20 Aralık 2020 Pazar

0 Büşra Toraman - Saklı Miras (Kırmızı Başlıklı Kız Serisi #4)

 

~~~*~~~
Dawson başını iki yana sallayarak güldü. Ne kadar güçlü kavga ederlerse etsinler, hiçbir şey aralarındaki sevginin üstüne çıkmıyordu. İlişkilerine olan inançları gördükleri tüm sorunları önemsiz kılmıştı. 
~~~*~~~


Çok severe okuduğum Kırmızı Başlıklı Kız Serisi'nin 4. kitabı Saklı Miras'da okundu bitti ama ne bitti... şimdi 5. kitap nasıl beklenecek... öyle sabırsız ve merak doluyum ki umarım çok beklemek zorunda kalmayız. 

Büşra Toraman'ı ilk olarak Amazon Efsaneleri serisiyle tanımış ve çok beğenmiştim kalemini de kurgularını da... sonra da Kırmızı Başlıklı Kız Serisi'ne başlamıştım. Aşk, fantastik dünyaları ve daha da önemlisi duyguları öyle güzel kaleme alıyor ve okura yansıtıyor ki birçok yabancı yazardan bile daha iyi olduğunu söylemeliyim. 

Her bir kitabı bir diğerinden daha nefes kesici detaylarla süslü ve su gibi akan, sizi o dünyanın içerisine çeken ve ne olduğunu anlamadan bir anda kitabı bitirmenize neden olan bir kalemi var yazarın. Bu yüzden mutlaka denemelisiniz bu yazarın kitaplarını. 


~~~*~~~
Bir kurdun yapmak zorunda kaldığı en zor şeylerden biri, sevdiklerini böyle kaybetmekti. Savaşta, çarpışmada ya da bir kavgada değil. Öylece hasta yatağında. Durup düşünürken veya çaresizliğin acımasızca yüzüne vurulurken.
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Ada ve Dawson büyük bir problem olan Amona'yı geride bırakmışlar ve Remuslar ile Aleut kurtları arasında anlaşma sağlama yolunda giden liderlerine karşı çıkmamışlar hayatlarına devam ediyorlardı. Aleut kurtlarından bir ekip Remusların yanına Remus kurtlarından bir ekip de Aleut kurtlarının yanında eğitim görmeye başlamıştır. Ancak bir gün Gavin'in gözetimindeki bir kurt Gavin tarafından öldürülür ve ada cesetin ortadan kalmasında Gavin'e yardımcı olur. Sadece ikisinin sırrı olan ve neden böyle cinayeti işlediğini sadece Gavin'in bildiği, Ada'nın ise hiçbir şey bilmediği bir suçta beraberlerdir. Bu durum şüphe çekip de araştırmaların başladığı bir anda başları belki de daha büyük bir belaya karışır çünkü bir anda Ada ve Dawson'ın dairesinde beliren en güçlü büyücülerden Irkalla kimsenin müdahale etmesine ve kimsenin kendisini hissetmesine engel olarak Ada'yı kaçırır. Henüz 3. çocuğuna hamile olduğunu bilmeyen Ada, Irkalla'nın ekibinin arasında kaldığı süre boyunca karışmaması gereken şeylere karışır ve bu olayların ileride başına nasıl bela açacağından habersizdir. Irkalla'nın büyük bir planı vardır ve bu plan Ada'nın sonunu hazırlarken öyle bir plan kurmuştur ki o plan bizzat Dawson tarafından verilmesi gerekecektir. Ada ve Dawson'ın uğraştığı  sorunların arasına bir de Irkalla derdi eklenince olaylar iyice sarpa sarar... 

Öncelikle söylemem gereken en önemli şey kitabın sonuydu... öyle bir bitti ki hayır yani yazar düşünmüş düşünmüş ben okuru meraktan nasıl kudurturum demiş ve bulmuş... işte meraktan kuduran okurlar da biz oluyoruz. O nasıl bir sondu sevgili yazarım... biz şimdi nasıl bekleyeceğiz 5. kitabı? Sorarım size nasıl? Bekleyeceğiz? Bari çok bekletmeyin de kısa zamanda okuyabilelim? 


~~~*~~~
Korktuğu şeyler yaşanmıştı fakat korku Dawson'ı hayatta tutardı. Ailesi için direnmesini sağlayan en büyü etkiydi bu. Onları kaybetme ihtimaliyle bile her şeyi yapabileceğini hissetmesindendi. Karşılaştıkları büyücü ise hiçbir şey hissetmemesine sebep olmuştu. Dawson'ın ruhunu paramparça etmişti ve gittiğinde bile hala ruhunun tamamlanmasını bekliyordu. Bir bütün olmayı.
~~~*~~~

Gavin ile Ada'nın arkadaşlığının boyutu kuzenliğe çıktığında işte budur dedim. Cidden aralarındaki ilişkinin arkadaşlıktan daha öte olmasını istiyordum içten içe ve bu kitapta da ikisinin babalarının kardeş olduğunu keşfetmek süperdi. Özellikle Ada'nın küçük oğlu Lyon'ın kıvırcık saçlarınının Gavin'in saçlarına benzemesinin sebebini de öğrenmiş olduk :D

Ada ve Dawson arasındaki ilişki bu kitapta da çok güzel işlenmişti. Her ne kadar onların ilişkileri üzerinden gitmese de kurgu yine de ikisinin birbirleriyle iletişimi, güvenleri ve bazen sözsüz anlaşmaları çok güzeldi. Birbirlerinin ihtiyaçlarını kendilerinden önce bilmeleri çok güzeldi. Ama ebeveyn olarak okumak paha biçilemezdi. 

Aslında bunu sevdim, Ada ve Dawson'ın ilişkileri artık oturdu ve birbirlerine olan aşkları o kadar kanıtlandıktan sonra daha fazla onların üzerinden entrikaya gerek yoktu ve yazar da öyle düşünmüş olmalı ki daha çok gelecekleri üzerine kurguyu ilerletiyor. Bunu cidden sevdim. İkisinin iletişimi ve güvenleri çok güzeldi. 

Lenora'nın başına gelenlere karşı verdikleri tepki... özellikle Dawson'ın tepkisi... güzel anlatılmıştı. Onun çaresizliğini resmen okurken hissettim. 

Gavin ise... adamım işlediğin cinayet evet sorun yarattı ama sebebin ve asla pişman olmaman bir kez daha gönlümü fethetmene sebep oldu. Nasıl da karşılarına geçip yaptığından pişman olmadığını belirten tavır takındın ya bitirdin beni. O konuyla ilgili detaylara girmeyeceğim tam olarak spoilerın dibi olur bu yüzden söylemiyorum ama o detaylar benim bile kanımı dondurdu. Açıkçası Gavin... yerinde ben olsam ben de asla ikinci kez düşünmezdim. 

Hatta Stone'da biliyordu Gavin'in sebeplerini. Bununla ilgili kitapta bir sözü vardı. "Edd'i diriltecek kara büyüyü bulup daha yavaş ölmesini sağlar" gibi bir söz söylemişti. Açıkçası ben de öyle bir güce sahip olsaydı hiç şüphesiz daha acı verici ölüm şekli düşünürdüm onun için. 


~~~*~~~
"İntikamla canilik arasında fark vardır ve hiçbirinizin o sınıra ulaşmasını istemiyorum."
~~~*~~~

Ada ve Gavin bununla uğraşırken bir de Irkalla'nın ortaya çıkması ve Ada'yı kaçırması olayları daha da çıkmaza sürükledi. Çünkü Gavin'in cinayetinden daha büyük bir dert açtı başlarına. Her ne kadar bir şekilde çözülmüş olsa da şimdilik... Irkalla tekrar sahalara dönecektir. Öylesine güçlü bir büyücü başladığı işi yarım bırakmaz bence... 

Kitabın iki büyük sürprizi vardı. Bunlardan birincisi seri boyunca Ada'yla beraber vicdan azabı çektiğimiz ve belki bir sebepten Deborah'tan hoşlanmamıza engel olan Ali cinayetiydi. Bu kitapta o olayın iç yüzünü öğrendik ve açıkçası belki spoiler olacak ama Ali ölmüyor. Ölmemiş... baya boy gösterdi. Hem de kimlerin aynında? Ne Remusların ne de Tarafsızların... Irkalla'nın ekibinde... üstelik o ekibin işkencecisi tarafından dönüştürülmüş ve onun oğlu olarak anılıyor... şaka gibi. Büyük şok oldu benim için ama bir yandan da sevindim çünkü bu olay Ada ile Deborah'ın arasını düzeltti gibi... :) Ada hadi yine iyisin görümcenle aran düzelti :D 

Kitabın ikinci büyük sürprizi ise Irkalla'nın ekibindeki bir diğer kişi olan Qinn. Kendisi Amazon Efsaneleri serisinden tanıdığımız Aleka ve Gregg'in kızı :D evet sürprizin dibi değil mi? Bence öyleydi. Kendisi bir amazon ve Ada kaçırıldığında onun yanında olanlardan biriydi falan ama ben Aleka ve Gregg'in kızı olmasını beklemiyordum. Hatta kitapta boy göstermelerini de beklememiştim. Resmen Ada, yargılanacağı zaman boy gösterdiler süperdi. 

Böyle bağlantı olmasını çok sevdiğimi söylemeliyim ve umarım ilerleyen kitaplarda daha çok göreceğiz bunları :) 

Hep Gavin, Ada ve Dawson üzerinden gittim ama diğerlerinin de hayatına değinilmişti. Mesela Hilary de hamileydi ve Murat'da baba olacaktı. Ada'nın kendi hamileliğini bilmeden Hilary'e akıl vermesi, yardımcı olması çok tatlıydı hatta ikisi aynı zamanlarda doğurdu :D Tabi Ada'nın ikinci bir kızı olurken Hilary'nin oğlu oldu ;) 

Deborah ve Gavin yine çok tatlı bir çifti. Artık onları resmen çift olarak görebildik ve ikisinin arasındaki dinamiği çok sevdiğimi itiraf etmeliyim. 


~~~*~~~
Gavin ayağa kalktığında, Deborah onun elini tutarak aşağı doğru çekti. "Merhaba ve hoşça kal öpücüğü istiyorum."
"Bu biraz uzun sürebilir. Vaktim yok."
"Acelem var, gitmem lazım öpücüğü öyleyse."
Gavin eğilip Deborah'ın dudaklarını öptü. Tam anlamıyla aceleci ve gitmesi gerektiğini hissettiren bir öpücük değildi. Gavin ellerini yüzünün iki yanına koyup hafifçe geri çekildi. "Uyuşturucu etkisi yapan zehirli dişler bende, fakat senin dudaklarında da bir şey var," dedi küçük bir öpücük daha aldı. 
~~~*~~~

Tıpkı Stone ve Felicia arasındaki dinamik gibi. Tabi Ada ve Dawson'dan sonraki favori çiftlerim değiller belki ama sevdiklerimden biri. Stone'ın tecrübesi ve Felicia'nın henüz çok genç olması ve bu durumun ilişkilerine yansıması çok güzeldi. Stone adamım sonunda gerçek aşkı buldun ve sabırla ellerinle o aşkı güvenle inşa ediyor olman çok güzel.

Ancak... benim kesinlikle ikinic favori çiftim Peratha ve Creon oldu. Bu ikisi arasında bir şey olacağını en başından beri seziyor ve istiyordum. Çünkü ikisi de göründüğünden daha fazlasıydı ve tam da birbirlerine göreydiler. Bu yüzden çok iyi oldu. Peratha'nın tereddütlerine rağmen Creon'un cesareti çok güzeldi. Hatta açık sözlülüğü ve ona göre davranması da süperdi. Adamım sana bayılıyorum. 

Ayy yine bir kitabı bitirdim ve heyecanla yeni kitabı bekliyorum. Bazen keşke hiç başlamayıp da seri tamamlandıktan sonra mı okusaydım diye düşünüyorum. Ama yine de pişman değilim çünkü muhteşem bir seri... 

Türk yazarlar hep fantastik yazmaktan kaçınıyorlar nedense ben öyle düşünüyorum çünkü çok fazla yazan yok ama yazanlar da muhteşem kurgular çıkarıyorlar. Keşke bu türe yönelseler azıcık, o kadar başarılı olurlar ki... 

Her neyse... Ben bu seriyi bütün çevreme tavsiye ediyor ve aldırtıyorum. Sizlere de tavsiyemdir asla ve asla kaçırmayın! Okuyun! Bayılacaksınız. Çünkü ben çok çok çok beğendim. Keşke 5. kitap çıkmış olsaydı da hemen okusaydım onu da...

Bu arada seri 7 kitap olacakmış ve şuanda 4 kitap yayınlandı. 


~~~*~~~
Onun en büyük mücadelesi Ada'yı kazandıktan sonra başlamıştı ya da öyle zannediyordu. Ada'ya aşık olduğunu... daha doğrusu olabileceğini fark ettiği an korkuyla dolup taşmıştı. Kimse için böylesine endişelenmek, duygularına önem vermek, hayatını korumak istememişti. Bir zaman sonra bunun altından kalkmayı başarmıştı. Hiç değilse deniyordu. Şimdi ise korumak istediği daha fazla kişi vardı ve onlar arasında bir seçim yapması gerekirse aklını kaybedebilirdi. 
~~~*~~~


Kırmızı Başlıklı Kız Serisi
Kitabın adı        : Saklı Miras
Yazarı               : Büşra Toraman
Seri Sıralaması   : Kırmızı Başlıklı Kız Serisi #4
Yayınevi             : Ephesus Yayınları
Sayfa sayısı        : 512

Kitabın tanıtım yazısı: 

Tüm Kapılar Açıldığında

Ya Devam Etmek Zorundasındır

Ya Da Başına Geleceklerle Mücadele Etmek.

Aleut ve Remus'un yaşadığı birleşme sonrasında hayatlarının tehlikeli ve hassas bir düzene oturduğunu düşünen Ada ve arkadaşları için yeni bir düşman yaklaşıyordur. Ada, Gavin'in ona verdiği yeni sorumlulukların altından kalkmaya çalışırken bir yandan da genişleyen ailesini korumak için elinden geleni yapmak zorundadır. Planlarına ara vermeden devam eden Doktor'la yüzleşmek adına çabalarken hiç ummadıkları bir anda hayatları altüst olur.

Yaşayan tüm kurtlardan ve cadılardan daha eski, daha güçlü bir büyücü, Ada'nın hedefinden sapmış bir alakurt olduğunu ve doğanın dengesini korumak için bunun önüne geçilmesi gerektiğini düşünmektedir. Irkalla, Ada'yı ailesinden uzaklaştırıp fiziksel ve zihinsel sınırlarını zorlarken Ada, amacını çözemediği bir oyunun içine düşer. Çıkış yolunu bulduğu her seferinde ise aslında en başta olduğunu fark edecektir.
Diğer yandan Gavin, ailesi hakkında ortaya çıkan yeni bilgiler ve işlediği cinayetle baş etmek zorundadır. Şimdiye kadar inandığı şeylerin bir yalan üzerine kurulduğunu öğrendiğinde, varlığından haberi dahi olmadığı babasının peşine düşer. Kimliği bir kez daha sorgulanırken bu kez neye inanması gerektiğini kendisi de bilmemektedir.
Geçmişten uzanan bir dostun yardım eli ise hiç beklenmedik bir anda onları bulacak fakat bu, daha fazla soruna sebep olacaktır.

Bu Bir Süvari ile Akrep'in Hikayesi





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın