30 Nisan 2024 Salı

0 ALINTILAR // Victoria Alexander - Sonunu Bile Bile (Last Man Standing #1)



  Kitabın yorumu için tıklayınız!






"Hiç macera peşinde koşan bir adam olmadım, en azından gençlik günlerimden sonra. Ama sebepsiz yere bana bunları hissettiren bir kadınla da hiç karşılaşmadım. Evet..." Kafasını onaylarcasına salladı. "Bir macera. Hem de çok büyük bir macera." Bu sözler ağzından çıkar çıkmaz aralarında olabilecekleri o an tüm gerçekliğiyle fark etti. "Sevgili Judith..." Ona bir adım daha yaklaşarak elini tuttu ve gözlerinin içine baktı. "Neyi sevip sevmediğini, kişisel özelliklerini ve mahrem özelliklerini bir bir kendim keşfetmek istiyorum." Elini yukarı kaldırıp dudaklarına götürdü. "Güney Amerika'ya gidip orkide peşinde koşmadım, Afrika ormanlarına da gitmedim ama aramızda olan şeyi keşfetmeye kararlıyım. " Diğer elini de dudaklarına götürüp öptü. "Ve seni."


*****

"On ikinci Gece Balosu'nda gözlerine baktığım günden beri bundan eminim. Hatta hiçbir şeyden bu kadar emin olmamıştım." Hafifçe gülümsedi ve Judith'in kalbi yerinden çıkacak gibi çarpmaya başladı. "O andan beri hayatım..."

"Ne?" Yeniden ona baktı. Onun ne söylemesini istediğini bilemiyordu. Ani ve ebedi sevgisini açıklamasını mı? Tabii ki hayır, Birbirlerini tanımıyorlardı ve aralarındaki şeyin adı aşk olamazdı. Zaten böyle bir şeyin olmasını da istemiyordu. Yine de Tanrı'dan yardım diliyordu çünkü ne istediğini bilmiyordu. "Hayatına ne oldu?"

"Zamanın içinde kaybolmuş gibiydim."


*****

"Judith bir erkeğe yenik düşmekten korkuyor. Gerçek duygularının görünmesini istemiyor."

"Ben hala öyle..."

"Bana dün gece neler olduğunu anlatmadın ve bu son derece takdir edilir bir tutum. Ancak bir şey anlatmamış olman bana pek çok şey anlattı. Judith'in birisiyle bu kadar çabuk samimi olduğuna hiç tanık olmadım."

Gideon gözlerini kıstı. "Ve?"

"Ve bu da mümkün olduğunu gösteriyor." Helmsley gözlerini ona dikti. "Onun kalbini kırabilirsin."


*****

"Gideon, Leydi Chester'dan çok hoşlanmış olduğumu bilmeni isterim. Onun hakkında söylediğin her şey de seninle hemfikirim. O parıltılı, eğlenceli, etkileyici ve sevimli. Bedeli bu kadar ağır olmasaydı onun hakkındaki tüm hislerini samimi dahi çıkarmadan onaylardım."

"Ona karşı duyduğum bir his yok," dedi Gideon hızla. 

"Hatta seni yüreklendirirdim. Ama bunun..." Göz göze geldiler. "Kötü sonuçlanacağından eminim."

"Saçma."

"Yeniden kalbinin kırıldığını görmek istemiyorum." dedi Louise usulca.

"Ben de öyle... Ama kalbimin bu konuyla bir alakası yok."

"Çok fazla itiraz ediyorsun evladım." Teslim olmuş gibi bir nefes verdi. "Karşımda kendini uçurumun kenarından atmaya hazırlanan bir adam gibi duruyorsun."



*****

"Ne hissettin Judith? Gözlerimin içine baktığın ilk gün ne hissettin?"

Judith omuzlarını dikleştirdi. "Çok güzel gözlerin olduğunu düşündüm."

Gideon ona doğru yürüdü. "Bu kadar mı?"

"Evet, bu kadar."

"Benim ne hissettiğimi bilmek ister misin?" Ona daha da yaklaştı.

"Bunun doğru olacağını hiç..."

Tam karşısındaydı. Boynunda öpebilecek kadar yakınında. Onun kollarının arasına çekip orada tutabilecek kadar yakınında. "Heyecan. Beklenti. Büyü."

"Yapma..."

"Mavi gözlerine baktığım anda orada çok farklı, çok kıymetli şeyler gördüm. Gözlerine bakıyordum ama ruhunu görüyordum. Ve onlar da benimkine dokunuyordu." Nefesi kesilmişti. "Beni tamamlıyordu."

"Dur artık." Alnını kapıya yasladı. "Lütfen."

"Vurulduğumu hissettim." Önce eğilip kulağına fısıldamaya başladı. "Le coup de foudre, Judith, şimşekler çaktı. Gözlerine ilk baktığı anda ve sonrasında hep bunları hissettim."



 

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın