25 Nisan 2024 Perşembe

0 ALINTILAR // Greer Rivers - Hayalet (Tattered Curtain #1)



  Kitabın yorumu için tıklayınız!






Gözlerim kısılarak haplardan, onun bekleyen yüzüne kaydı. Başımı yavaşça iki yana salladım.

"Bana güvenmiyor musun?"

"Seni tanımıyorum."

Ellerimden birini alıp hapları avucuma bıraktı. Onları inceleyip bir aptal gibi kokladıktan sonra, sıradan bir aspirin olduğundan oldukça emin bir şekilde bir yudum suyla yuttum. 

Hararetli bakışlarını üzerime sabitledi. "Beni tanıyorsun, ma bella muse. Sadece bunu kabul etmek istemiyorsun."

Kalbim tekledi ve gözlerim yeniden kocaman açıldı. "S-sen bana ne dedin?"

Sırıttı. "Benim güzel ilham perim. Sanırım şimdiye kadar bunun ne anlama geldiğini öğrenmişsindir."

"Öğrendim..." Yavaşça beynim her şeyi birleştirmeye çalışırken nabzım damarlarımda hızla atıyordu. "Sen benim müzik şeytanımsın."

*****

"Benden uzak durmalısın."

"Neden böyle diyorsun? Ayrıca sen beni kaçırmışken bunu yapmak biraz zor."

Bir homurtu çıkarıp içkisini yudumladı. "Kaçırılmakla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun."

"Ah, peki sen biliyor musun?"

İçkiyi masaya sertçe bırakıp bana baktı. Ateşin ışığı beyaz maskesinde parlıyordu ama yüzünün geri kalanı loş ışık nedeniyle karanlıktaydı. 

Bir gölge gibi.

Bir hayalet gibi.

Bacaklarını ayırarak durmuş, kollarını göğsünde birleştirmişti. "Aslında evet, biliyorum. Kaçırılmanın, kafese kapatılmanın ve işkence görmenin nasıl bir his olduğunu biliyorum." Yavaş yavaş yaklaşıyordu ve ben hemen kaçmamak hem de her kelimenin acısını hafifletmek için kendimi onun üzerine atmamak için zor dayanıyordum. "Ve hatta kaçırmayı, kafese kapatmayı ve işkence etmeyi de biliyorum."



*****

Gece yarısı bakışları kararlılık ve tereddüt doluydu. Bir kez daha, keşke maskesini çıkarıp duygularının tüm derinliğini görebilseydim. Belki o zaman sadece benim için soyunmakla kalmaz, aynı zamanda bana, sırlarını açıklayacak adar da güvenirdim. 

"Yarın gitmene izin verirsem... geri dönecek misin?" diye sordu ve ben gülümsemeden edemedim.

"Evet, söz veriyorum. Ama sadece bunu istediğim için. Beni zorladığın için değil. Üstelik gittiğim her yerde peşimde olmayacaksın değil mi? Sen benim takipçimsin."

Samimi bir gülümseme dudaklarına yayıldı, hatta sağ tarafı bile tekrar bu kaslara alışıyormuş gibi hareket etti.

"Tek istediğim bu, ilham perim."


*****

"Neden benden nefret etmekte ısrar ediyorsun, Scarlett? Yaptığım tek şey seni korumakken neden beni düşmanın olarak görmekte ısrar ediyorsun?"

"Beni korumadın." Başını iki yana salladı. "Beni manipüle ettin."

"Seni cesaretlendirdim."

"Bana sahip oldun."

"Sana aşık oldum."


*****

"Yıllardır tiyatrodasın, bunu biliyorsun. Takıntı ve aşk, en iyi hikayeleri yaratır."

"Ya da en trafik olanları."

Odasına doğru giderken elini duvarda gezdirdi. Her adımı yavaş ve isteksizdi. Sanki vücudunu yanlış yola gitmeye ikna etmeye çalışıyordu.

Sonunda, "Bizim hikayemizin hangisi olacağına karar vermek sana kalmış", diye yanıtladım. "Eğer kalırsan, sana hayatımızın geri kalanı boyunca her gün, anlatılmış en iyi aşk hikâyesini yaşatacağıma söz veriyorum. Ben gölgelere mecbur bırakıldım ve burayı evim yaptım. Yalnızca hayatı biriyle paylaşmak istedim. Annemle babamın paylaştığı gibi. İnsanı hayatta tüketen ve eşini çok erken kaybettiğinde ona bir kabuk bırakan türden bir aşk istedim. Önceden annem için üzülürdüm ama bazı günler hayatının aşkının hala var olduğu bir dünyaya kaçıyor. Babam sadece bir hayalet değil, annemin her şeyi. Senin için, seninle birlikte, öyle olmak istiyorum. Bu yaşamı aşan, tek bir aşk istiyorum."



*****

"Bekle! B-ben özür dilerim. Seni dinlemeliydim, sana güvenmeliydim."

Onu inceledim, meleğimi kucağıma alıp evime götürmek ve bir daha asla gitmesine izin vermemek isteyen bütün kaslarımla savaşıyordum. Ancak...

"Seçimini yaptın, Scarlett. İki kez. Ve ben her seferinde kaybettim."

"Hayır! Lütfen, bir hata yaptım-"

"Hayır, yapmadın," diye tısladım ve eğilip ellerini tuttum. "Sana içimi açtım ve sen benim bir canavar olduğuma inandın. Kendini kötü hissetme," dedim alaycı bir şekilde. "Sen ilk değilsin. Kendi annem bile yüzüme bakmıyordu. Bu protez takılına kadar benimle tekrar konuşamadı. Bunu takmaktan nefret ediyorum," dedim tükürerek ama Scarlett irkilmedi. "Bana Chatelainler beni canlı canlı yakmasaydı kim olabileceğimi hatırlatıyor. Ama onun yüzünde bir daha o ifadeyi görmeyeyim diye takıyorum. O yüzden aynı bakışı sende de görmek istemediğim için beni bağışla, Scarlett."

"Ne bakışı?" diye sordu, gözleri benimkilerde cevap arıyordu. Ofladım, sorusunun saçmalığına neredeyse gülecektim. 

"O korkunç, 'ne canavar ama' bakılı. İnan bana, bu konuda fazlasıyla tecrübeliyim."




 


 

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın