~~~*~~~
Geçmişinizden birisinin geleceğinizi yerle bir etmesi, umutlarınız daha başlamadan suya düşmüş gibi hissettiriyordu.
~~~*~~~
Uzun süre elimde oyalanan bir kitap yorumuyla karşınızdayım. Aslında sevmediğim için değil sadece film serilerine takılınca elime kitabı almadığım hatta alamadığım için okuyamadım. Bu yüzden de dizi izleyemiyorum ne yazık ki. Ama olsun Harry Potter son filmine ara verince kitabımı bitirebildim ve yorumuyla karşınızdayım.
3 kitaptan oluşan Tattered Curtain Serisinin ilk kitabıydı. Karakter serisi olduğu için ana karakterlerin hikayesi bu kitapla mutlu sona ulaşıyor bu yüzden seri devamı beklemek zorunda değilsiniz.
Dark romans ve yetişkin romans olduğunu bilerek okuyun. Zaten isimden ve kurgudan ve kapaktan da türü biraz anlaşılıyor.
~~~*~~~
Bir insan, ruhu gece gbi kararmadan önce, ömrü boyunca kaç ölümden sorumlu olabilirdi? Bundan bir dönüş var mıydı?
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Sol, 15 yaşında düşman aile tarafından işkenceye maruz kalmış olup vücudunda, yüzünde yara izleri olan bir adamdır. Gözünün işkence sonucunda kaybetmiş olması ve yüzündeki yara izleri yüzünden kendini karanlıklara ve görünmezliğe bırakan, işlerinin pis tarafını takibini yapan biri haline gelmiştir. Yüzüne maskesi olmadan hareket etmeyen, her adımında maskesi olan ve etrafındaki adamlara da maskesinin kopyası olması sebebiyle de varlığını neredeyse unutturan Sol, hayalet olarak anılmaya başlanmıştır. İşlerinin görünen kısmıyla da ikiz kardeşi Ben ilgilendiği için herkes Hayalet'in varlığından korkmaktadır. Bunun yanı sıra babasının ölümüne şahit olan, bunun travmasını yaşayan ve bipolar olarak hayatına devam eden Scarlett, hayal ettiği operada baş rol oyuncusu olarak oynayarak ve kariyerine yönelerek hayatına devam edecektir. Ancak Sol, babasının öldüğü gün gördüğü ve sonrasında da sahibi olduğu okulda burslu okuyan Scarlett'i de adım adım izlemektedir. Çünkü ona aşık olmuştur ve onu hayatında istemektedir ama kendisinin yaralı görünümüne de nasıl tepki vereceğini de bilmemektedir. Ama önlerinde de bir engel vardır... o da Scarlett'in çocukluk arkadaşı ve Sol'un de baş düşmanı Rand, ortaya çıkmıştır ve ortada bir savaş vardır. Şimdi Scarlett hem müzik şeytanı ve kendisine mektup ve nota gönderen kişiyi yani Sol'u tanımaya diğer yandan da çevresinde gözlerini kapadığı olayları öğrenmeye ve hayatına tekrar giren Rand ile nasıl devam edeceğine karar vermesi gerekmektedir.
Öncelikle kitabın dark romans olduğunu tekrar dile getirmek istiyorum çünkü okuyup sonrasında söveceğinize bilerek okuyun.
~~~*~~~
"Bazen mutluluk sadece mutluluktur, ma jolie petite muse. Onu sorgulamaya gerek yok. Sadece tadını çıkar."
~~~*~~~
Hayalet'in ya da Sol'un yaşadıkları ve sonrasında olaylarla baş etme çabası, kendine çizdiği yol gerçekten güçlü karakterini gösterdi. Belki de birçok adamın altından kalkamayacağı işkencelere rağmen hayatta kaldı ve kendi ailesi dışında herkesle iletişimini keserek işine odaklandı ve hayatına devam etti. Zaten sonrasında Scarlett'e olayları anlattığında cidden ne kadar ağır şeyler olduğunu gördük. Cidden acımasızlık!
Scarlett'in bipoları, yaşadığı krizler ve verdiği tepkiler güzel anlatılmıştı. Bu tür psikolojik rahatsızlıkları olan insanlara dair kitaplar okudum dolayısıyla da bunda da böylesine gerçekçi anlatılması çok iyiydi. Ayrıca gerçeklikle hayali ayırt edemediği ve sorguladığı kısımları da çok güzel anlatılmıştı.
Ancak... işte o ancak... hastalıkla ilgili detayları da çok tekrarlar niteliği hissettim dolayısıyla aynı veya benzer imaların olduğu cümleleri tekrar tekrar okumak rahatsız da etti. Bir yerde kendimi tekrar ediyormuşum gibi hissettim.
Scarlett'in ve Sol'un iletişimi, ikilinin birbirlerinin eksik kısımlarını tamamlama şekli, yeteneklerini teşvik etme şekli çok güzeldi.
Rand'ın ortaya çıkması, Scarlett'ı kullanma çabası, Sol ile olan ilişkisi, hırsı kitabın en heyecanlı kısımlarındandı çünkü merak uyandırıyordu sonunun nereye bağlanacağı konusunda. Ki zaten kendi sonunu kendisi getirdi.
~~~*~~~
Protez ve maske takmadan önce herkeste oluşan bakışın aynısıydı. Ancak bana sonsuz bir çukura düşünüyormuşum gibi hissettiren bu çöküş hissi... yeniydi. Çünkü bir kez olsun umudun, gerçekliğin önüne geçmesine izin vermiştim.
~~~*~~~
Operaya normalde pek ilgim yoktur ama açıkçası merak da ettim operayı çünkü öyle bir anlatılıyordu ki merak ettiriyordu.
Kitapta erotizm sahneleri de var, bunu bilerek okuyun. Normalde beni bilirsiniz yetişkin içerik okurum, dark romans okurum ama bu kitapta da vardı, başlarda değil ama sonlara doğru biraz olmasa da olurdu dediğim oldu. Yani barışma seksine gerek var mıydı? Bence yoktu gibi...
Çok uzatmayayım, geneline baktığında sevdim kitabı, eksikleri vardı ama genelinde de güzel bir kurguydu. Severek okudum. Müzik üzerine kurgu olması değişiklik oldu. Ayrıca erkek karakterin de müthiş yakışıklı olmasındansa kusurları olan bir adam olması bence harika bir detaydı.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟
~~~*~~~
Biz, olay başlatmamaya yemin etmiştik; ama bitiren olacağımızdan adımız gibi emindik.
~~~*~~~
Tattered Curtain
Kitabın adı : Hayalet
Orijinal adı : Phantom
Yazarı : Greer Rivers
Çevirmen : Beyza Bozsu
Seri Bilgisi : Tattered Curtain #1
Yayınevi : Lapis Yayınları
Sayfa sayısı : 372
Kitabın tanıtım yazısı:
O benim ilham perim, ben de onun müzik şeytanıyım. Bir yıl önce, tatlı Scarlett Day’in karanlık tarafına tanık oldum. O zamandan beri benim saplantım oldu. Onun sırrı olmaktan memnundum. Onu uzaktan korumaktan memnundum... Ta ki geçmişimden bir düşman gözünü ona dikene kadar.
Ailelerimizin derin bir nefret geçmişi var ve Scarlett ortada kaldı. Bu arada zihni ona oyunlar oynamaktadır.
Panik atakları korkunç bir şekilde yanlış gittiğinde, onu kurtarmak için gölgelerden ortaya çıkıyorum. Artık benim olduğuna göre, gitmesine izin veremem.
Karanlıkta ustalaştım. Işığıyla beni baştan çıkarıyor. Ama maskem gittiğinde, altındaki canavardan korkacak mı?
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın