ilk konuşan adam. "MacLeod onu öldürecek."
"Ne tatlı," demişti Helen'in kardeşi de. "Zarif yüzüne bir pembelik katmış."
Tüm erkekler gülmüş, Magnus da orada söylenenlere hiç itiraz etmeden durmuştu. Helen, onun ne kadar gururlu olduğunu biliyordu ve tüm bu kahkahalara kendisi için tahammül ettiğini bilmek...
O anda koşup, onu küçük düşüren çiçeği kıyafetinden kendi elleriyle sökmek istedi. Ama Magnus bunu hiç çıkarmadı. Beni mutlu etmek için, diye düşündü Helen. O anda Magnus'un ne kadar farklı - ve özel - olduğunu anlamı ve kalbini ona kaptırmıştı.
*****
Helen'in kalbi korkuyla sıkıştı. Ona sarılmak ve gitmemesi için yalvarmak istiyordu ama seçme şanslarının olmadığını biliyordu Magnus'un onları güvende tutmak için yaptıklarından sonra, onun da cesur olması lazımdı. "Dikkatli ol."
Magnus'un yüzündeki çocuksu gülümseme, Helen'e eski günleri hatırlattı ve içine işledi. "Her zaman. Ayrıca, beni koruması için bir şeyim var." Çantasından küçük bir cam parçası çıkarıp avucunu ona doru uzattı. "Bunu başka nasıl koyabileceğimi bilmiyordum."
Helen'in adeta nefesi kesildi. Yeşil renkte, bozuk para büyüklüğündeki bu camın içinde kurumuş yaprakları olan mor bir çiçek vardı. Helen'in çiçeği. Ona yıllar önce verdiği çiçek.
Boğazı düğümlendi. Gözlerinde yaşlarla Magnus'a baktı. Magnus onu gerçekten sevmişti. Tüm bu zaman boyunca. Bu kocaman, güçlü savaşçı - gururlu, soylu ve inatçı adam - ona kalbini vermişti ve asla vazgeçmemişti.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın