Kitabın yorumu için tıklayınız!
"Neden beni bulmak için bir hafta bekledin?" diye mırıldandım.
"Meşguldüm."
"Benim hakkımda bilgi toplamakla mı?"
"Muhtemelen. Neden? Beni mi düşünüyordun, Lenochka?" Son kelimeyle sesi kalınlaşmıştı.
Korkunç şekilde düşündüğüm tek şeyin o olduğunu, onu seyircilerin arasında gördüğümde içimde bir şeyin uyandığını söylemedim. Sırf onun orada olduğunu bildiğim için bugüne kadarki en iyi performansımı sergilediğimi söylemedim.
Bunun yerine, "Herkes kendi ölüm meleğini düşünür," dedim.
*****
"O ne demek?"
"Ne ne demek?"
"Lenochka?"
"Parlak ışık."
Bana böyle hitap ettiğine inanamazken dudaklarım aralandı. Kesinlikle hayal gücümün bir oyunu olmalıydı. "Benim parlak ışık olduğumu mu düşünüyorsun?"
"Söylediğim buydu."
"Ama yalnız olduğumu söylüyorsun."
"Bu seni kasvetli yapmıyor. Bir gül yalnızken tarlada olduğundan daha fazla parlar."
*****
"İşte sana gerçek, Lia. Ölümcül dikenlerin beni heyecanlandırıyor."
Yutkundum. "Ama seni yaralarlar."
"Yine de bun değer."
*****
"Casusun olmayacağım, Luca."
"Neden?"
"Adrian'dan bahsediyoruz. Anlayacaktır."
"Anlamayacak."
"Nasıl bu kadar emin olabilirsin?"
"Senin tarafından kör edilmiş durumda."
Dudaklarım aralandı. "Benim tarafımdan kör edilmiş mi? Dalga geçiyor olmalısın."
"Geçmiyorum. Titiz Adrian Volkov, hayatında ilk defa bir kadının ona yaklaşmasına izin veriyor. Bu zayıflık değilse, başka nedir bilmiyorum."
*****
"Canım yanıyor..." Sesim çatladı.
"Doktoru çağırayım."
"O acı değil." Yumruğumu göğsüme vurdum. "Burası. O kadar çok acıyor ki binlerce bıçak tarafından kesilip açılıyormuş gibi hissediyorum."
Adrian elini başımın arkasına götürerek saçlarımı okşadı. "Buna dayanamayacak gibi hissedip ölmenin daha iyi olacağını düşünebilirsin ama bu doğru değil. Yaran iyileşecek. Belki hemen ya da yakın zamanda olmayabilir, belki tamamen iyileşmeyebilir ama yaran kapanacak. Dönüp geriye baktığında bugünü değiştin an olarak göreceksin."
"Ama hayatım boyunca yara izlerini taşıyacağım," diye ağladım, tekrar göğsüme vurarak. "Tam burada."
"Yara izleri, yaşadığın ve hayatta kalacak kadar güçlü olduğun anlamına gelir." Başımın tepesini öptü. "Seni onlarla yüzleşebilecek hala gelene dek yara izlerinin her birine tapacağım, Lenochka."
*****
O her zaman karanlık olsa da konu ben olduğumda, en azından biraz ışık vardı. Şimdi o ışık gitmişti, geriye sadece onun karanlığı kalmıştı.
Boğazımdan bir hıçkırık koptu çünkü biliyordum, bu gece Adrian'ın bir parçasını kaybettiğimi biliyordum.
Aşık olduğum parçasını.
*****
"Önce bir şeyi öğrenmek istiyorum." Oldukça alçak bir sesle konuşurken çenem titriyordu, beni duymasına şaşırdım. "Beni hiç sevdin mi, Adrian?"
Sorum kendisine yabancıymış gibi duraksadı ama cevap vermedi. Bana dolaylı olarak verdiği cevapla, taze gözyaşları daha çok aktı. Sevmemişti. Ya da daha doğrusu aşkın ne demek olduğunu bilmiyordu.
Hiç bitmemişti ve bilemeyecekti.
"Çünkü ben seni sevdim." Avucumu kalbimin üzerine koyarak elbisemin kumaşını yumruğumda buruşturdum. "Ve bu beni her gün öldürüyor."
Yaralanmamış kolunun elini uzattı. "Aşağı in, Lenochka. Lütfen."
"Daha önce elini tuttum, Adrian ve sen beni bununla boğarak öldürdün." Hafifçe gülümsedim. "Yavaşça ölmektense, hızlıca ölmeyi tercih ederim."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın