Selam millet 😀 en yeni, yepyeni bir historical romans kitabının yorumuyla karşınızdayım. Daha geçtiğimiz ay çıkan Öteki Bayan Bridgerton'un yorumuyla geldim. Ama hoş mu geldim yoksa hoş gelemedim mi bunu yorumumun detaylarında göreceksiniz.
4 kitaplık bir seri olan Rokesby Serisi'nin 3. kitabıydı. Zaten adından da anlaşılacağı gibi Rokesby erkek kardeşlerin hikayeleri, her kitap bir karakter olsa da sıralı okunması kurgusal bütünlükten dolayı daha iyi olur.
Artık serinin son kitabını kaç sene sonra çıkarır Epsilon bilemiyorum ama şunu söylemeliyim ki çıkarma hızındaki yavaşlığın sebebi kesinlikle daha özenli çıkaralım mantığı değil. Çünkü kitapta imla hataları ve edisyon problemleri vardı bence. Çeviriye laf etmek istemiyorum çünkü orijinalini okumadım ama bir problem vardı bu kitapta ne yazık ki. 😩
Neyse detaylara yorumun devamında gireceğim ama bunun öncesinde kısacık bir konusuna değineyim. Poppy Bridgerton, sezondan sıkılıp, kendisine evlenilecek adayları gösterilmesinden bunalıp hamile olan arkadaşını ziyarete gider. Orada tek başına sahilde yaptığı yürüyüş sırasında kendi içinde bir macera özlemi ile yanıp tutuşurken sahilde keşfedilmemiş ve su altında kalmamış mağara bulsa nasıl olur hayalleri kurarken tesadüfen bir mağaraya denk gelir. İçerisine girip bakmaya başladığında ise iki korsan adam tarafından yakalanır. Adamlar oraya içi dolu bir sandık saklamışlardır ve Poppy tesadüfen bunu bulmuştur. Adamlar ne yapacağını bilemeyip, kadını da geride bırakamayacakları için kararı kaptana bırakmak için Poppy'i gemiye götürürler. Geminin kaptanı Andrew Rokesby'dir ancak herkes onu Kaptan Andrew James olarak tanımaktadır. Andrew Rokesby, ülkesi adına çalışmakta olup, gizli mesajları ve paketleri taşımaktadır. Yine öyle bir paket almış ve Portekiz'e bırakması gerekmektedir. Ancak Poppy'nin varlığı bütün planlarını alt üst etmiştir. Üstelik genç kadının bir Bridgerton olması ise onun için bir hayli şok etkisi yaratmıştır. Andrew'un o mağaraya da bir mesaj bıraktığı göz önüne alınırsa genç kadını serbest bırakamaz, sonrasında mesajın ilgili yere ulaşmasına engel olması durumu yaratamaz bu yüzden genç kadınla beraber denize açılmaya karar verir. Bunun üzerine Andrew ve Poppy'nin Portekiz yolculuğu başlar. Ama bu basit bir yolculuk olmayacaktır çünkü Poppy'nin meraklı, güçlü ve mantıklı kişiliği Andrew'un ilgisini çekmekte, onunla sohbet etmekten keyif almaktadır. Hatta öyle ki onu bir kamaraya hapsetmiş olmasından dolayı da içi içini yemektedir. Kurallarını azıcık esnetmeye karar verdiği noktada da bütün işler karmakarışık hale gelir çünkü bu sefer başlarında büyük bir bela vardır. Esir düşmüşlerdir ve kurtulmanın bir yolunu bulmak zorundadırlar. Bütün bunların yanında bu yolculukta da birbirlerinin kalplerine de ilk aşkın tohumlarını ekmeye başlamışlardır.
Böyle anlatıldığı zaman nasılda heyecan verici geliyor kulağa değil mi ama ne yazık ki öyle değil. Üzülerek söylüyorum ki Bridgerton Serisi bizim okuduğumuz ve sevdiğimiz 8 kardeşle sınırlı kalmalıydı bence. Nedense hiçbir kitabı o serinin tadını vermiyor bu bir gerçek ne yazık ki. 😟
Bir de okumayanlar bilmez ancak okuyanlar da ne demek istediğimi anlayacaktır. Spoiler olduğunu düşünmüyorum bu detayın o yüzden rahatlıkla yazıyorum. Poppy kaçırıldığında üzerinde mavi bir elbise vardı ve orijinal dildeki kapak tasarımlarında bu ayrıntıya dikkat edilmişti. Çok merak ediyorum kitabı basmadan önce ya da kapak tasarımı yapılmadan önce hiç kitap okundu mu? Çünkü Poppy mavi elbise giyiyor ancak bizim kapaktaki bambaşka bir şey... ya hiç mi orijinal kapaklarda neden mavi elbise detayı var diye bakılmadı? Hiç mi merak edilmedi? Kapak tasarımları konusundaki fiyaskoya bir tane daha eklendi 😖
Bunun yanı sıra kitap akmıyordu. Çeviriden mi edisyondan mı bilemiyorum. Çeviriye laf etmek istemiyorum doğru olmaz diye de düşünüyorum çünkü orijinal dilden okumadım ama edisyonda sıkıntı vardı. İmla hataları, devrik ve anlaşılmaz kurulmuş cümleler vardı. Üstelik öyle yerlerdeydi ki heyecanla okuyorsun birden bir karşına çıkıyor bütün büyü bozuluyor derecesindeydi.
Normalde Julia Quinn kitaplarını çok severim, çok severek de okurum. Ancak bu kitap... akmadı, sürüklemedi, kitaba bağlamadı... iki günde biter dediğim kitap dört gün elimde süründü resmen. 😟
Çok eleştirdim kitabı değil mi? Ama düşüncelerimi de dile getirmek istedim... şimdi azıcık sevdiğim yerlerden bahsedeyim de verdiğim puanı da yargılamayın 😂
Poppy Bridgerton'da bürün Bridgertonların özelliklerini görmek güzeldi. Güçlü, asi, zeki, meraklı, kararlı yapısı çok güzeldi. Tek fark kafasına koyduğu şeyleri yapan modda değildi.
Kaptan Andrew -James- Rokesby ise... adamı sevdim. Karakteri, mürettebatını koruma duygusu ve saygı duyması, küçük Billy'e olan özeni ve her şeyin yanında Poppy'e karşı özeni, kızın kamarada sıkılmaması için çabası çok güzeldi.
Poppy ile Andrew'un flörtöz, esprili, ciddi diyalogları çok güzeldi. Gerçi en çok keyif aldıklarım da genelde flörtöz ve esprili konularıydı.
Poppy'i kamaraya çıkarması, onca zaman yasak deyip izin vermedikten sonra çıkarması ve kızın merakını keyifle izlemesi çok tatlıydı.
Zaten genelinde kitap Andrew ve Poppy'nin kamarada ya da gemide yaşadıklarını anlatıyordu öyle bir olay döngüsü falan yoktu. Yani ne bileyim bir fırtına çıkabilir, yaralanabilirlerdi falan... çok durağandı o kısımlar... aksiyonsuzdu yani.
Kitabın tek aksiyon kısmı son 100 sayfasında falandı. O da Portekiz'e yanaştıklarındaydı. Zaten o sayfalar bir merak duygusu uyandırdı ama o kadar.
Kitabın sonu çok geçiştirilmiş hissi verdi. Hem kurtarılmaları hem de Poppy ile Andrew'un buluşması... tamam tekrar buluşmaları, karşılaşmaları güzeldi. Bir yemek toplantısında herkesin içinde olması güzeldi falan ama bilemiyorum beklediğim bu değildi.
Neyse çok eleştirdim kitabı... ama açıkçası bu kadar bu türe hasretken ister istemez beklentim de farklı oluyor. Bu yüzden okuduğum da beklentim karşılansın istiyorum ama bu kitap ne yazık ki karşılamadı. Bu yüzden ortalama buldum kitabı ne yazık ki. 😟
Kitaba dair puanım ise 5 üzerinden 3 oldu. 🌟🌟🌟
- Eşsiz Bayan Bridgerton
- Hayali Evlilik Gerçek Aşk
- Öteki Bayan Bridgerton
- First Comes Scandal
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın